Uzmanlar kentsel dönüşüm ile yıkılan yapıların atıklarıyla kanserojen olan asbest liflerinin çevreye dağılmasının, gelecekte 20 yıl için önemli bir sağlık ve çevre sorunu oluşturduğuna dikkat çekti. 2010 yılından beri asbest üretiminin ve kullanımının yasak olmasına rağmen Türkiye'nin büyük risk altında olduğu belirtildi. İstanbul'da yıkım öncesi asbest denetimi yapan yalnızca 7 ilçe belediyesi var.
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), dünyada kanser yapıcı maddeler listesinde “asbest”i “kesin kanserojen” olarak tanımlıyor. Avrupa Birliği 2005 yılından itibaren Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde asbest üretimi ve kullanımını yasakladı. Türkiye’de ise 2010 yılında asbest üretimi ve kullanımı tamamen yasaklandı ancak Türkiye hâlâ büyük risk altında. Bu tarihe kadar inşa edilen sayısız ev, devlet dairesi, okul, hastane, askeri üs ve pek çok endüstriyel ürün vasıtasıyla tonlarca asbest halen hayatı etkiliyor.
Cumhuriyet'ten Hazal Ocak'ın haberine göre, evlerin yanı başında, kentsel dönüşüm bölgelerinde yıkılan binalarda, eski arabalarda ve hatta hafriyat kamyonlarının taşıdığı molozlarda asbest bulunuyor. TMMOB İstanbul İl Koordiyon Kurulu tarafından hazırlanan “İstanbul Asbest Raporu” 39 ilçeden sadece Şişli, Beşiktaş, Ataşehir, Bağcılar, Kadıköy, Maltepe, Tuzla olmak üzere toplamda 7 belediyenin asbest denetimi yaptığını ortaya çıkardı. Uzmanlar kentsel dönüşü m ile yıkılan yapıların atıklarıyla asbest liflerinin çevreye dağılmasının, gelecek en az 20 yılın önemli bir sağlık ve çevre sorununu oluşturduğuna dikkat çekiyor.
Raporda, akciğer kanseri gibi birçok hastalığa neden olan asbest kullanımının dünyada yasaklanıncaya kadar çok sayıda işkolunda binlerce ürünün imalatında kullanıldığı anlatıldı. Türkiye’de her türlü asbest kullanımı ve ticaretinin 2010 yılında yasaklandığı anımsatılan raporda, o tarihe kadar son 10 yılda 130 bin ton asbest ithal edildiğine hatta zaman zaman yıllık asbest ithalatının 30 bin tona kadar çıkmış olduğuna dikkat çekildi. Ancak örneğin eski sanayi ürünleri ile çalışan ortamlarda, mesela gemi tamir, araba tamirfren balata, inşaat yıkım, kaynakçılık, izolasyon, yangın önleme, jeneratör çalışanlarında ve belki de kayıt dışı olarak küçük sanayi alanlarında asbest temasının halen devam ettiği vurgulandı.
Raporun “Kentsel dönüşüm ve asbest” başlığa altında kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan eski binalarda olması muhtemel asbestin çalışanlar ve çevrede yaşayanlar açısından tehlike oluşturduğunun altı çizilerek özetle şöyle denildi:
“Türkiye’deki mevcut binalarla ilgili maalesef elimizde bir envanter çalışması olmasa da 30 - 40 yıllık binaların büyük bir bölümünde asbest olduğu düşünülmektedir. Bu yerler göz önünde bulundurularak kentsel dönüşüm ve bina yıkımlarında asbest varlığı ve asbestin uzaklaştırılması süreçleri titizlikle kontrol edilmelidir. İlçe belediyeleri, Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği ve Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik ilgili maddelerine istinaden belediye meclisi kararı alarak yıkım öncesi binalarda asbest kontrolü yapmalıdır. Ancak İstanbul’da yıkım öncesi asbest denetimi yapan sadece 7 ilçe belediyesi bulunmaktadır.”