Kerkük'te referandum: Sokaktakiler ve evdekiler

Erbil ve Bağdat arasındaki tartışmalı bölgelerden Kerkük'te yapılan bağımsızlık referandumu, Kürtler ile Türkmenler ve Araplar nezdinde apayrı yaşandı. BBC Türkçe'den Mahmut Hamsici'nin Kerkük'ten referandum izlenimleri.

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKYB) düzenlediği referandum için sabah erken saatlerde Kerkük'e girdiğimizde, caddelerde neredeyse sadece Irak polisi, Kürt Asayiş güçleri ve Peşmerge kuvvetleri vardı.

İlerleyen saatlerde ise bu manzara kentin bir bölümü için tamamen değişecekken bir bölümü içinse aynen sabahki haliyle kalacaktı.

Türkmen toplumunun yoğun olarak yaşadığı yerler, sanki terk edilmiş gibiydi.

Zira Türkmenlerin önemli bir bölümü, referandumu boykot etmelerinin yanında evlerinden çıkmamış, esnaflar dükkanlarını açmamıştı.

Sokaklarda tek bir kişiyi bile bulmak zordu.

Bu mahallerdeki oy kullanılan okullarda az sayıda seçmenle karşılaştık.

Onlar da evet oyu vereceklerini söyleyen Kerküklü Kürtlerdi.

Daha sonra gittiğimiz Arap yoğunluklu mahallelerde de benzer bir durum vardı.

Tek tük rastladığımız Kerküklü Arapların hiçbirisiyle basına konuşmak istemedi.

İçlerinden biri, "Biz Saddam döneminde buraya geldik. Başımıza bir şey gelir diye, bizi buradan gönderirler diye açıkça korkuyoruz" dedi.

Daha sonra geçtiğimiz Kürtlerin yoğun olduğu mahallerde ise bambaşka bir atmosfer vardı.

Saatler ilerledikçe bu bölgelerdeki okulların önünde uzun kuyruklar oluştu.

Herkes çok heyecanlıydı. Konuştuklarımızın çoğu benzer cümleler kurdu: "Yıllarca çok baskı gördük, çok savaş yaşadık, Halepçe'yi gördük, çok şehit verdik, artık özgür olmak istiyoruz. Bunu hak ettik".

Referendum oylamasının bittiği saatlerde, başkent Erbil'in merkezinde vuvuzelaların, çalınan müziklerin, hava fişeklerin, kornaların sesleri birbirine karışıyor.

Şehir meydanına akan Erbil sakinleri, kurulan sahnenin yanında hiç bitmeyen halaylara katılıyor.

"Ne hissediyorsun?" diye sorduğumuz bir genç, "Irak'tan kurtulduk. Bu gece tarihi bir gece" diyor ve kutlamasına devam ediyor.

Herkes bu 'tarihi' geceyi cep telefonlarıyla kayıt almaya çalışıyor.

Konvoylar uzayıp gidiyor. Araçlarda IKBY (Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi) bayrakları yanında Mesud Barzani ve KDP'nin (Kürdistan Demokratik Partisi) posterleri var.

IKBY bayrağı dışında ara ara taşınan yabancı bayrak ise İsrail bayrağı oluyor.

Kutlamalarda Batılı ülkelerden geldiği izlenimini veren birçok yabancı gencin bulunması da dikkat çekiyor.

Kutlamalar gece geç vakitlere kadar sürüyor. Şehrin farklı noktalarından gelen silah sesleri de...

Kerkük'te öğle saatlerinden itibaren kutlamalar başladı.

Binlerce kişi, ellerinde IKBY bayraklarıyla sokağa çıkıyor, araçlar kornalarla tur atıyordu.

Kamyonetlere doluşan gençler, sürekli farklı yerlerde yola inip halay çekiyordu.

Bir noktada kutlamalarda tabancalar ve uzun namlulu silahların kullanılmasına da başlandı.

Bir konvoyun Türkmenlerin yoğun olarak bulunduğu bir caddeye doğru yönlendiğini gördük.

Konvoy içinden, bu bölgede de uzun namlulu silahlarla havaya ateş açanlar oldu.

Hatta bir kişi, tam Türkmenlere ait Türkmeneli TV'nin yanından geçerken havaya ateş açtı

Ancak bir gerginlik yaşanmadı.

Kutlamaları izledikten sonra Türkmen ve Arapların yoğun olduğu mahallere tekrar gittik.

Sokaklar yine büyük oranda boş, dükkanlar yine ağırlıklı olarak kapalıydı.

Bu mahallelerdeki sessizliği, kutlamaların yapıldığı yerlerden durmaksızın gelen silah sesleri bozuyordu.

Akşama doğru Kerkük Valiliği'nden, kentteki kutlamaların yasaklandığı ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiğine dair bir açıklama geldi.

Akşam saatlerinde, kent içinde birçok caddenin güvenlik güçleri tarafından bariyer ya da bidon gibi malzemelerle hızlıca kapatılmasıyla kentten bir süre çıkamadık.

Çevirmenimizin aradığı güvenlik yetkilileri, kendilerine saldırıların olabileceği, kentte bombalı araçların dolandığı yönünde ihbarlar geldiğini, bu yüzden birçok yolu kapadıklarını belirtti.

Kentten belli bir süre sonra çıkmayı başardık. Bu sırada şehrin bütünü, sessizliğe bürünüyordu.

Artık tüm Kerküklüler evlerine çekiliyordu.

Ancak referandum akşamı, evlerin içlerinde birbirine tamamen zıt iki duygu hali yaşanacaktı:

Kürtler açısından geleceğe dair umut ve mutluluk, Türkmenler ve Araplar için gelecek kaygısı ve tedirginlik.