Kendin yap, kendin al

Kendin yap, kendin al

Almanya'da trafiğe kayıtlı 44 milyon binek otomobil bulunuyor. Almanya'da yaşayanların yarıdan fazlası otomobil sahibi. Duisburg-Essen Üniversitesi Car-Enstitüsü başkanı Profesör Ferdinand Dudenhöfer, “Alman otomobil piyasasında otomobil yenileme ihtiyacı oldukça yüksek. Yılda eskisi verilip üç milyon yeni otomobil alınıyor”, diyor. Ancak otomobil arzı yıllardır talebin üzerinde seyrediyor. Otomobil imal eden şirketler bu dengesizliği örtbas etmek için yaratıcı yollara başvuruyor. Otomobili trafiğe kendileri kaydettiriyor ve birkaç gün sonra geçici ruhsatlı otomobil olarak galerilerde satışa sunuyorlar. Kısacası, imal ettikleri otomobilleri kendileri satın alıp, yüzde 25'e varan indirimle piyasaya arz ediyorlar.

Her üç otomobilden birini, yapan alıyor

Almanya'da satılan sıfır kilometre otomobillerin yüzde 30'u otomotivcilik şirketlerinin kendilerine sattıkları araçlardan oluşuyor. Profesör Dudenhöfer neden bu yola başvurulduğu sorusunu yanıtlarken, “Şirketler kapasite kullanımını muhafaza etmek zorunda. Çünkü işlemeyen montaj bandı otomobile yapılan yüzde 25'lik indirimden daha pahalıya geliyor”, diyor.

Tenzilat kâr marjını düşürdüğünden akla, kapasite fazlasının neden tasfiye edilmediği, sorusu geliyor. Ferdinand Dudenhöfer, şirketlerin piyasa paylarını küçültmeyip, hissedarlarına başarılı olduklarını göstermek için bu yola başvurduklarını belirtiyor.

İndirim kampanyasını Volkswagen (VW) başlattı. Çek Cumhuriyeti'nde imal edilen Skoda'ların teknik ve kalite bakımından diğer VW ürünlerinden farkı olmamasına rağmen VW markasından çok daha ucuza satılıyor. Bu da şirketi Wolfsburg'da monte ettiği VW'lerin fiyatını düşürmeye zorluyor. Profesör Dudenhöfer bu yöntemi ‘kendini yemek' olarak nitelendiriyor.

Tehlikeli ‘sürüleşme içgüdüsü'

Piyasa lideri VW holding bünyesindeki fiyat rekabetine indirimle karşılık verince rakipleri de ürünlerini ucuzlatmak zorunda kalıyorlar. Dudenhöfer indirim rekabetine bütün markaların katılmasına ‘sürüleşme' adını takmış.

Negatif fiyat rekabetinin sonunda bazı şirketleri iflasa sürükleyebileceğine işaret eden otomotivcilik uzmanı, iç piyasadaki zararın yurtdışındaki satış rakamları tarafından fazlasıyla telafi edildiği müddetçe hissedarların buna göz yumduklarını belirtiyor. Öncelikle Çin pazarı küresel otomobil satışlarına doping etkisi yaptı. 2000 yılında 50 milyon olan satış adedi 2015'te 80 milyona çıktı. Hız kaybetmesine rağmen dünya otomobil piyasası büyümeye devam ediyor.

Ancak küresel satışlar Alman iç piyasasındaki fabrika çıkışlı otomobil satışlarındaki düşüşü örtbas edemiyor. Şirketler sonunda rakamlara yapılan rötuşu gözden geçirmek zorunda kalacak. Profesör Dudenhöfer, Porsche'nin Wendelin Wiedeking'in yönetim kurulu başkanlığı sırasındaki şirket sırlarına işaretle, “Porsche VW tarafından yutulmadan önce indirim rekabetine katılmadan piyasadaki dalgalanmalara dayanabiliyordu”, diyor.

Porsche basit bir metot benimsemişti: Satışlar düşünce daha az Porsche yapılıyor ve arz daraldığı için spor otomobiller tenzilatsız satılabiliyordu. Profesör Dudenhöfer, ‘Porsche'nin talep arttığında kendi fabrikalarında değil, taşeron şirketlerde montaj yaptırarak piyasadaki iniş çıkışları esnekliği sayesinde dengeleyebildiğini', sözlerine ekliyor.