Kılıçdaroğlu, Hürriyet gazetesinin o haberine tepki gösterdi: İnsan geçmişine üzülüyor, medyanın amiral gemisiydi, şimdi kuyrukta sandal bile olamadı

Kılıçdaroğlu, Hürriyet gazetesinin o haberine tepki gösterdi: İnsan geçmişine üzülüyor, medyanın amiral gemisiydi, şimdi kuyrukta sandal bile olamadı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hürriyet gazetesinin 103 emekli amiralin imzaladığı bildiriyi 'darbe bildirisi' olarak nitelendirerek, imzası olan emekli amirallerin CHP üyesi yakınlarının da listesini paylaştığı haberine tepki gösterdi. "İnsan o gazetenin geçmişine üzülüyor insan. Halkın gazetesiydi. Gerçekten medyanın amiral gemisiydi. Şimdi kuyrukta sandal bile olamadı. Sandal bile olamadı!" diyen CHP lideri, "Gündem yaratıyor sözde. O da CNN Türk de bu ikisi ne yaparsa yapsın bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz, dönmeyeceğiz, dönmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

TIKLAYIN - Hürriyet, 'fişleme' tepkilerine neden olan metni değiştirdi, başlıktaki 'darbe bildirisi' ifadesini kaldırdı

Emekli amirallerin Montrö bildirisini 'darbe çağrışımı' olarak değerlendiren iktidarı da eleştiren Kılıçdaroğlu, "Vay efendim Türkiye’de darbeciler var. Montrö sözleşmesi dolayısıyla emekli büyükelçiler açıklama yaptık tık yok, emekli amiraller açıklama yaptı mal bulmuş mağribi gibi vay efendim yeniden darbe. Ne darbesi kardeşim! Ne paronayası kardeşim! Vay efendim bunlar darbeci, yok kardeşim. Geçti onlar, kimse yemiyor artık bu numaraları. Millet de yemiyor, 'Kardeşim ben açım aç diyor dükkân kapalı sen neyden bahsediyorsun!' diyor" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, "Şu gerçeği herkes bilsin artık ortada bizim anladığımız anlamda devleti sağlıklı yöneten bir iktidar yoktur. Ortak da sağlıklı bir ortak değil. Bakanlar bakan değil. Bürokratlar ise bürokrat değil, tamamı yağcılardan oluşmuş, akıllarını kiraya vermişler" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Huzurlu bir Türkiye'yi hep beraber istiyoruz. İzin verirseniz öncelikle bir durum tespiti yapmak istiyoruz sıkıntılı bir tablo var. Tümüyle yönetim erkini kaybetmiş bir siyasal iktidarla karşı karşıyayız. Ağır sorunların altında ezilen, çaresizliğini ört bas etmek için sağa sola saldıran, yapay gündemlerle toplumu meşgul etmek isteye bir siyasi yönetimle, bir tek kişi hükümetiyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla önce bir Türkiye tespiti yapmamız gerekiyor. Pandemi sürecindeyiz insanlar can derdinde. Nerede aşılar? Bu ülkeyi kim yönetiyor kim sorumlu? Bu soruyu herkesin kendisine sorması lazım. Özellikle geçmişte AK Partiye oy vermiş, şimdi kafası karışık vatandaşlarına söylüyorum, bu gidiş gidiş değildir diyorsan bu kardeşini dinleyeceksin. Ben sana her zaman her yerde her ortamda doğruları söyleyemeye devam edeceğim. 

Koronavirüs'ün meslek hastalığı yapılmamasına tepki

Meslek hastalığını yapmıyorlar. Niçin? Vicdan yok mu sizde? Bu insanlar bizim insanlarımız için çalışırken bir taleplerini neden yerine getirmiyorsunuz? Bunun sorgulanması lazım! Çok sayıda sağlıkçı hayatını kaybetti bu süreçte. Bütün bunların sorumlusu kim? Bu ülkeyi yöneten kim? Bu ülkenin yönetiminde söz sahibi olan kim? Böyle acı bir tabloyu Türkiye'nin önüne koyan kim? Ben soruyorum ama her vatandaşımın da sormasını istiyorum. Milleti canından bezdirdiler. 

Aslı Özkısırlar tepkisi: Bunun sorumlusu kim?

