Kerkük: Türkmenler referanduma nasıl bakıyor?

IKBY'nin bağımsızlık referandumu , Bağdat ve Erbil arasındaki tartışmalı bölgelerden Kerkük'te de yapılıyor. Peki Kerküklü Türkmenler, referanduma nasıl yaklaşıyor? BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici Kerkük'te araştırdı.

Erbil'den gelip Bağdat'a uzanan ana yolun Kerkük'e yakın bölümünde bizi, 21 metrelik, devasa bir Peşmerge heykeli karşılıyor.

Yapımı henüz bitmiş ve IŞİD'le mücadele ölen Peşmergeler için yapıldığı belirtilen heykelin elinde yine büyük bir Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) bayrağı var.

Caddelerdeki birçok yol tabelasında dört dilin olduğu (Arapça, Kürtçe, Türkçe ve Süryanice) kent merkezine girdiğimizde dikkatimizi ilk olarak, geçtiğimiz dönemlerden farklı biçimde, tüm ana caddelere asılmış olan IKBY bayrakları çekiyor.

Türkmenler için de özel bir yeri olan, tarihi Kerkük kalesinin üzerinde de devasa bir Kürt Yönetimi bayrağı var.

Kale yakınlarındaki Atlas Caddesi'nin başında bulunan, 1959 olaylarında öldürülen Türkmen lider Ata Hayrullah heykelinin yanı başındaysa üç ayrı bayrak dalganıyor.

Küçük bayrakların bir sırası Kürt Yönetimi bayrağı, bir sırası ise Türkmen bayrağı.

Yanındaki tek büyük bayrak ise, Muharrem ayı nedeniyle nedeniyle Şii toplum tarafından asılan, üzerinde Hz. Hüseyin figürü bulunan bayrak.

Bu heykelin hemen yan tarafındaysa Cihad Oteli var. 2016 yılında IŞİD militanlarının kente sızdıktan konuşlandığı ve iki gün boyunca çatıştıkları binanın cephesi bugün delik deşik durumda.

Aslında bu ilk görüntüler, kentin ne kadar kendine has ve karmaşık bir yapısı olduğuna dair önemli bir fikir veriyor.

Kerkük'ün siyasi statüsünün ne olacağı, kimin tarafından yönetilmesi gerektiği, on yıllardır devam eden bir sorun.

Ancak Kürt yönetiminin IŞİD'in 2014'taki bölgeye saldırısı sonrası burada denetim kurması ardından bu yıl Kerkük İl Meclisi'ne IKBY bayrağı asılması ve son olarak bağımsızlık referandumunun burada da yapılacağının duyurulması, Kerkük'le ilgili tartışmaları çok daha önemli bir yere taşımış durumda.

Referanduma Türkmenler ve Araplar arasından tepkiler yükseliyor.

Kente kuzey tarafından Peşmerge güçlerinin takviye edilmesi, güney tarafında ise şehir kenarında Haşdi Şabi güçlerinin bulunması kaygıları iyice artırmış durumda.

Kentin en kaygılı sakinleri ise Türkmenler.

Türkmen gazeteci Özdemir Hürmüzlü, son haftalarda yüzlerce Türkmen ailenin geçici olarak Bağdat'a gittiğini, bazılarının tanıdıklarının yanına yerleştiğini, bazılarının geçici ev kiraladığını anlatıyor.

Kentteki bazı ise aileler topluca aynı evde yaşamaya başlamış. Kendisinin de şu anda normalde yaşadığı evinde değil, diğer aile üyeleriyle birlikte topluca kaldığını belirtiyor.

Hürmüzcü'nün aktardığına göre Türkmenler arasında eve erzak stoklamak da çok yaygın. Hatta bu, kentteki fiyatları da artırmış.

Hürmüzcü, Türkmenlerin silahlı bir güçlerinin olmadığını, bu yüzden olası bir karışıklık durumunda en fazla Türkmenlerin zarar göreceğini düşündüğünü söylüyor.

1990'lı yıllarda Türkiye'nin desteğiyle kurulan, Irak Türkmen Cephesi'nin Genel Merkezi'ne gidiyoruz.

Irak parlamentosuna ve IKYB parlamentosuna milletvekili sokabilmiş olan ITC bugün Türkmen partileri arasında en büyük olanı.

Genel merkezin önünde, ITC'nin silahlı görevlilerinin aldığı yoğun güvenlik önlemleri var.

