T24 - Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Bölümü Kemoterapi Merkezi’nde personelin öğle yemeğine çıkmak için hastaları hastane bahçesine çıkarıp, "mesai saati"nin başlayana kadar beklettikleri ortaya çıktı. Özel hastanelerde çalışan personelin vardiyalı sistemle hastaları sürekli gözetim altında tuttukları ve kemoterapi tedavisi görenlerin, tedavi sırasında kontrol edilmesi zorunluluğu olduğu bildirildi.
Radikal gazetesi yer alan haberde; Okmeydanı Hastanesi Kemoterapi Merkezi'nde personel öğlen tedavisi bitmemiş hastaları dışarı çıkarıp yemeğe gidiyor.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Bölümü Kemoterapi Merkezi’nde sıradan bir gün. Onlarca hastaya hizmet veren merkezde, hemşire ve sağlık görevlilerinin de işi başından aşkın. Hastaların kemoterapi süresi yarım saatle 5-6 saat arasında değişiyor. Saatler öğlen 12.00’yi gösterdiğinde sağlık ekibi, kemoterapi ilacı alan hastaların bitmeyen serumunu çıkartarak, öğlen molasına gidiyor. Dışarıdaki koridorsa tedavileri yarım kalan ve yemekten dönecek sağlık görevlilerini bekleyen hastalarla dolu. Hastalar bir yandan kanseri yenmek için çabalarken, bir yandan da sistemin aksaklığıyla boğuşuyor. Kimi aldığı kemoterapi ilacının yarattığı güçlü yan etki yüzünden ayakta durmakta zorlanıyor. Kimi koridordaki sandalyede uyumaya, kimiyse mide bulantısıyla baş etmeye çalışıyor.
İlacın etkisiyle başbaşa
Solgun yüzünde ilk göze çarpan, kirpiksiz ve kaşsız gözleri. Saçına örttüğü pembe bandana, ağzında maske ve kolundaki açık damar yoluyla, hastane bahçesinin duvarına dayanarak ayakta duruyor. Damardan vücuduna verilen kemoterapi ilacına öğlen arası nedeniyle ara verilmiş. Hastane bahçesinin duvarına yaslanarak koluna girdiği yeğeninin yanında güçlükle ayakta duran Ayşe K. da durumdan şikâyetçi: “Az önce ilacı vermeye başladılar ama görevliler öğlen yemeği vakti geldi diye bizi dışarı çıkarttı. Ayağa kalkmaya çalışırken baygınlık geçirdim. Uygulama bize eziyet gibi. Kadro yetersizse, çalışan sayısını arttırsınlar.”
Eşiyle iki aydır kemoterapi için hasteneye geldiklerini belirten Gülbahar T. “Öğle yemeği vakti geldiğinde kemoterapiye ara verilmesi sebebiyle koridorlarda, bahçede bekliyoruz. Kemotarapi ilaçları şiddetli yan etkileri olan ilaçlar, psikolojik olarak hastayı yıpratıyorlar. Eşim kemoterapi odasını gördüğü anda başı dönmeye ve midesi bulanmaya başlıyor. Görevlilerin de yoğunluğunu görüyoruz ama istediğimiz biraz daha hassas olunması” diyor. Bir yıldır tedavi gören K.S ise şöyle diyor: “Görevli doktor ve hemşireler de yoğun çalışıyorlar ama yemeğe nöbetleşe gidilebilir. Kemoterapi ilacı alan hastalar, sandalyeye oturamayacak kadar perişan halde bekliyor.”
‘Sağlık çalışanı robot değil’ Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin konuyla ilgili yetkilileri ise şunları söylüyor: “Günde 120 hastaya hizmet veriyoruz. Kemoterapi yapılan mekânın havalandırılması ve temizlenmesi lazım. Kemoterapi ilaçlardan çıkan gazların da mekâna yayılmasının havalandırma yoluyla giderilmesi gerekli. Verilen bir saatlik arada aksama diye bir şey yok. Hastaların işlerinin en kısa sürede tamamlaması için uğraşıyoruz. Öğlen vakti hem yemek molası, hem temizlik molası, veriliyor çünkü sağlık çalışanları da robot değil.”
İnsanlığın büyük çilesi
Her yıl 150 bin kişinin kanserden öldüğünü belirten uzmanlar, bu rakamın önümüzdeki 20 yıl içinde 500 bine çıkacağını öngörüyor. 20 yıl içinde kanser hastası sayısının da 1.5 milyon kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. Kanserin Türkiye’ye yıllık maliyeti ise 2.5 milyar dolar. Kadınlarda meme, erkeklerde ise akciğer kanseri birinci sırada yer alıyor. Türkiye genelinde 2006 yılı verilerine göre 396 bin kanser vakası bulunuyor.
Özel hastaneler vardiyalı çalışıyor
Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki ‘kemoeziyeti’ uzmanlar şöyle yorumluyor:
Prof. Dr. Pınar Saip (İstanbul Üniversitesi Onkoloji Entitüsü Yönetim Kurulu Üyesi): Kemoterapi ilaçlarının, hasta için planlanan süre içinde verilmesi gerekli. Normalde böyle bir uygulamaya pek rastlanmaz ama yoğunluk sebebiyle böyle bir uygulamaya gidilmiş olabilir. Kemoterapi merkezinde nöbetçi olarak bir - iki sağlık görevlisinin olması gerekli. Bu, daha doğru bir uygulama olacaktır.
Dr. Ali Özyurt (İstanbul Tabipler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi): Genellikle damar yolundan verilen kemoterapi ilaçları hastaya gözetim altında verilir. İlaçların tansiyonu düşürmek, bulantı, alerjik raeksiyon gibi yan etkileri var. Bu ilaçlar genellikle yatarak alınan ilaçlar. Hemşire ya da sağlık ekibinin yemek molası vermek için hastaları dışarı çıkarmaları doğru bir şey değil. Nöbetleşe çalışılmalı.
Bakanlığın mesai tanımı
Dr. Abdul Lama (Paşabahçe Devlet Hastanesi Onkoloji Uzmanı): Okmeydanı kadar yoğun bir tempomuz yok. Kemoterapi hastalarımızın öğlene kadar bitmeyen kemoterapilerinde vardiyalı olarak çalışan hemşirelerimiz var. Temizlik de hastalar gelmeden önce ve akşam saatlerinde yapılıyor. Diğer özel hastanelerde de aynı sistem uygulanıyor.
Vardiya sistemi kullanılarak daha sağlıklı hizmet verilebilir. Sağlık çalışanlarının çalışma saatleri 8.00- 17.00 arasında. Sağlık Bakanlığı’nın öğlen arasındaki bir saatlik yemek molasını mesai saatleri içinde sayması gerekirken, yemek molasını mesai saatlerine katmıyor. İnsan olarak bir saat mola hakkını kullanmak istiyoruz. O zaman hekimler ve hemşireler de haklı olarak poliklinik ve hastanelerdeki işlerine ara vererek yemeğini yiyor. Hastalar maalesef mağdur oluyor.