Viyana’da ABD ve Rusya’nın da katılımıyla gerçekleşen Suriye zirvesinde, "6 aylık bir geçiş süreci yaşanması ve 18 ay sonra seçime gidilmesi" konusunda anlaşma sağladı. IŞİD’in de kapsamlı bir şekilde ele alındığı zirvenin ardından bugün açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, “Suriye'nin kuzey sınırının yüzde 75'i şu anda kapalı. Kalan 98 kilometrenin de kapatılması için Türklerle operasyon başlatıyoruz” dedi.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Cengiz Aktar ve güvenlik uzmanı Metin Gürcan, Kerry’nin açıklamalarını T24’e değerlendirdi. Kerry’nin kastettiği yerin Türkiye’nin IŞİD ile tek sınır temasının bulunduğu Cerablus bölgesi olduğu ifade eden Aktar ve Gürcan, operasyonların Obama’nın kesinlikle reddettiği “güvenli bölge” yerine “IŞİD’den arındırılmış bölge” sağlamak amacıyla gerçekleşeceğini belirtti. Cengiz Aktar, IŞİD’in yerine YPG’nin yerleşebileceğini ifade ederken; Metin Gürcan da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarına göndermede bulunarak Irak’taki peşmerge birliklerinin geçici bir dönem için bölgeye getirilebileceği ihtimaline dikkat çekti. ABD ve Rusya’nın Türkiye üzerinde de bir baskı oluşturduğunu belirten Aktar, “Yarım gebelik bitti safların açık ve sarih olması lazım” ifadelerini kullandı.
Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Cengiz Aktar, “ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin adını ettiği bölge Cerablus bölgesidir. PYD orayı almak istiyordu. PYD'nin de amacı IŞİD'in Türkiye bağlantısını kesmekti. Bu surumda ABD kesecek. Yoksa Türkiye'nin aylardır belki yıllardır ısrarla talep ettiği güvenli bölge ile alakası yok” diye konuştu.
“ABD çok sınırlı bir operasyon yapacaktır. IŞİD'in Türkiye ile olan bağlantısını kesecekler” diyen Aktar, “Cerablus bölgesinin, orayı almak üzere Türkiye’den giden cihadilerin edinde bulunduğunu” ifade etti.
Cerablus’un PYD’den temizlenmesi halinde Türkiye’nin bütün sınırının PYD’den oluşabileceğini belirten Aktar, “Bu, cumartesi günü ABD ve Rusya'nın katılımıyla gerçekleşen Viyana mutabakatının ilk sonuçlarından birisidir: IŞİD'i izole etmek. Bu bölgede PYD'yi bile kullanabilir. Ne yapacakları belli değil ama Türkiye sınırının tamamı PYD olabilir. Bunun bir askeri boyutu bir de siyasi boyutu var” dedi.
ABD ve Rusya’nın Türkiye üzerinde de bir baskı oluşturduğunu belirten Aktar, “Antalya'daki G20 zirvesindeki mutabakatta da IŞİD vb. grupları işaret ediyorlar. Yeni bir anti-IŞİD koalisyonu kuruldu. Türkiye ister istemez bunun bir parçası olmak durumunda. Obama ve Putin'in de tavrı bu yönde. Yarım gebelik bitti safların açık ve sarih olması lazım” ifadelerini kullandı.
Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi ve güvenlik uzmanı Metin Gürcan da, Paris saldırılarının ardından ABD, İngiltere ve Fransa başta olmak üzere Batı’daki karar alıcı ülkelerin ciddi adımlar atacağını ifade etti. Kerry’nin açıklamalarının Viyana kongresinin bir sonucu olduğunu ifade eden Gürcan, “Suriye’nin siyasi geleceği ve yeniden inşası sürecinde nasıl bir siyasi geçiş süreci izlenecek bu konuda Paris saldırısı öncesine nazaran çok daha net bir resim var kafalarda” diye konuştu.
“Bölgeye yönelik bir kara harekatı olacağını kesinlikle düşünmüyorum” diyen Gürcan, kara harekatı yapmak için gerekli şartların oluşmadığını ifade etti. Gürcan, “Kara harekatını bizim yapabilmemiz için IŞİD’in dış dünya ile bağlantısının kesilmesi bir kafes içine alınması lazım. Yani hem finansal anlamda hem personel hem de lojistik anlamda dış dünya ile bağlantısını kesmelisiniz ki kara harekatının anlamı olsun, yavaş yavaş onu küçültebilin, gücünü azaltabilin” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın YPG’ye yönelik olarak sık sık dile getirdiği "Kimse Fırat’ın batısına geçemez, bu konuda çok kararlıyız” açıklamasına da değinen Gürcan, Suriye’nin Demokratik Güçleri’ne katılan YPG’nin de-facto bir biçimde Fırat’ın batısına geçebileceğini söyledi. YPG’nin İdlip ve Halep’te Suriye’nin Demokratik Güçleri çatısı altında orada bulunan unsurlarla ortak hareket etme kararı aldığını hatırlatan Gürcan, “YPG’nin Fırat’ın batısında karar mekanizmalarında karar alıcı olarak gözükmeyeceğini ancak sahada işi yapan olarak Fırat’ın batısında bulunacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu. Gürcan, ABD’nin bu konuda “Suriye’nin Demokratik Güçleri YPG değildir” tezini savunacağını iddia etti.
IŞİD’den boşaltılacak bölgeye kimin yerleşeceği konusunda “Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Irak’tan taşımalı sistemle getirilecek peşmergelerden söz ettiğini” hatırlatan Gürcan “Öyle bir şeyler de olabilir. Ancak öyle bir şey olursa bu geçici olur yani bunu aylarca tutamazsınız orada” görüşünü savundu.
Gürcan, “Güvenli bölgenin içine siz kara gücü sokmak zorundasınız. IŞİD’den arındırılmış bölge daha doğru” değerlendirmesinde bulundu.