İstanbul Üniversitesi'nden KHK ile ihraç edilen akademisyen Savaş Karabulut, İstanbul'un Avcılar ilçesinde 'sosyalist bağımsız belediye başkan adaylığı'nı ilan etti. Karabulut, seçim çalışmaları için harcanacak parayı organik fasulye satarak sağlayacağını söyledi. "Seçildiğiniz takdirde belediyeyi hangi modelle yönetmeyi düşünüyorsunuz' sorusuna Karabulut, "4G modeli ile yöneteceğiz" yanıtını verdi.
Gazete Duvar'dan Hacı Bişkin'in haberine göre 675 Sayılı KHK ile İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisi Bölümü’nden ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Savaş Karabulut İstanbul’un Avcılar ilçesinin ‘sosyalist belediye başkan adayı’ olduğunu açıkladı.
Karabulut daha önce İstanbul’da geçimini sağlayabilmek için organik fasulye satışı yapıyordu. Karabulut adaylığını, seçilirse neler yapacağını ve belediyeyi nasıl yöneteceğini anlattı:
Sizi şu an destekleyen bir siyasi parti var mı?
Şu an beni Avcılar’da açık bir şekilde TKP (Türkiye Komünist Partisi) ve TKH (Türkiye Komünist Hareketi) destekliyor. EMEP, Halkevleri ve TİP’in durumu şu an belli değil. Kendileriyle de görüşmelerim sürüyor. ÖDP parti dışında beni destekleyeceklerini söyledi. HDP de mevcut duruma göre hareket edecek.
Avcıların sizce en büyük sorunu nedir?
Avcılar deprem bölgesinde yer alıyor. İlk hedefim ilçeyi depreme hazırlamak. Burada yönetimsel bir sorun var. Şu an Avcılar halkçı bir yönetime sahip değil. Avcılar’ı yaşanılabilir bir şehir haline getirmek istiyorum. Buradaki imar sorunlarına ilişkin çözümler üretmek birincil amacım. Buradaki insanların her an evlerine el konabilir. Özellikle kentsel dönüşümü bahane ederek halkın evlerine, yaşam alanlarına el koyabilirler. Bu kapsamda mülkiyet hakkını korumak için de çalışmalarım olacak.
Belediyeyi hangi modelle yönetmeyi düşünüyorsunuz?
Mahalle meclisleri ve sokak komiteleri kurulacak. Örneğin Avcılar Belediyesi Başkanlığı yazısını kaldırıp yerine ‘Avcılar Halk Meclisleri’ yazacağım. Burada herkesin söz hakkı olacak. Avcılar ilçesi ‘4G’ olarak isimlendirilen Güven, Görünebilirlik, Gerçek ve Güç modeli ile yönetilecek. Kent halkının ilçeyi ilgilendiren her kararda söz ve karar hakkının olduğu bir model ile ‘Güven’ inşa edilecek, hazırlanacak yeni halkçı kent planı uygulamalarıyla ‘Görünebilir’ olunacak, ‘Gerçek’ bir kentin mümkün olduğu ve kentli bireyin kendini ‘Güç’lü hissettiği bir yaşam oluşturulacak. Ayrıca farklı partilerden birçok aday adayının çalışmalarında kent halkına proje olarak anlatılan “kentsel dönüşüm” formülü, AKP iktidarının mevcut politikalarına eşdeğer bir çözüm olmaktan öteye gidememekte. Bu durum düşünülerek; betonlaşmanın değil, doğanın, yeşilin, canlı hayatının merkezde yer aldığı ve üretim kooperatiflerinin kurularak üretim ilişkilerinde kent halkının da söz-karar hakkının olduğu bir yaşam biçiminin uygun bir model olacağını öngörüyoruz. Ayrıca kentin anayasası halkın yaşam ve mülkiyet hakkını merkeze alarak planlandığında, kentlerin yağmalanamayacağı ve doğal olarak yıpratılamayacağı da unutulmamalı. İnsanlar buradan çıkıp Kadıköy’e, Bakırköy’e gitmek zorunda kalmayacak. Böylece trafik sorununu da çözmüş olacağız. Burada bir kültür sanat merkezi var. Bu kültür merkezi çok eski. Yeni kültür merkezleri yapacağız. Park ihtiyaçlarını gidereceğiz. İnsanların yaşam alanlarını genişleteceğiz.
Duvar'daki söyleşinin tamamı için tıklayın