Pandemi dolayısıyla nelerin yaşandığına dair iki örnek vereceğim. Aslı Özkısırlar, İzmir'de elleriyle yaptığı takıları satarak geçimini sağlıyor. Genç bir kızcağız. Bir hastalığı var yatarak tedavi olması lazım ama bir türlü boş yatak bulamıyor. Ve sonunda 'Neredeyse 10 günden fazladır hastaneye yatış için bekliyorum yata yok ama siz yapın kongrenizi, benim çektiğimin ağrının eziyetin ne önemi var sonuçta. Sürünerek ölürsünüz umarım' diyerek de beddua da ediyor. 21. yy Türkiye'sinde bu genç kızımıza yatak bulunamadı. Ve hayatını kaybetti. Sorumlusu kim? Gene söyleyecek Bay Kemal diyecek. Beyefendi bu işin baş sorumlusu sensiz sen! Hâlâ bilmiyor musun! Sırtı kalın olanlara ambulans uçaklar hazır. Peki garibanlara? Dayısı olmayanlara? Telefon açıp da bir türlü yatamayan hastaların sözcüsü kim olacak? Onların dertlerini kim dile getirecek? Ben getireceğim, biz getireceğiz.  Dostlarımız bu ülkenin işsizleri, bu ülkenin yoksullarıdır, bu ülkenin esnafıdır bizim dostlarımız. 

"On altı yaşındaki kıza 900 lira, bunlara sadece alkış!"

İkini örnek Kayseri'den Sidal adında 16 yaşındaki bir genç kızımız. Eve giderken güvenlik çağırıyor maskeyi nizami takmadın diyor ceza kesiyor. Bu Sidal'ın babası esnaf. 900 lira ceza kesiyorlar. Nereden ödeyecekler? Ödeyemiyorlar tabi. 22 Mart'ta kendisine bir mektup, 23 Mart'ta vergi dairesinde icra dairesin geleceksin diyorlar. Kendisine bir ödeme emri tebliğ ediyor. 16 yaşındaki kız maskeyi nizami takmamış, 900 lira ceza, 16 yaşındaki kız ödeyemiyor, sen ödeyemezsen babana haciz. Bunu vicdan kabul eder mi? On altı yaşındaki kıza 900 lira, bunlara sadece alkış! Bunları doğru kabul etmiyoruz. 

Devlet böyle yönetilmez. Devlet adaletle, bilgiyle yönetilir. Vatandaşlar arasında ayrım yapılmaz. O zaman bunların her birine 900 lira ceza keseceksin. Ben de seni kutluyorum vatandaşlar arasında ayrım yapmadın diyeceğim. AK Parti'ye MHP'ye oy veren kardeşlerim bunu içlerine sindiriyorlarsa bir şey demiyorum ama sindiremiyorlarsa sözüm sözdür bu ülkeye mutlaka adaleti adaleti adaleti, getireceğim. 

"Bu tablodan hangisi vatandaşa örnek?"

Bu tablodan hangisi vatandaşa örnek? Şimdi söyleyin bakalım devleti kim daha iyi yönetir, kim adaletle yönetir ve kim vatandaşına değer verir? CHP gelse bal gibi yönetir, güzellikle yönetir, açlık olmaz sefalet olmaz. 

Bilim Kuruluna tepki: Allah aşkına kendinize bilim kurulu demeyin, bilime ayıp!

"Bir de bilim kurulu var, Sağlık Bakanlığı'nın. Allah aşkına kendinize bilim kurulu demeyin. Bilime ayıp!

Ne dedikleri, söyledikleri belli değil. 4 Nisan itibariyle ABD'yi geçtik vaka sayısında. Dün 193 kişi hayatını kaybetti. Bunlar da resmi rakamlar. Nasıl yönetiliyor bu ülke? Bilim kurulu var! Hikâye tamamen. Orada oturanların hiçbirisinin bilimle ilgisi yoktur. Bilim kurulu dediğin senin koyduğun kurallara siyasi iktidar  uymuyorsa izzeti ikbal ile çekileceksin. Kuralları koydum buna uyuyorsan hayhay. Uymuyorsan beni burada göstermelik tutamazsın diyeceksin. Oturmuşlar oraya bilim kurulu ayrı havada, sağlık bakanı ayrı telden çalıyor. "

"100 bin kişi de ölse bunların umurlarında değil!"

