'Keşke av yasağı 1 Ekim'de bitse'

'Keşke av yasağı 1 Ekim'de bitse'

T24 - Avlanma yasağının kalkmasıyla birlikte balıkçılar "virabismillah" dedi. Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras, avlanma mevsiminin açılışının 1 ay sonra olsa, balık üretiminin daha artacağına dikkat çekti. Uras, "Av mevsimi başladı. İstanbullular bugünden itibaren 300 gramlık Çingene Palamutu yiyecek. Halbuki av yasağı 15 Eylül’de bitse palamut 700 gram ,1 Ekim’de bitse 900 gram olacak" dedi.

Güngör Uras'ın Milliyet gazetesinde "Keşke av yasağı 1 Ekim'de bitse" başlığıyla yayımlanan (1 Eylül 2011) yazısı şöyle:

Keşke av yasağı 1 Ekim'de bitse

Bugün balıkçılar denize açılacak. Balık avlamaya başlayacak. Denizcilere “rastgele”! Rastgele diyorum da denizde avlanacak balık kalmadı ki... Her yıl profesyonel balıkçı teknelerinin sayıları artıyor. Her yıl gelişen teknolojiye dayalı olarak profesyonel tekne sahiplerinin yatırımları artıyor. Denizlerde ava çıkan teknelerde çalışanların sayıları artıyor. Geliniz görünüz ki, denizlerde balık kalmadı. Denizleri kuruttuk. Nasıl kuruttuk? Şimdilerde gelişen teknoloji ile balıkçı teknesinden balıklar izleniyor. Kullanılan balık ağlarının boyutları büyüdü. Delikleri küçüldü. Ağı balığın üzerine atınca, veya denizin dibini kazıyınca, ne var ne yok toparlanıyor. Yavruymuş, karnında yumurtası varmış, biraz büyüse ele avuca gelecekmiş... Dikkat eden yok. Denizlerimizi kuruttuğumuz için tekne sayısının artmasına rağmen denizlerdeki balık üretiminin nasıl düştüğüne bakınız: 

Yıllık deniz balığı üretimi 2006 yılında 409 bin ton, 2007 yılında 518 bin ton, 2008 yılında 395 bin ton, 2009 yılında 380 bin ton, 2010 yılında 399 bin ton.

Hamsi ve çaça dışında 2009 yılında denizlerden çıkan balık 132 bin ton, 2010 yılında 113 bin ton.

Balıkçılarımızın (bazıları) kendileri ediyor, kendileri buluyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı da maalesef onları desteklemek için yangına körük ile gidiyor.

Şimdi değil de ekimde olsa palamut 900 gram olacak

Son 2 yıldır Defne Koryürek’in başlattığı bir kampanya  kamu oyunda büyük destek görüyor. Lüfer yumurtlayacak boya gelmeden, 23-24 cm boya ulaşmadan avlanmasın isteniyor. Sonuç: Bakan daha önce 23 cm. sözü verdiği halde yayınlanan kararname ile lüfer avlanma boyu 20 cm. indirildi. Demek ki bu yıl da lüferler yumurta bırakmadan avlanacak. 2005 yılında denizlerde 18 bin ton lüfer avlanmıştı. Geçen yıl 4 bin ton lüfer bulunabildi. 2005 yılında denizlerden 70 bin ton palamut ve torik avlanmıştı. Geçen yıl 9 bin ton avlanabildi. Av mevsimi başladı. İstanbullular bugünden itibaren 300 gramlık Çingene Palamutu yiyecek. Halbuki av yasağı 15 Eylül’de bitse palamut 700 gram ,1 Ekim’de bitse 900 gram olacak. Balıkçılar torik avlama imkanına kavuşacak. Sorun geliyor, gidiyor  politikada düğümleniyor. Balıkçılar gücenmesin. Bırakalım ne kadar avlanırlar ise avlansınlar... İyi de balıkçılar da  uzun dönemde ayaklarına kurşun sıkıyor.

Kuruyan denizde ne avlayacaklar?

Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Mehmet Gül’ün  bir çalışmasında yer alan bilgilere göre, ülke genelinde su ürünleri sahalarında avcılık yapmak üzere ruhsatlandırılmış 22 bin 204 adet balıkçı teknesi var. Bu teknelerden 3 bin 414’ü iç sularda, 18 bin 790 adedi denizlerde faaliyet gösteriyor. Denizde faaliyet gösteren teknelerin yaklaşık 2 bini gırgır ve trol  tipi büyük teknelerden, 17 bini 12 metreden küçük teknelerden oluşuyor. Balıkçı ve balıkçı teknelerine hizmet vermek üzere kıyılarda inşa edilmiş tesislerin  sayısı 277 dir. Bunların 165 adedi balıkçı barınağı, 39 adedi barınma yeri, 73 adedi de çekek yeridir. Doğu Karadeniz’de 120, Batı Karadeniz’de 25, Marmara’da 62, Ege’de 53, Akdeniz’de 17 balıkçı barınağı, barınma yeri ve çekek yeri var. Balıkçılık filosunda 12 metre ve üzeri boyda toplam 2 bin balıkçı teknesi olduğu tahmin ediliyor... Bunlar denizlerde avlanan balıkçı teknesi sayısının yüzde 10’unu oluşturuyor.

Denizleri nasıl kuruttuk?

5 yıl sonra daha az balık avlayabiliyoruz