Mersin'de 7 Şubat 2017’de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevinden ihraç edildikten sonra kansere yakalanarak hayatını kaybeden 28 yıllık tarih öğretmeni Salman Taş, ölümünden 2 yıl sonra görevine iade edildi. Ölen eşinin göreve iade edilmesinin haksız ihraç edildiğinin teyidi olduğunu belirten Sultan Taş “Yaşadığımız acı bize kaldı. Biz bu acıyı yaşayacak bir şey hak etmedik” dedi.
Eşi Salman Taş’ın, Edirne, Bingöl, Tarsus’tan sonra merkez Toroslar İlçesi Cemile Hamdi Ongun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde görev yaptığını hatırlatan Sultan Taş, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 7 Şubat 2017’de “iltisak” gibi gerekçeyle 28 yıllık görevinden ihraç edildiğini bildirdi.
Eşinin, her KHK'lı gibi ekonomik ve psikolojik sorunlar yaşadığını belirten Taş “Eşimin ölümünden sonra göreve iade edilmesi, haksız ihraç edildiğinin teyididir. İhraç sonrası yaşadığımız acılar bize kaldı. Biz bu acıyı yaşayacak bir şey hak etmedik. Hakkımızın kanun çerçevesinde takipçisi olacağız. Hayatını kaybeden eşimi ve çocuklarımın babasının hatırasını yaşatacağız” dedi.
İhraç edildikten bir yıl sonra kanser hastalığına yakalanan Salman Taş, bir yıl tedavi gördükten sonra 28 Nisan 2019’da hayata veda etmişti. Taş'ın üniversite eğitimine devam eden iki de çocuğu vardı.
Salman Taş’ın yakın arkadaşı olan Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül ise arkadaşının vefat ettikten 2 yıl sonra göreve iade edilmesi ile buruk ve acı bir an yaşadıklarını söyledi. Salman arkadaşlarının gözleri açık gittiğini anlatan Sümbül, bu konuda şöyle konuştu:
“Arkadaşımız görevini çok çok seven görevine bağlı, öğrencileri ve her görüşten tüm meslektaşları tarafından çok sevilen bir insandı. Haksız hukuksuz yere ihraç edilmişti. Öldükten sonra geri dönüşü bunun göstergesi. Diğer arkadaşlarımız içinde durum böyle. Uyduruk gerekçelerle ihraç ediyorlar. Hem Salman arkadaşımız hem bizler hakkımızda yürütülen savcılık soruşturmalarından takipsizlik kararları da aldık. Yine Barış Akademisyeni arkadaşlarımız berat kararları aldı. Buna rağmen bu kadar süre bize bu acıyı yaşattılar. Bunun üzerinden de sanki hiçbir şey yokmuş gibi özür diler gibi kahırdan hayatını kaybeden bir arkadaşımızı görevine iade ediyorlar. Buna sevinelim mi üzülelim mi zor.”