KHK ile ordudan atılan şehit ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan: Öfkem volkan gibi kabarıyor, onlarla hesaplaşmak istiyorum

KHK ile ordudan atılan şehit ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan: Öfkem volkan gibi kabarıyor, onlarla hesaplaşmak istiyorum
15 Temmuz sonrası TSK’dan ihraç edilip hakkında FETÖ’den dava açılan ve 2.5 yılın sonunda beraat eden Yarbay Mehmet Alkan, "Ben 30 Ağustos'ta terfi beklerken 1 Eylül 2016'da avukat arkadaş aradı, 'Komutanım KHK ile ihraç oldunuz' dedi. İnanamadım! O günü, bu işlemi hatırladıkça çok sinirleniyorum. Öfkem volkan gibi kabarıyor. Bu haksızlığı yapanları affetmem mümkün değil… Onlarla karşılaşmak, hesaplaşmak istiyorum" dedi.
 
"Darbeye katılanın Allah belasını versin. Bir avuç insan, 1000 kişi bile değil, bu işi yaptı… Ama aileleri ile birlikte belki 1 milyon kişi bu işin ceremesini çekiyor" diyerek tepki gösteren Alkan, "Ben konuşmaktan da KHK'lılara destek vermekten de hiç korkmuyorum, endişe de duymuyorum. Ben hak savunuculuğu peşindeyim. Haksızlığa uğrayan kim varsa onu savunmak durumundayım" ifadelerini kullandı.
 
Kardeşi şehit Yüzbaşı Ali Alkan'ın cenazesinde açılım sürecine, "Bu vatan evladı, 32 yaşında, daha vatanına, sevdiklerine doymadı, dünyaya doymadı, bunun katili kim? Bunun sebebi kim?” sözleriyle gösterdiği tepkiyle gündeme gelen Yarbay Alkan, Sözcü'den Özlem Gürses'in sorularını yanıtladı. Alkan'ın açıklamaları şöyle:

– Kim bu adam?

Dosyamda gizli bir tanık var, benim devre arkadaşım, Abdullah. Cemaatin içinden gelmiş, katalog evliliği yapmış, Pensilvanya'ya gidip Fetullah'ın elini öpmüş… Kendi anlatıyor, ifadesinde var. Sonra 2014'te cemaatle arası açılmış. Benim için diyor ki “Cemaatçi olduğunu biliyorum.” Çünkü ben muhalifmişim… Akıl almaz ifadeler yani. Son duruşmada bu “gizli tanık” ifadesini değiştirdi. “Düzeltiyorum, cemaatçi olduğunu düşünüyorum” deyiverdi. Bu dava iki buçuk yıl sürdü ve beraat ettim 17 Haziran'da.

– Neden size böyle bir suçlama isnat edildi sizce?

Yaşadıklarımın bir tasfiye hareketi olduğunu düşünüyorum. Mahkemede de söyledim “Burada olmaktan utanıyorum. Kendi adıma değil, memlekette olanlar ve hukuk adına.

– Beraat kararınız çıktı, şimdi de savcı yine itiraz etti. Niye?

Savcı diyor ki “Biz bir şey bulamadık ama bu Mehmet Alkan'ın FETÖ'cü olmadığını göstermez.” Şüphe oluşmuş hakkımda.

– KHK'lılara destek veriyorsunuz, hiç endişeniz yok mu, ya biri bile kripto FETÖ'cüyse?

Ben kripto FETÖ'cü tanımına katılmıyorum bir kere. Çünkü bana da kripto diyorlar. Hakkında hiçbir delil bulamadıklarına hemen kriptoyu yapıştırıyorlar. Darbeye katılanın Allah belasını versin. Bir avuç insan, 1000 kişi bile değil, bu işi yaptı… Ama aileleri ile birlikte belki 1 milyon kişi bu işin ceremesini çekiyor. Ben konuşmaktan da KHK'lılara destek vermekten de hiç korkmuyorum, endişe de duymuyorum. Ben hak savunuculuğu peşindeyim. Haksızlığa uğrayan kim varsa onu savunmak durumundayım.

– Askeriyenin size aykırı gelen taraflarını da yazmışsınız.Maalesef o yazdıklarımın hepsi gerçek. Bunların hepsi biliniyor komutanlar tarafından ama kimse bir şey yapmıyor. Benden önce koca koca komutanlar bunlara hep boyun eğmişler…

– Kitapta siyaseti deneme döneminiz de var.Bu topraklar, bu kültür, doğruları duymak istemiyor, eleştiri istemiyor, herkes pohpohlanmak istiyor… Ben öyle değilim… Bugün içinde bulunduğumuz durumun en büyük sorumlusu da siyasettir, siyasetçilerdir. Siyaset Türkiye'nin sorunlarına çözüm üretseydi bambaşka yerde olurduk.

– Anlıyorum ki hayal ettiğiniz Türkiye bu değildi…

Tabii ki değildi. İleride daha güzel olacak mı? Elbette umudumuz o yönde, Atatürk'ün ilkelerine döndüğümüz anda bu ülke kurtulacaktır. Biz Atatürk'ün değerini bilmedik. Ama onu kötüleyenler sayesinde tüm ülke onun değerini çok iyi anladı. Onun ilkelerine döndüğümüz anda her şey çok güzel olacaktır.