T24 - Kenan Sofuoğlu'nun annesi Nurhayat Sofuoğlu, "Kenan küçükken çok zayıf olduğundan, motora binemez gibi gelirdi bana. Ama iki kez dünya şampiyonu oldu. Yine de bugün sporu bırakacağını söylese çok sevinirim. Anne yüreği bu heyecanı kaldırmıyor" dedi. Zaman gazetesi yazarı Esra Keskin'in "Kenan Sofuoğlu'na anne nasihati: Yavaş kullan oğlum!"başlığıyla yayımlanan (10 Ekim 2010) yazısı şöyle: Kenan Sofuoğlu'na anne nasihati: Yavaş kullan oğlum!Kenan Sofuoğlu'nun annesi Nurhayat Sofuoğlu, oğlunun yarışçı olmasını aslında hiç istemiyormuş. Ancak Kenan, daha 6 yaşındayken geceleri uyumaz, motosiklete binebilmek için dua edermiş.
Nurhayat Hanım, "Kenan küçükken çok zayıf olduğundan, motora binemez gibi gelirdi bana. Ama iki kez dünya şampiyonu oldu. Yine de bugün sporu bırakacağını söylese çok sevinirim. Anne yüreği bu heyecanı kaldırmıyor." diyor.
Dünya Supersport Şampiyonası'nın finalinde motor koşturan ve yarışı birincilikle taçlandıran Kenan Sofuoğlu'nu izlerken hepinizin içinden geçen, kuşkusuz, "Biraz daha hızlı Kenan, biraz daha hızlı." cümleleri olmuştur. Herkes söz birliği etmişçesine bu cümleleri tekrarlarken, bir kişi "Yavaş git oğlum!" diye sesleniyordu ona. Kim olduğunu tahmin etmeniz zor olmasa gerek. Oğlunun yarışlarını sakinleştirici almadan izleyemeyen anne Nurhayat Sofuoğlu'ndan bahsediyoruz.
Geçtiğimiz hafta pazar günü sonuçlanan şampiyonanın ardından Nurhayat Hanım'ın Adapazarı'ndaki evine konuk olduk. Aslında kendisiyle ilk karşılaşmamız Fransa'dan dönen oğlunu karşılamak için gittiği Sabiha Gökçen Havalimanı'nda oldu. Oradaki sessiz, sakin ve durgun kadın, evinde neşeli yüzü ve esprilerle dolu cümleleriyle karşıladı bizi. Tabii ilk olarak bunun sebebini sorduk. Yine durgunlaştı, suspus oldu. Aradan biraz zaman geçtikten sonra gözleri yaşlı annenin ağzından şu cümleler döküldü: "Havaalanında durgundum, çünkü herkes oradayken asıl olması gerekenler yoktu. Ne kadar mutlu olmaya çalışsam da gülüşler tebessümden öteye geçmiyor artık. 8 yıldır böyle yaşıyorum."
Motor yarışlarını izlemek, Nurhayat Hanım için ne kadar zorsa, oğlu şampiyon olduğunda sevinmek de bir o kadar zor. Çünkü 3 oğul, bir kız dünyaya getiren anne, ilk oğlu Bahattin'i 2002'de trafik kazasında, ikinci oğlu Sinan'ı ise 2008'de motosiklet yarışında kaybetti. "Havaalanında asıl olması gerekenler yoktu." derken de motor yarışlarına Kenan Sofuoğlu kadar gönül vermiş diğer oğullarını kastediyordu.
Nurhayat Hanım'ın bu kadar üzüldüğünü görünce oğlunun maçlara devam etmesini isteyip istemediğini soruyoruz. O da, "Ben hep 'bırak' diyorum, babası birkaç yıl daha devam etmesini istiyor. Artık o kadar korkuyorum ki bir keresinde yarışa çıkacağı zaman 'Yavaş kullan oğlum.' demişim. O da 'Anne yarışa çıkıyorum, nasıl yavaş gideyim?' diye güldü bana. Çevredekilerin dilinden de uzun süre düşmedim. Ama hâlâ yarışlardayken istemsizce 'Yavaş git.' diyorum içimden. Evlenip çoluk çocuğa karışması en büyük arzum ama inadı da bana çekmiş, bir şey diyemiyorum ki!" diyor. Kendi inadından söz ederken yine neşeli haline geri dönüyor ve bir Karadenizli olarak inadını şu cümlelerle ifade ediyor: "Temel, 'Uy' der, önümde muz kabuğu var, çene tüşeçeğum. Aynı bu fıkradaki Temel gibi ben de, Kenan da düşeceğimizi bilsek de yine gideriz o yoldan. Nitekim ben ne kadar bırakmasını söylesem de Kenan yine devam ediyor yarışlara."
Nurhayat Hanım da, baba İrfan Bey de Trabzonlu. Baba Of'tan anne Tonya'dan olunca Kenan'ın neden hayallerinin peşinde koşan, tuttuğunu koparan biri olduğunu anlamak zor olmasa gerek!
Başarısının sırrı, 'ben oldum' havasına kapılmaması
Nurhayat Sofuoğlu, oğlunun başarısının sırrını, mütevazılığına ve "ben oldum" havasına kapılmamasına bağlıyor. Gerçekten de hepimiz Kenan'ı mütevazı söylemleriyle tanıyoruz. Aileden gelen bir şey olsa gerek bu diye düşünürken anne Sofuoğlu açıklamaya başlıyor: "Bana ev işlerinde yardımcı olan bir kadınım var mesela. Onunla abla kardeş gibiyiz. Aramızda hiç mesafe yoktur. Aynı şekilde kapıcımızla da, bekçimizle de dost gibiyiz. Kenan'ı da öyle yetiştirdik. Bugünkü şöhretine kapılmamasının arkasında bunlar yatıyor." Baba İrfan Sofuoğlu burada söze giriyor: "İnsana insan olduğu için, Allah'ın kulu olduğu için aynı gözle bakarız ve kendimizi kimseden üstün görmeyiz. Görme lüksümüz de yoktur zaten. Kenan bunu gayet iyi bilir."
Sofuoğlu: Pist olmadığı için kolumu ayağımı kırdığım oldu
Yarışlara hazırlanırken pist olmadığı için çok zorlandım. Kolumu, ayağımı kırdığım zamanlar oldu. Bu nedenle daha önce belediye başkanımız Zeki Toçoğlu ile pist yapma kararı almıştık. Dünya şampiyonu olduktan sonra başkanımızla tekrar görüştük ve pisti daha büyük hale getirmeye karar verdik. 1 yıla kadar tamamlamayı planlıyoruz. Umarım benden sonra bu spora gönül verenler benim yaşadığım sıkıntıları yaşamaz. Bunun için elimden geleni yapıyorum.
Dualarla korunuyor
Tabii bir de dualardan bahsediyorlar. Nurhayat Hanım ve özellikle Kenan'ın teyzesi Nurcan Hanım, yarış boyunca Fetih Suresi okurmuş. Ancak Nurhayat Hanım'ın aldığı sakinleştiriciler etkisini göstermeye başlayınca Nurcan Hanım yalnız devam edermiş okumaya. O Fetih Suresi'ni okurken babaanne, anneanne ve diğer teyzelerin ağzından Ayete'l Kürsi düşmezmiş. Nurhayat Hanım, "Bunlar koruyor oğlumu tehlikelerden." diyor.