CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencilerinin kurduğu "Kadesh Agenda" dergisinin yazarı gençlerle buluşmasında, iktidara geldikleri taktirde İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden yürürlüğe sokacaklarını söyledi. CHP lideri, 1 milyonun üzerinde üniversite mezunu genç işsiz olduğunu belirterek, "Bunun çözülmesi lazım" ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, üniversite öğrencilerinin dış politikadan İstanbul Sözleşmesi'ne, zorunlu askerlikten gelir dağılımındaki adaletsizliğe birçok konu başlığıyla ilgili kendisine yönelttiği sorulara yanıt verdi.
Gençlere siyasete girme çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, 6 milyon 300 bin gencin ilk kez sandığa gideceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Önümüzdeki seçimlerde 6 milyon 300 bin genç sandığa gidip nasıl bir Türkiye istediğini göstermeli. Kendi beklentilerine uygun bir partiye oyunu vermeli, güçlü bir değişime imza atmalı." diye konuştu.
Bir öğrencinin üniversite özerkliği ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) konusundaki sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Eğer biz bu ülkeye gerçek anlamda demokrasiyi getirmek istiyorsak yapacağımız ilk şey Türk hukuk sistemini darbe hukukundan temizlemek. YÖK ne zaman geldi, 12 Eylül'de üniversiteleri terbiye etmek için geldi. Eğer biz gerçek anlamda demokrasi istiyorsak üniversiteler üzerindeki baskıyı kaldırmamız gerekiyor.Üniversiteler bilim yuvalarıdır. Üniversitelerde düşünceye sınır getirilmez, en aykırı düşünceler bile rahatlıkla dile getirilmeli. YÖK'ün kaldırılması lazım. YÖK kaldırıldıktan sonra üniversitelerin yeniden kendi kültürünü oluşturabileceği atmosferin yaratılması gerekiyor. Üniversite ayrı bir dünya. Üniversite kendi rektörünü kendisi seçebilmeli, üniversite öğrencilerinin yönetimde söz sahibi olabilmesi lazım. Üniversiteler üzerinde ciddi baskı var, en tipik örneği Boğaziçi Üniversitesi."
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine dair soruya da yanıt verdi. Bu sözleşmenin parlamentodan oy birliği ile çıktığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi: "Erdoğan ne olduğuysa bir gece yarısı, bir kararnameyle İstanbul Sözleşmesi'ni iptal ettiğini ilan etti. 600 milletvekilinin onay verdiği kanunu bir kişinin iradesiyle siz yürürlükten kaldıramazsınız. O zaman Meclisi kapatın. Buna yönelik dava açıldı ama ne yazık ki reddedildi. Türkiye genelinde 306 kadın örgütü var, olayı bir AK Parti-CHP çatışmasından uzak görüp kadın hareketinin öne çıkmasını istedik. Olayı bir iki parti arasındaki kavganın ötesine taşımamız lazım, kadınların kendi hakkını savunması lazım. Ama ben inanıyorum, eğer gerçekten 6 milyon 300 bin gencin oyuyla iktidar yolu açılırsa, ilk bir hafta içinde bir kararname ile İstanbul Sözleşmesi'ni yürürlüğe koyacağız. Ben Danıştay'ın verdiği kararın da hukuksuz olduğuna inanıyorum. Adalet yoktur burada. Ama kadınlar bu mücadelelerini sürdürecektir."
İktidar olmaları durumunda zorunlu askerlikle ilgili bir çalışma yapmayı düşünüp düşünmedikleri yönündeki soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Emir komuta zinciri vardır. Askeri dünyada gri renk yoktur. Vicdani ret olayı son yıllarda ağırlıklı olarak gündeme gelen bir olay. Kamuoyunda tartışılabilir. Belli bir olgunluğa ulaşabilir. Siyaset kurumu bunu dikkate alabilir.Ama bunun belli bir olgunluğa ulaşması lazım. Ama vicdani rette bulundu veya onu savundu diye insanları tutuklamak, gözaltına almak asla doğru değil. Her düşüncenin kendi içinde saygınlığı vardır. Siyaset kurumu da her düşünceye kulak kabartmak lazım. Bu çerçevede olayın değerlendirilmesinden yanayım." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Eurovision şarkı yarışmasından çekilmesine yönelik bir soruyu yanıtlarken de "Eurovision şarkı yarışması olur, niye olmasın. Türkiye'nin çekilmesi aslında Türkiye'nin ayıbıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, dış politikaya dönük bir soru üzerine iktidarın dış politikasının yanlış olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: "Bugün izlenen dış politikanın tam 180 derece değişmesi lazım. Bu dış politika Türkiye'yi dünyada yalnızlaştırdı. Sadece Avrupa'da, Uzak Doğu'da değil Orta Doğu coğrafyasında Türkiye yalnız kaldı, yalnızlaştırıldı. İzlenen dış politikanın bize faturası çok ağır oldu. Bu nedenle bu politikanın değişmesi lazım."
Üç yıl önce kişi başına milli gelirin 12 bin dolar olduğunu, bugün ise 7 bin dolara kadar gerilediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı: "En büyük acı, kişinin yaşam standardındaki gerilemedir. Gelir dağılımını bozan temel etmen işsizliktir. 1 milyonun üzerinde üniversite mezunu genç işsiz var. Ayrıca 10 milyonun üzerinde işsizimiz var. Bunun çözülmesi lazım. Bir ülkeyi hızla büyütmek ve kalkındırmak istiyorsanız demokrasiyi gerçek anlamda getireceksiniz. Bunu yaparsanız herkesin can ve mal güvenliği olur. Bu, yatırımcının yatırım yapması demektir.Şimdi hiç kimse önünü göremediği için yatırım da yapılmıyor dikkat ederseniz çünkü Türkiye'de can ve mal güvenliği yok. Yarın birisi gelip benim malıma çökerse ne olacak? Var ya, marinaya çöktüler mesela. Diyor ki dönemin İçişleri Bakanı 'Biz burayı almasaydık mafya gelip çökecekti.' Akıl alacak şey değil. Mafyanın gelip çökeceğini eski İçişleri Bakanının itiraf etmesi, devlette siyasetle mafya arasında ciddi bir iş birliğinin olduğunu da gösteriyor. Demokrasiyi güçlendirdiğiniz zaman kayıt dışı ekonomiyi de sınırlandırmış oluyorsunuz."
Türkiye'nin katma değeri yüksek ürünler üretmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, teknoloji devriminin kaçırılmaması gerektiğini söyledi.
Bingöl'ün Genç ilçesinde, çocukluk döneminde yaşadığı bir bayram anısını anlatan Kılıçdaroğlu, tüm vatandaşların Kurban Bayramı'nı kutladı.