Kıbrıs’taki 53 yıllık anlaşmazlığa nokta koymak için yürütülen müzakerelerde, sürece yön veren ülkeler arasında Almanya da fiilen yer almaya başladı. Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier’in resmi davetiyle Berlin’e giden Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı, Steinmeier’le bir saat 45 dakika süren, kendi ifadesiyle “çok verimli” bir görüşme yaptı.
Kıbrıslı Rumların henüz çözüm bulunmadan 2004 yılında Avrupa Birliği üyesi olması, Ada'daki siyasi sorunu bir Avrupa sorunu haline getirdi. Birlik üyesi İngiltere ve Yunanistan, Kıbrıs’ın 3 garantörü arasında olması nedeniyle zaten meseleye dahildi, ancak Almanya’nın konuya bu denli ilgi göstermeye başlaması bir ilk.
Türk toplumu lideri Mustafa Akıncı, Almanya’nın ilgisinden son derece memnun. Akıncı yeni durumu “Almanya Avrupa Birliği’nin en önde gelen ülkelerinden biri ve ilk defa Kıbrıs sorunu bağlamında Almanya’nın bu kadar ilgi gösterdiğine tanıklık ediyoruz. Geçmişte de Almanya önemli bir ülkeydi ancak Kıbrıs ile bu kadar ilgili değillerdi” sözleriyle anlatıyor.
İade-i ziyaret
Steinmeier’in geçen yıl kasım ayında Ada'ya yaptığı ziyarete “iade-i ziyaret” niteliğinde olan Berlin'deki bu buluşmanın ana gündem maddesi çözüm çabaları ve olası çözümde orataya çıkacak gerek siyasi gerekse mali durumdu. Akıncı ve Steinmeier iki taraf arasında 11 aydır kesintiye uğramadan ve olumlu bir atmosferde yürütülen müzakere sürecini, Alman Meclisi'ndeki çalışma yemeğinde enine boyuna konuştu. Görüşmenin, zaman zaman Kıbrıs’a da model gösterilen Almanya federal meclisi çatısı altında gerçekleşmesi, randevuya özel bir anlam da kattı kuşkusuz.
Görüşme yeri, “Doğu ve Batı Almanya’nın birleşmesi Kıbrıs'a da bir örnek oluşturabilir mi” sorusunu akla getirdi. Akıncı, Kıbrıs sorununun kendine özgü koşulları nedeniyle Kıbrıslılar tarafından çözülmeye çalışıldığını ancak diğer ülkelerin tecrübelerinden de faydalanabileceği yanıtını verdi.
Avrupa’nın son bölünmüş başkenti Lefkoşa ile bir zamanlar duvarın böldüğü Berlin arasındaki benzerlikler de akla gelince Akıncı, Türk tarafının 2004 yılında çözüm için attığı somut adımı hatırlattı.
Akıncı, Lefkoşa’daki duvarın yıkılması için Kıbrıslı Türklerin 2004’te referanduma sunulan Annan çözüm planına “evet” dediğini, duvarın halen yerinde durmasının nedeninin Kıbrıslı Türkler olmadığını söyledi.
Akıncı, “Temennimiz tamamen duvarı ortadan kaldırmak, bu da tek taraflı bir uğraşla olmaz. İki taraf da bu konuda üzerine düşeni yapacak ve bu defa referandumlardan iki tane evet çıkacak” dedi.
Akıncı her fırsatta Almanya ziyaretinin çok önemli olduğunu belirtiyor, Alman yetkililerin Kıbrıs Türk tarafı ile ilişkileri geliştirme yönünde ortaya koyduğu tavır kadar bunun sürdürülmesinin de önemli olduğunu söylüyor. Kıbrıslı Türklerin oluşacak federal bir Kıbrıs’ın iki eşit kanadından biri olacağını belirten Akıncı, ilişkilerin bugünden geliştirilmesinin çok yararlı olacağını belirtiyor.
Çözümün finansmanı
Kıbrıs’ta bulunacak çözümün finansmanı, çözümün yaşayabilmesinin yegane anahtarı. Avrupa Birliği üyesi 'Birleşik Kıbrıs'ı oluşturacak federal kanatlardaki mülkiyet probleminin ağırlıklı olarak tazminatlarla çözüleceği öngörülüyor.
Bir örnekle anlatmak en kolayı; Kıbrıs meselesinin temelini oluşturan çetrefilli mülkiyet konusunu. Rum Mihailis’in 1974 harekatında Kuzey’de bıraktığı arsası üzerine ev yapıp yeni bir hayat kuran Güney göçmeni Hasan’ın 42 yıllık düzenini bozulmayacak ama malını kaybeden Mihailis de tazmin edilecek, çözümün mağduru olmayacak.
İşte bu noktada çözümün finansmanı hayati önem taşıyor. Avrupa Birliği’nin mali işlerdeki patronu Almanya’nın Kıbrıs için devreye girmiş olması bu açıdan bakıldığında da son derece önemli. Neticede birleşmesi amaçlanan “Federal Kıbrıs” bölgedeki tüm doğal gaz kaynaklarının biraraya toplanacağı, “enerji iletim merkezi” haline dönüşme potansiyeliyle, Avrupa Birliği’nin Doğu Akdeniz sınırlarını oluşturacak.
Kıbrıs Rum tarafında 22 Mayıs’ta yapılacak parlamento seçimleri nedeniyle müzakere süreci yavaşlamış durumda. Seçimlerden hemen sonra sürecin hızlanması ve 2016’da çözüme ulaşılması hedefi Steinmeier ile Akıncı’nın da gündemindeydi.
Akıncı’ya göre, 2016 Kıbrıs’ta çözüm yılı olacaksa, Güney'deki seçimden hemen sonra, 11 aydır yürütülen süreçten de daha hızlı bir tempo gerekiyor. Kendisi bu konuda kararlı, aynı karşılığı muhatabı, Rum toplumu lider Nikos Anastasiades’ten bekliyor.
Soruna yön veren ülkeler ile müzakere sürecini yürüten Birleşmiş Milletler, Kıbrıs'ta çözüm için yıldızların aynı hizaya geldiği görüşünde birleşiyor. Ortaya çıkan denklemin merkezine çözüm konusunda son derece samimi olan Akıncı’yı da yerleştirince, yakalanan fırsatın adanın birleştirilmesi için son şans olduğu görüşü taraftar topluyor.
Liderlerin müzakerelerde geride bıraktığı 11 ayda 4 ana başlıkta çok önemli ilerlemeler kaydedildi. Garantör Türkiye de çözüm çabalarına güçlü destek veriyor. Bunlar alt alta toplandığında, Akıncı’nın “2016 çözüm yılı olmalı” hedefi son derece gerçekçi görünüyor.