Türkiye'nin teröre çözüm sürecini desteklediğini belirten ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, "Biz Türk hükümetinin çabasına hayranız. PKK'nın silahları bırakma çabasını destekliyoruz. Cesaret ve kararlılık gerekli. Yıllardır süren kan gölü bitebilir" dedi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve ABD'li mevkidaşı John Kerry, Çırağan Sarayı'nda bir görüşme gerçekleştirdi. 1.5 saat süren basına kapalı görüşmenin ardından iki bakan, ortak basın toplantısı düzenledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile Suriye konusunu kapsamlı şekilde ele aldıklarını belirterek, ''En kısa sürede bir Suriye Dostları grubunun çekirdek toplantısı yapmanın gerektiği konusunda mutabık kaldık'' dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry ise, ''İstanbul'da bulunmak benim için büyük ayrıcalık. Türkiye o kadar mükemmel bir hızla ilerliyor ki. Türkiye yeni dünyayı tanımlayan bir ülke. Çok zor bir 24 saat geçirdik. Özellikle ABD için. Çok cesur bir diplomatı Afganistan'da kaybettik. Terörizmin en korkunç yanlarından birini gördük. ABD terörizm karşısında korkak kalmayacak.
Türkiye'de de on yıllardır devam ediyor. Son barış süreci Türk halkının hayatını değiştirebilir. Biz Türk hükümetinin çabasına hayranız. PKK'nın silahları bırakma çabasını destekliyoruz. Cesaret ve kararlılık gerekli. Yıllardır süren kan gölü bitebilir'' şeklinde konuştu.
Kerry'nin konuşması sonrası Davutoğlu da Afganistan'da hayatını kaybeden ABD'li görevli için taziyede bulundu.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry, İsrail'in Mavi Marmara baskını nedeniyle Türkiye'den özür dilemesi ve tazminat ödemeyi kabul etmesiyle ilgili, ''Türk hükümetine, zafer havası yaratmadığı için teşekkür ediyorum. Geçmişi geçmişte bırakmak gerekir. Özrün ardından yaşanacak süreci taraflar belirleyecek. İki ülke halkları açısından faydalı bir süreç başladı'' ifadesini kullandı.
Davutoğlu ise, Mavi Marmara acısının telafi edilmesinin tüm tarafların dikkatli olmasına bağlı olduğu söyledi.
Dışişleri Bakanı, tazminat görüşmelerinin yapılacağını ve ortada işlenen bir suçun değerlendirmesi olduğunu söyledi; sonraki sürecin ise tüm Filistin'de hayat şartlarını iyileştirmek olduğunu belirtti.