Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 2020-2021 yıllarını kapsayan 5’inci “Toplu Sözleşme” görüşmelerinde Hakem Kurulu’nun hükümetin 2020 için yüzde 4+4, 2021 için yüzde 3+3 teklifini onaylamasına dair açıklama yaptı. Açıklamada, teklifini aynen onaylanmasına tepki gösterildi.
KESK Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin katılımıyla KESK Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı konfederasyon adına KESK Eş Başkanı Aysun Gezen okudu.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, TİS görüşmeleri başladığında doların 5,3 TL dolayında iken bugün 6 TL’ye dayandığını söyleyen Gezen, görüşmelere başladıklarında, yılın ilk 7 aylık döneminde gıda fiyatlarındaki artışın yüzde 28’i aştığını belirtti. Gezen, “Görüşmeler devam ederken iğneden ipliğe zam üzerine zam devam ediyordu. Masada defalarca açlık sınırının 2 bin 100 TL, yoksulluk sınırının 6 bin 800 TL’yi aştığını, kamu emekçileri olarak on yılda reel gelirimizin yüzde 40 eridiğini, emekçi kesimlerin yaşadığı gerçek enflasyonun yüzde 30’ları bulduğunu, krizden en çok emekçilerin etkilendiğini, dolaysıyla insan onuruna yaraşır temel bir ücret belirlenmesini istedik, söyledik” dedi.
Gezen açıklamanın devamında şöyle konuştu:
“Yandaş konfederasyon daha önce yaptığı gibi yüzünü emekçilere değil Saray’a dönerek, ‘Çalışma Bakanının asli unsur olmadığı anlaşılıyor, asıl yetkilinin devreye girmesini istiyoruz' demiştir. Oysa bildiğimiz ve dün yapılan itiraftan da netleştiği üzere mevcut sefalet ücret dayatması bizzat Saray tarafından belirlenmiş olup tüm süreç oradan koordine edilmiştir. Ortada açık bir danışıklı döğüş yaşanmaktadır. Yandaş konfederasyon, üyelerinin giderek artan isyanı karşısında, sonucun değişmeyeceğinin net olduğu Hakem Kurulu’na giderek üzerindeki üye baskısını azaltmayı, gaz almayı hedeflemiştir. Göstermelik bir iki eylemle de bunu pekiştirmek istemiştir."
KESK olarak, bağımsız ve tarafsız arabulucu mekanizmalara karşı olmadıklarını ancak böylesi mekanizmaların arabulucu nitelikte olması gerektiğini vurgulayan Gezen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Böylesi kurulların kararı bağlayıcı olmamalı, grev hakkının kullanımını engellememelidir. Oysa mevcut Kurul hükümetin bir organı gibi tasarlanmış ve oluşturulmuştur. Bir noter işlevi görmektedir. Gerek bileşimi, gerekse yapısı itibariyle Hükümetin atadığı üyelerden oluşan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun kamu emekçilerinin temel taleplerinden ve ülke gerçekliklerinden tamamen uzak, hükümetin yönlendirmesiyle açıkladığı karar, Hakem Kurulu mekanizmasının iflası anlamına gelmektedir“
Kararın kamu emekçileri nezdinde meşru ve hukuki olmadığına dikkat çeken Gezen, “Günlük bir çay parasına bile denk gelmeyen artışla kamu emekçileri ve emeklilerinin ücretlerinin artırılmasını öngören Hakem Kurulu kararını kabul etmiyoruz. Grevsiz, ILO sözleşmelerine uygun olmayan, her durumda hükümetin kararlarının çıkacağı mevcut toplu sözleşme düzeni ile geleceğimiz nokta buraya kadardır. Bu düzenle kamu emekçileri lehine herhangi bir kazanımın elde edilmesi mümkün değildir. Sistem iflas etmiştir. 4688 sayılı yasa mevta olmuştur” diye konuştu.
Konfederasyon olarak başından beri gündemlerinin ilk sırasında yer alan grevli, gerçek ve özgür toplu sözleşmeli bir toplu sözleşme düzeni ve bunun için gerekli yasal düzenlemenin gerçekleştirilmesinin temel gündemleri olmaya devam edeceğine işaret eden Gezen, tüm kamu emekçilerini haklarına, taleplerine ve geleceklerine sahip çıkmaya çağırdı.
KESK'e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) İzmir Şubesi de TİS sözleşmelerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Burada açıklama yapan KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, "TİS ve KGHK Kararını tanımadığımızı gerçek TİS’in gerçekten grev hakkının tanındığı ve emekçilerin onayına sunulan bir Toplu Sözleşme düzeni mücadelesinde birleşmeye çağırıyoruz" dedi.