Fundanur Öztürk
"Sekiz yıl görev yaptığım adliyeye bir suçlu gibi nezarethaneden girdim. Çok şükür kelepçe takmadılar. Savcılığa çıkartılırken bir anda bütün iş arkadaşlarım başıma toplandı. En yakın arkadaşım sırtımı dikleştirdi, başımı kaldırdı, 'Sen hiçbir şey yapmadın, Başını dik tut, bu hata düzeltilecek' dedi."
Sakarya'nın Pamukova Adliyesi'nde katiplik yapan Fehime Işık, telefonunda Bylock olduğu şüphesiyle 2016'nın Ekim ayında gözaltına alındı.
Beş gün gözaltında kaldıktan sonra adli kontrolle serbest bırakılan Işık, Ocak 2017'de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten ihraç edildi.
Fakat yaklaşık bir sene sonra Işık'ın telefonunda Bylock olmadığı tespit edildi ve Işık 2018'in Ocak ayında yine bir KHK ile görevine iade edildi.
Fehime Işık Bylock kullandığı şüphesiyle gözaltına alınmasıyla başlayan, meslekten ihracıyla devam eden ve göreve iadesiyle sonlanan bir buçuk yıllık süreci şöyle anlatmaya başlıyor:
"Gözaltına alındığım sabah bütün adliye birlikte kahvaltı etmiştik. Kahvaltımızı bitirip yerlerimize dağıldıktan sonra, kahvaltıda karşı karşıya oturduğum savcı bey polis eşliğinde geldi, hakkımda Bylock şüphesi olduğunu söyleyerek beni gözaltına aldı. O polisler de yıllardır birlikte çalıştığım polis arkadaşlarımdı.
"Adli kontrolle serbest bırakıldıktan sonra ihraç edilene kadar üç ay daha adliyede çalışmaya devam ettim. Çalışma arkadaşlarım benim cemaatçi olmadığımı biliyorlardı. İsmim geçtiği zaman beni savundular, destek oldular. Ama dışardan tepki alırız diye kendi mahkememde çalıştırılmadım, geri hizmete alındım."
Işık'ın emniyetteki ifadesinde, Bylock bulunduğundan şüphelenilen telefon hattını eşinin kullandığını söylemesi üzerine eşi de gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. Işık, 'Asıl sorunlar bundan sonra başladı' diyor:
"Para yok, iş yok, eş yok… Annem bana ve iki çocuğuma bakabilmek için oturduğu evi sattı. Bir şekilde birinin bizi ayakta tutması gerekiyordu. Dayanmak için en büyük motivasyonum çocuklarım oldu."
"Evde olmadıkları zaman ağlıyordum, evdelerse sükunetimi koruyordum. Haksızlığa uğradığımız için öfkem de galip geliyordu. Öfke insanı yaşatır derler ya, aynen öyle. Öfkem beni ayakta tuttu."
"İhraç edildiğimde lise çağındaki çocuğum da etkilenip Twitter'dan birşeyler yazdı. Bir de ona Cumhurbaşkanı'na hakaretten dava açıldı. 2 yıla yakın ceza aldı ama 18 yaşından küçük olduğu için hükmün açıklanmasının geri bırakıldı."
Işık'ın eşinin iddianamesi tutuklandıktan 9 ay sonra hazırlandı ve 11 ay cezaevinde kaldıktan sonra beraat etti.
Eşinin tutuklu olduğu süre boyunca çok sayıda dilekçe yazdığını ve telefonlarında Bylock olup olmadığının araştırılmasını talep ettiğini söyleyen Işık, 'sesimizi duyuramadık' diyor:
"Yeterince araştırılsaydı belki ben ihraç edilmeyecektim, eşim de bir sene hapis yatmayacaktı. Hani at izi it izine karışmış ya, devlet bunu hakkıyla araştırılırsa at iziyle it izi çok rahat ayrılır."
"Çevremizde, 'Bir şey olmasa tutuklamazlardı, bende niye Bylock çıkmadı' diyenler de vardı. Zaten cevap veremediğim tek soru buydu. Ama kendimizden emindik. Bu cemaate hiç bulaşmadık ki! Eşim bir gün mutlaka çıkacak ama ne zaman? Hep bunu düşündüm."
"Sadece hapishanelerde tek tip elbise uygulamasının başlayacağını öğrendiğim zaman ümidimi yitirdim, üç gün kendime gelemedim. Acaba o kıyafeti giyer mi, onu öyle görsem ne olur, bir insan bu kadar aşağılanabilir mi? Bu düşünceler beni mahvetti."
Hak ve Adalet Platformu'nun OHAL raporuna göre, KHK ile ihraç edilen kişiler toplumda ciddi bir ötekileştirmeye maruz kalıyor ve ekonomik sıkıntılar bir yana sosyal çevreleri tarafından dışlanmanın getirdiği sorunlarla baş etmek zorunda kalıyor.
Öyle ki raporda, anne/babaların bile çocuklarını reddettiği ve hatta kolluk güçlerine ihbar ettiği örnekler yer alıyor.
Ayrıca rapor, KHK'lardan doğrudan etkilenen kişilerin en az yarısının tam da bu sebeplerden yaşadığı yeri ve sosyal çevresini değiştirmek zorunda kaldığını ortaya koyuyor.
Işık ise bu açıdan şanslı olduklarını çünkü bu süreçte en önemli desteği yakınlarından gördüklerini anlatıyor:
"Cezaevinden çıktığı gün eşimin özgüveni sıfırdı ama kendini hızlı toparladı. Bunda birinci derece yakınlarımızın bize inanmasının büyük bir etkisi var."
"Onların, 'Bunu size nasıl bulaştırdılar' tavrı çok önemliydi. Eşim de bir sene tutuklu kalmasına neden olan şeyin büyük bir haksızlık olduğunu farkında olduğu için çabuk toparladı."
Bir yıl mesleğinden ihraç edilen Fehime Işık ve 11 ay cezaevinde tutuklu kalan eşi, şimdi tazminat davası açmaya hazırlanıyor.
Işık, "Yavaş yavaş yaralarımızı sarıyoruz ama bana bunları yaşatanları asla unutmayacağım" diyor:
"Eşim ve benim durumum gösteriyor ki, düzgün bir araştırmayla doğru bulunabiliyor. Ben ihraç edilenlerin çok büyük bir kısmının benim gibi haksız yere, anlamadan dinlemen ihraç edildiğini düşünüyorum."
OHAL'in ilanından hemen sonra başlayan kamudan ihraçlar bugüne dek yüzbinleri buldu. Yine bir KHK ile mesleğe iade edilenlerin sayısı ise yaklaşık 4 bini bulmuyor.