"Bahçeli, bütün bu yoksulluğun değirmenine su taşıyan kişidir"

"Sarayda lale devri yaşanıyor. Herkesin bir eli yağda bir eli balda. Ahali felaket vaziyette. Erdoğan esnafın önüne çıkıp dükkanına gidebilir mi? Hayatta gidemez. Belki 50 bin korumayla gider. Bu mudur devleti yönetmek? Bu mudur halkçı, milliyetçi olmak. Aynı şeyi Bahçeli'ye de soruyorum. Bahçeli de bu tabloya destek veriyor. Ülkücü kardeşlerimin ne yaptığını biliyorum. Çok rahatsız olduklarını da biliyorum. Bahçeli ayrı. Bütün bu yoksulluğun değirmenine su taşıyan kişidir. Emin olun bunlarca vicdan yok."

Kayserili vatandaşlara seslendi: Sandık gelecek bu kardeşine oy vereceksin, o paraların tamamını sana iade edeceğim 

"Sahabiye medresesinde dükkanlar var. Geçen yıl 9 bin 380 lira ödeyen bir esnaftan bu yıl 20 bin 332 lira istiyorlar. Yav ne oldu da bu kadar büyük zam yapıyorsunuz? Vakıflar Genel Müdürlüğü istedi diyorlar. Haberleri yok. Büyükşehir belediye başkanı istiyor. Ha buradan yine sandık geldiğinde bütün vatandaşların düşünmesini isterim. Bu AK partili belediye. CHP belediyelerinde böyle garabet olmaz. Onlar halk için çalışırlar. Engel çıkarıyorlar mı, aşmasını bilirler. Kayserili kardeşime, orada çalışan esnaf kardeşimize de söylüyorum sandık gelecek bu kardeşine oy vereceksin. O paraların tamamını sana iade edeceğim faiziyle beraber."

"Dünyadaki bütün mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur"

"Devleti yönetiyorlar perişan ettiler. 2020 yılında esnaf ve sanatkâr sicil gazetesi var 99 bin 588 esnaf iflas etti. 99 bin kişi ölmüş onun umurunda bile değil. Onların çocukları var umurlarında bile değil. Umurunda olan tek şey var koltuğumu nasıl korurum. Koltuk insanı büyütmez. Koltuğa oturdun kendini vazgeçilmez adam görüyorsun. Dünyadaki bütün mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur."

"Emekli, bir tavuğu üçe bölüp bir parçasını alıyor!"

"Üç yerden beş yerden maaş alanların hepsi 'lebaleb' Saray'da. Alayı orada, tamamı orada. Peki Tekirdağ'daki, İzmir'deki emeklinin durumu ne? Perişan. Bin lira emekli ikramiye verdiler, e her şeye zam geldi kardeşim, zam yap, enflasyon oranında zam yap. Vermem diyor, emekli de hayatından memnun beni görünce alkışlıyor demek ki durumları çok iyi diyor. oturup düşünmeniz lazım. İki maaş almak için verdiğimiz mücadeleyi düşün. Emekli ikramiyesini en az 1500 lira yapacağız. tavuğu dörde bölüyor bir parçasını alıyor emekli. "

"Erdoğan'ın orayı gidip görmesini isterim, diyecek ki; burası Türkiye mi, Afrika mı?"

"İstanbul'da Nişantepe'ye gittim. Erdoğan'ın orayı gidip görmesini isterim. Diyecek ki; ‘Burası Türkiye mi, Afrika mı?’ Afrika değil beyefendi orası Türkiye ama senin haberin yok. Altında uçakların var hiçbir padişaha nasip olmayacak kadar sarayların var. Görmüyor musun ya milletin halini? 2002 yılında en düşük emekli aylığıyla 7 çeyrek altın alınıyordu şimdi 2 çeyrek. Emeklileri de boşverdiler. Ya gençlerimiz, işsizlerimiz? Bunların hali ne olacak? 19 yıl devleti yöneteceksin, 10 milyon 287 bin işsiz yaratacaksın. Sonra da çıkıp bu memleketi güzel yönetiyorum diyeceksin. 10 milyonu aşkın işsizin olduğu yerde hangi güzellikten bahsediyorsun sen? Senin bu çocukları umutsuzluğa sevk etme hakkın var mı ya! Senin durumun iyi, çocuklarının durumu iyi beslemelerini durumu iyi. Herkes birden fazla maaş alıyor. Üniversitesi hatta en iyi okulları bitirmiş olanlar işsiz. Erdoğan işsizliğin ene olduğunu biliyor mu?"

