'Keşke silah da getirseydi'

'Keşke silah da getirseydi'

Dışişleri Bakanı John Kerry'nin ardından Ukrayna'yı ziyaret eden ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın da amacı, Kiev yönetimine moral vermek ve ‘bölünmez, demokratik Ukrayna' formülüne vurgu yapmak.

Ukrayna, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından beri kendine Avrupa'da yer ararken, Rusya ve Avrupa yanlıları arasındaki çekişme yüzünden yıpranıp zayıf düşüyor. Ekonomik bakımdan da sırtı yere gelen Ukrayna aynı zamanda Rusya'nın ekonomik saldırılarını da savuşturmak zorunda. Ukrayna'ya ekonomik ve teknik yardım yapan Washington yönetimi Rus enerji tröstü Gazprom'un Ukrayna'yı ayrıcalıklı alıcılar listesinden çıkarmasından da endişeli.

Biden'ın Kiev ziyareti neyi değiştirir?

Washington'daki bağımsız siyasi düşünce kuruluşlarından Atlantic Council'in başkan yardımcısı ve güvenlik uzmanı Barry Pavel Başkan yardımcısı Joe Biden'in Kiev ziyaretinin neyi değiştirebileceği sorusunu şöyle yanıtlıyor: "Biden ek yaptırımlar uygulanacağını duyurursa, bu Putin'in gözünü korkutmak açısından yararlı olur. Sembolik destek ziyareti olursa kalırsa hiçbir şey değişmez, o gittikten sonra eski hamam eski tas olarak kalır."

Barry Pavel'in, Amerikan başkan yardımcısının ziyaret nedeniyle ilgili sözleri ise şöyle: "Ziyaret sembolik bir jestten öteye geçmez. Ukrayna iki, üç hafta önce gitmeliydi. Gerginlik ülkenin doğusuna kaydı. Joe Biden beraberinde geçici yönetimin Rusya'ya karşı kendini savunabileceği malzemeyi de getirseydi misyonunu başarmış olurdu."

Barry Pavel, Ukrayna'nın silah yardımına ihtiyacı olduğunu söylüyor: "Amerikan başkan yardımcısının ziyaret amacı Ukrayna halkına kendilerinden yana olduklarını göstermek. Meşru savunma silahları da getirmesini arzulardım. Egemen bir devlete bu silahların verilmesinde sakınca görmüyorum."

'Bütün Avrupa'nın istikrarı sarsılır'

Barry Pavel, Ukrayna krizinin bütün Avrupa'nın istikrarını sarsabileceğinden endişeli olduğunu belirttikten sonra şunları ekliyor: "Endişeliyim. Rusya'nın kuvvet kullanması NATO üyesi Polonya ve Romanya gibi ülkeleri güvensizliğe sürükler. Bu ülkeler tehlikelerden korunma amacıyla NATO'ya üye oldu. Gelişme bu yönde devam ederse onlara yardım etmek zorunda kalırız. Bedeli çok yüksek olsa da buna mecburuz."

Atlantik Konseyi adlı düşünce kuruluşunun güvenlik uzmanı Barry Pavel, Ukrayna krizinde Avrupa'ya düşünleri de şu cümlelerle özetliyor: "Avrupa'nın gözleri açıldı. En azından kıta Avrupa'sının önder ülkesi Almanya'nın doğudan gelen tehdidi ciddiye aldığını görüyoruz. Bu bakımdan benim için en ideal çözüm, ABD ile Avrupa'nın davranışlarını koordine edip Putin'i elini Ukrayna'dan çekmeye zorlamak olabilir."