Diyarbakır’daki Newroz kutlaması sırasında Kemal Kurkut’u öldüren ve tutuksuz yargılanan polis Y.Ş.'nin tutuklanması talebi yine reddedildi. Duruşma 20 Eylül’e ertelendi.
Üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un Diyarbakır’da geçen yıl yapılan Newroz kutlamaları sırasında polis kurşunuyla öldürülmesiyle ilgili davanın görülmesine bugün devam edildi. Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Kurkut’u vuran polis Y.Ş. hakkında ‘olası kastla öldürme’ suçlamasıyla açılan davanın duruşması nedeniyle Diyarbakır Adliyesi çevresinde çok sayıda polis önlem aldı.
MA’nın haberine göre, duruşmaya Kemal Kurkut’un annesi Secan Kurkut, kardeşi Ferhat Kurkut müşteki olarak katılırken, Kurkut’un yakınları, HDP milletvekili Sibel Yiğitalp, İHD Eş Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, HDP ve DBP il yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi izleyici olarak hazır bulundu. Anne Secan Kurkut duruşma salonuna siyah elbise ile geldi.
Ömür boyu hapis talebiyle tutuksuz yargılanan polis Y.Ş. duruşma salonuna hakim ve savcıların kullandığı bölümden girdi. Mahkemeye ulaşan belgelerin okunmasıyla başlayan duruşmada, Kurkut’un polisten kaçarken elindeki bıçağı aldığı Bilen isimli kasabın sahibi Şenol Bilen tanık olarak dinlendi. Kurkut’un sabah saat 08.00-09.00 sularında dükkana gelerek kendisiyle tokalaştığını belirten Bilen şunları söyledi:
“Aramızda bir konuşma geçmedi. Ben tam sırtımı döndüğüm sırada tezgahın üzerinde bulunan bıçağı alıp kaçtı. Bunun üzerine ben de dışarıdan birileriyle kavga edeceğini düşünerek bıçağı kapar kapmaz kendisini tuttum. Ancak elimden kaçtı. Çok sakin şekilde içeri girmişti. Çocuk kaçtıktan sonra ben 155’i arayarak iş yerinden bıçak çalındığını söyledim. Ayrıca ben orada güvenlik önlemi için bekleyen polislere sözlü olarak iş yerimden bıçak çalındığını söyledim. Peşinden bir polis memurunun gittiğini gördüm.”
Ardından mahkeme başkanı, tanık olarak çağrılan ve duruşma salonunun önünde bekleyen polislerin tanık olarak dinlenmesinden vazgeçti. Mahkeme başkanı Adli Tıp Kurumu’nun olaya ilişkin hazırlayacağı raporun ardından ifadelerini alacağını söyledi.
Kurkut ailesinin avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, polis memuru Y.Ş'nin delilleri karartacağı, delillerin tam olarak toplanmamış olması, olaya ilişkin görüntülerde sanığın yalan beyanda bulunduğunun görülmesini gerekçe göstererek tutuklama talep etti. Yalçındağ, sanık hakkında açılan idari soruşturmanın hangi aşamada olduğunun Diyarbakır Valiliği’nden istenmesini de talep etti.
Mütalaa veren duruşma savcısı, eksik hususların giderilmesini talep etti. Ardından söz alan sanık polis Y.Ş. ise savunmasında “Olayın en başından yalan beyanda ya da olayı yanlış yansıtacak şekilde beyanda bulunmadım. İzlenen CD’de göründüğü üzere ben çukur bir alandayım. Ve bu nedenle elimin havada olması çok doğaldır. Ben şahsın ayağına doğru hedef aldım. Ayrıca maktulün vücudunda mermi çekirdeği çıkmıştır ki bu da seken mermi çekirdeğidir. Elinde bıçak olan hiç kimse güvenlik alanına giremez. Orada tüm görevliler dur ihtarında ve ikaz atışında bulundu. Ve maktul protokol alanından girmeye çalıştı.”
Sanık, olay yeri görüntülerine ilişkin hazırlanan bilirkişi raporuna ilişkin, görüntülere bakarak nerede olduğunu, nasıl ateş ettiğini rapordaki fotoğraflardan teşhis etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, dosyadaki mevcut delil durumu, olayın oluş şekli, olaya ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) istenen raporun gelmemesi ve delillerin tam olarak toplanmamış oluşunu gerekçe göstererek sanığın tutuklanması yönündeki talebi reddetti. ATK, rapor aldırılması için dava dosyasının ATK’ye gönderilmesine karar veren mahkeme, sanık hakkında idari soruşturma açılıp açılmadığı yönündeki talebi reddetti. Dava eksiklerin tamamlanması için 20 Eylül’e ertelendi.