"Mülakatı kaldıracağız"

"Gençlerle konuştum. Mülakatı kesinlikle kaldıracağız. Akraban yoksa eleniyorlar, siyasi yandaşın yoksa sözlüde eleniyorlar bu haksızlığı gidereceğiz. Sayıştay raporlarına göre 138 bin 383 öğretmen açığı var. Öğretmen açılarının tamamını dolduracağız. Eğitimden tasarruf edilir mi ya? Eğitimden tasarruf edilmeyeceğini en iyi anne babalar bilir."

"Gençlere sözüm var sizin elinizden alınan bütün hakları size iade edeceğiz"

"KYK’dan borç almışlar, şimdi hem faiz hem işsiz. E iş ver parayı alacaksan ondan sonra al. Hem iş vermiyorsun hem de borcunu öde. İcra göndereceğim babanın mal varlığına el koyacağım. Babanın ne günahı var. Bunların tamamını bitireceğim. Gençlere sözüm var sizin elinizden alınan bütün hakları size iade edeceğiz ve tamamını telafi edeceğiz."

Boğaziçililere: Sizin nefesinizi kesiyorlar, boğazınıza biniyorlar

"Sizin nefesinizi kesiyorlar, boğazınıza biniyorlar hak arama talebinizi kesmek istiyorlar. Korku ve kaygı içindeler. Benim size sözün var. TC coğrafyasında Allahın izniyle iktidar olduğumuzda bizi özgürce eleştirebileceksiniz. Bu hakkı vereceğiz size."

"Ben milliyetçiliğin ne olduğunu Bahçeli’ye de gösterceğim, dünyaya da göstereceğim"

"Bahçeli hiçbir zaman işsizlerin esnafın derdini dile getirmedi. Onun tek görevi var Cumhuriyet Halk Partisine saldırmak ona bu görevi vermişler. Bu cevabı verirken üzülüyorum ama ülkücü kardeşlerime şunu söylemek isterim, hiç meraklanma ben milliyetçiliğin ne olduğunu Bahçeli’ye de gösterceğim, dünyaya da göstereceğim. Ben saray beslemelerine asla ama asla itibar etmeyeceğim."

İktidarın darbe söylemine tepki: Yok kardeşim, geçti onlar, kimse yemiyor artık bu numaraları

"Vay efendim Türkiye’de darbeciler var. Montrö sözleşmesi dolayısıyla emekli büyükelçiler açıklama yaptık tık yok emekli amiraller açıklama yaptı mal bulmuş mğaribi gibi vay efendim yeniden darbe. Ne darbesi kardeşim! Ne paronayası kardeşim. Bütün bunların üstünü örtmek için. İşsizlik sorunu konuşulmasın, çiftçi sorunuyla baş başa kalsın. Milletin dikkatini başka yere çekelim. Koro haline. Yav zaten bunlar daha önce gazetelerde yazıldı. Sen çıkıp en baştan 'Ne Montrö sözleşmesi, ne Lozan’dır kardeşim, ikisi de bizim güvencemiz' desen zaten bir şey olmayacak. Vay efendim bunlar darbeci, yok kardeşim. Geçti onlar, kimse yemiyor artık bu numaraları. Millet de yemiyor. Kardeşim ben açım aç diyor dükkân kapalı sen neyden bahsediyorsun! Adamlar bir de emekli. Emekliler dünyanın neresinde darbe yaptılar. Bunlar gerçekten akıllarını peynir ekmekle yemişler bu kadar saçmalığı TC devleti hiç görmedi duymadı. Şu gerçeği herkes bilsin artık ortada bizim anladığımız anlamda devleti sağlıklı yöneten bir iktidar yoktur. Ortak da sağlıklı bir ortak değil. Bakanlar bakan değil. Bürokratlar ise bürokrat değil, tamamı yağcılardan oluşmuş, akıllarını kiraya vermişler.

Hürriyet ve CNN Türk'e tepki

Efendim bu darbe marbe bilmem ne hikayelerini güçlendirmek için, bakıyorlar ki havuz medyasını yeteri kadar kullanamıyorlar çünkü itibarları yok. Bir parça itibarı olan Hürriyet gazetesi üzerinden bu sefer CHP'ye saydırmaya başlıyorlar. İnsan o gazetenin geçmişine üzülüyor insan. Halkın gazetesiydi. Gerçekten medyanın amiral gemisiydi. Şimdi kuyrukta sandal bile olamadı. Sandal bile olamadı! Efendim CHP bildiri darbe bildirisi bilmem neler. Gündem yaratıyor sözde. O da CNN Türk de bu ikisi ne yaparsa yapsın bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz, dönmeyeceğiz, dönmeyeceğiz.