Silahlı korumaların yüzleri kapalı. Kendilerinin fotoğrafını çekerken çoğu, Türkiye'de ülkücü kesime ait olan bozkurt işaretini yapıyor.

İçlerinde biri yanaşıp fotoğrafları kendilerine de atıp atamayacağımı soruyor ve Facebook adresini veriyor. Profil adı, T.C. ile başlıyor.

Başkan Erşad Salihi'yi beklerken, ITC üyeleriyle konuşuyoruz. Aslında sıradan Kerküklüler arasında gerilim olmadığını, ama siyasi gelişmelerin ayrılıkları tetiklediğini anlatıyorlar ve bundan asıl olarak IKYB'yi sorumlu tutuyorlar.

Bir kişi kentin kendine has yapısını anlatırken, "Eğer bir kişi Türkçe, Kürtçe ve Arapça'yı aynı anda bilmiyorsa gerçek bir Kerküklü değildir' denir" diyor.

Salihi geldiğinde odasında görüşüyoruz. Son derece kızgın ve gergin.

Referandum sürecinde var olduklarını ve korkmadıklarını göstermek için özellikle Bağdat'ta değil Kerkük'te bulunacağını söylüyor.

Salihi sürecin böyle giderse bir iç savaşa evrilebileceğini belirtiyor:

"İç savaşa yol açar. Biz aklı selimle insanlarımızı sükunete çağırıyoruz ama sürekli üzerimize geliyorlar. Onlar iç savaşı çıkartmak istiyorlar. Biz buna fırsat vermiyoruz.

"Geçen gece yüz tane silahlı kişiyi, Erbil'den getirip Kerkük'e soktular. Gece saat dokuzdan sonra Kerkük'ün sokaklarını dolaşıp insanlara dokunmaya başladılar. Biz de tabanımıza sakinleşin dedik".

"Bunları yapan sizce kim?" diye sorunca "En çok KDP'nin yanlısı olan teşkilatlardır. Çünkü KYB'nin içinde bir red var. Bir de Vali'nin kendisine ait olan yasa dışı silahlı kişileri var" diyor.

Salihi, kentteki gerginliğin nasıl azaltılabileceğini sorduğumuzda, "Referandumu iptal ederler. Sorunları ne var ise masa başında Türkmenler, Araplar, Kürtler hükümetin denetiminde, Birleşmiş Milletler temsilcinin de gözetiminde tartışabiliriz. Emri vaki siyaset kaosa yol açar" diyor.

Salihi kendilerinin, Kerkük'ün özel statüye kavuşması gerektiğini, bu statünün de Bağdat'a bağlı olmayan tamamen özel idare olmasını savunuyor.

Buradan daha küçük bir parti olan Milliyetçi Türkmen Hak Partisi'nin merkezine geçiyoruz.

Parti Genel Başkanı Yardımcısı Sami Kolsuz diğer Türkmen partilerinden farklarını anlatırken, "Biz Irak politikası içindeki bir milliyetçi partiyiz. Biz Türkmen haklarını Irak'tan, Irak anayasası içinde istiyoruz. Türkmenler kendi bölgelerini kendi yönetsin istiyoruz" diyor.

Partinin Haşdi Şabi içinde yer alan 16. Türkmen Tugayı'nda da bir silahlı birimi bulunuyor.

Kolsuz, referanduma karşı çıkış nedenlerinden bazılarını şöyle anlatıyor:

"Birincisi, sayımız düşük olsa da biz kendimizi hâlâ Irak'ın sahibi olarak görüyoruz. Irak bizimdir diye düşünüyoruz. İkincisi, Irak haritasına bakarsak, Allah göstermesin Irak bölünürse üç parça var. Sünni, Şii ve Kürt bölgesi... Bu durumda bizim Türkmeneli bölgesi paramparça olur. Irak'ın parçalanması Kerkük'ü bitirir."

Kolsuz, Kerkük'e dair çözümlerini ise şöyle açıklıyor:

"Özel bir statü olsun ama Bağdat'a bağlı olsun. Eğer Bağdat ile ipleri kesersen halin ne olur?"

Kolsuz ayrıca 2003'ten bu yana Kürt siyasetçilerin hem kendi hem de Bağdat'ın yasalarına uymayan birçok şey yaptığını öne sürüyor.

Kerkük sokaklarında ve çarşısında dolaştıktan sonra akşam saatlerinde kentten ayrılıyoruz.

Bizi yine dört dildeki tabelalar uğurluyor.