CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Bolu'nun Kıbrısçık ilçesinde halka hitap etti. Kılıçdaroğlu "Yeni bir siyaset anlayışıyla yola çıkıyoruz. İstanbul'u, Ankara'yı, Antalya'yı, Mersin'i, Adana'yı bu siyaset anlayışı ile aldık. Önümüzdeki seçimlerde göreceksiniz Türkiye'nin ufkunu açacağız. Ele güne muhtaç etmeyeceğiz bu memleketi" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
"8 Milyon işsiz var, ben bunu söyleyince kızıyorlar. Ben fakirin, fukaranın hakkını savunmayacaksam ben neden siyaset yapıyorum. Ben fakirin, fukaranın, yoksulun hakkını savunacağım. İşçinin hakkını savunacağım. Çiftçinin hakkını, esnafın hakkını, kadınların, erkeklerin hakkını savunacağım.
Cumhuriyet Halk Partisi Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu bir partidir. Bize çok önemli bir miras bıraktı. Nedir o miras; kadın erkek eşitliğidir, aydınlıktır, birlikteliktir, milliyetçiliktir, cumhuriyetçiliktir. Bizim milliyetçilik anlayışımız kafatası milliyetçiliği değildir. Bizim milliyetçilik anlayışımız Atatürk’ten gelir Ecevit ile devam eder.
"Bizim milliyetçilik anlayışımızda vatan toprağını terk etmek yoktur. Süleyman Şah türbesi kaçırılırken neden kimsenin sesi çıkmıyordu da sadece ben konuşuyordum. Bu ülkenin çakıl taşı için göğsümüzü siper ederiz. Herkes bunu iyi bilsin. Bizim milliyetçilik anlayışımızda herkesin karnı tok, huzur içinde olması lazım. Alın terine değer vermek yatar bizim milliyetçilik anlayışımızda. Memleketi Londra'daki bir avuç tefeciye teslim ederseniz milliyetçi olamazsınız. Borç alan emir alır. Biz oturur, çalışır, üretir, kazanır ve dünyaya satarız. Bizim milliyetçilik anlayışımız budur. Nohut, buğday ithal edeceksin, memlekette buğday, nohut, pamuk üretecek yer mi kalmadı. Gerekirse 24 saat çalışacağız."
"Ele güne bu millete teslim edeceğiz. Bizim milliyetçilik anlayışımız budur. Buradan yola çıktığımızda hiçbir çocuk yatağa aç girmez. Bu anlayışımızı en küçüğümüzden en büyüğümüze kadar büyüteceğiz. Kimsenin kimliği, inancı, yaşam tarzıyla uğraşmayız. Herkesin kimliği kendi şerefidir, inancı Allah'la kendi arasındadır. Biz neyle uğraşırız? Onların evinde yoksul, fakir birisi var mı? Sosyal devletin onlara katkı yapması lazım. Belediye başkanlarıma söyledim, bulunduğunuz beldede bir çocuk yatağa aç giriyorsa o gece uyumayacaksınız. Biz kul hakkına saygılıyız."
"Belediye başkanlarıma söyledim, para harcıyorlar, yol yaparlar, bina yaparlar, park yaparlar. Kimin parası bu? Milletin parası. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. 'Şu parkı şu kadara yaptım' diye. Neyi kaça yaptıysanız millete söyleyeceksiniz. Çünkü harcadığınız para milletin parası. Şimdi, 'yol yapıyoruz, tünel yapıyoruz, köprü, havaalanı yapıyoruz' deniyor, eyvallah teşekkür ederiz. Ama soruyoruz, kaça yaptınız? 1 liralık işi 5 liraya mı yaptınız? Yoksa 5 liraya yapıp 4 lirayı cebe mi atıyorsunuz? Doğu, batı, kuzey, güneyi herkesi kucaklamalıyız. Bayrak, vatan benim bayrağım, vatanımdır. Hangi partiden olursa olsun bayrak herkesin bayrağı. Vatandaş bizim vatandaşımızdır. Onun dertleriyle ilgilenmek, sorununu çözmek siyaseten bizim görevimizdir."
"Yeni bir siyaset anlayışıyla yola çıkıyoruz. İstanbul'u, Ankara'yı, Antalya'yı, Mersin'i, Adana'yı bu siyaset anlayışı ile aldık. Önümüzdeki seçimlerde göreceksiniz Türkiye'nin ufkunu açacağız. Ele güne muhtaç etmeyeceğiz bu memleketi. Hiç kimseye yalvarmayacağız. Londra'daki tefecilerden kurtaracağız bu memleketi. Borçlanma Genel Müdürlüğü kurdular. Osmanlı'nı son dönemindeki Duyun- Umumiye gibidir. Gelir İdaresi Başkanlığını, Gelirler Genel Müdürlüğü'nü anlarım, Borçlanma Genel Müdürlüğü nedir? Vatandaşı ve Türkiye'yi borç batağına soktular. Çiftçinin durumunu biliyorum. Biz hepimiz bu ülkenin selameti için çalışmak zorundayız. Hiç kimse unutmasın bayrak ve vatan bizimdir. Şehitlerimizin ve gazilerimizin bize teslim ettiği bu iki büyük emanete sonuna kadar sahip çıkacağız, sonuna kadar."