\'TÜRKİYE’NİN DEĞİŞİME İHTİYACI VAR\'CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bursa programı çerçevesinde Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi\'nde (NOSAB) sanayicilerle bir araya geldi.Burada yaptığı konuşmada Türkiye’nin değişime ihtiyacı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, bunun için de \'4 ayaklı bir strateji\' geliştirdiklerini söyledi. Sanayicilere bunu anlatan Kılıçdaroğlu, \"Türkiye ne yapmalı ki büyük değişimi ve dönüşümü sağlasın. Ben size bir ufuk çizeceğim. Dört ayaklı bir strateji çizeceğim. Bunun birinci ayağı demokrasidir. Çünkü demokrasinin olmadığı bir yerde hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Demokrasiden uzaklaştıkça çağdaş dünyadan da uzaklaşıyorsunuz. AB bildiri yayınlıyor, başka bir kuruluş bildiri yayınlıyor, gazeteciler yayınlıyor ve herkes Türkiye’yi eleştiriyor. Demokrasi konusunda sağlıklı ve tutarlı adımlar atmalıyız. Hukuk sistemimizi darbe hukukundan arındırmalıyız. Başka ne yapmalıyız? AB diyor ki \'Şu faslı aç ve gereğini yap.\' Biz bir dayatma olduğu zaman ancak yapıyoruz, peki bizim bir irademiz yok mu? Biz yapamıyor muyuz? Niçin AB\'nin bir fasıl açmasını bekliyoruz? Biz AB\'nin fasıl açmasını beklemeden AB\'nin öngördüğü tüm demokratik standartları yapabiliriz. Oturur parlamento bunu yasa ile çıkarabilir. Ben bunu Sayın Erdoğan\'a da Yıldırım\'a da Davutoğlu\'na da teklif ettim. Niye onlar fasıl açıyorlar ve süre veriyorlar? Biz yapalım ve dönüp \'Biz zaten yaptık\' diyelim. Demokrasinin olmadığı yerde yeni düşünceler de olmaz. Türkiye\'nin birinci ayağı yerine getirmesi lazım\" dedi. Stratejilerinin ikinci ayağını \'Üreten bir Türkiye\' olarak açıklayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:\"Türkiye üretmezse başarılı olamaz. Beton ekonomisinden üretim ekonomisine dönmemiz lazım. Katma değeri, istihdamı nasıl artıracağız? İşsizliğin önü, enflasyonun önü bir türlü kesilmiyor. Demek ki Türkiye’nin ekonomik anlamda da ciddi bir değişime ve dönüşüme, katma değeri yüksek ürün üretmeye ihtiyacı var. Katma değeri nasıl üreteceğiz? Üniversitelerin bilim üretmesi lazım. İyi yetişmiş eleman gerekiyor. Hayatı dünyayı sorgulayan beyinlere ihtiyacımız var ve hayatın her alanını planlamaya ihtiyacımız var. Devlet Planlama Teşkilatı kapatıldı. Niye kapatılır? Geleceği planlayan bir kuruluşun olmadığı bir ülke düşünebiliyor musunuz? Türkiye\'nin 50 yılını 100 yılını görmeye hakkı yok mudur? Herkes kendi evinde planlama yapar. Belediye planlama yapar. Türkiye yarın ne yapacağını bilmiyor. Peki, ne yapmak gerekiyor? İnsani gelişme stratejileri ve bilgi politikaları kurulu kurmamız gerekiyor. Dünya o kadar hızlı ilerliyor ki bunu en iyi siz biliyorsunuz. Bu hızlı değişime ayak uyduran Türkiye\'ye ihtiyacımız var. Sanayici üretiyor, rekabete karşı mücadele ediyor, ülkesine döviz getirmek istiyor ama önündeki en büyük engel siyaset kurumu. Şu anda ekonominin, sanayicinin önünde en büyük engel siyaset kurumu. Değeri düşen Türk Lirası. Neden düşüyor ve neden kontrol edemiyoruz? Bunun sağlıklı bir şekilde masaya oturup düşünülmesi gerekiyor.\"Teknoloji Liseleri kuracaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, ara eleman sorununu da bu şekilde çözeceklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, \"Ekonomide ara eleman sıkıntısı var diyorlar. Ben bürokrasiden beri bu sözü duyarım. Bugüne kadar bunun gereği hiç yapılmadı ama biz şöyle bir şey yapacağız. Bütün Organize Sanayi Bölgeleri’nde Teknoloji Liseleri kuracağız. 6 yıl olacak bu liseler. İlk 3 yıl burada okuyacaklar. 3 yıl sonunda hangi alanda eğitim görüyorlarsa o fabrikada staj görecekler. Bunların SGK primlerin Milli Eğitim Bakanlığı yatıracak. Üniversiteye gitmek mi istiyor? Kendi branşıyla ilgili izdüşümü olan fakültesine giderse ayrıca artı puan vereceğiz ama ara eleman sorununu bu ülkenin çözmesi lazım. Tarımın da teknoloji ile buluşturulması lazım. Şimdi bilgi çağındayız. Dijital çağdayız. O kadar hızlı değişiyor dünya. Bugün her saniyede bir buluş var. Türkiye bunu kaçıramaz. Bunu kaçırmamalı. Osmanlı’nın batışı Sanayi Devrimini yakalayamamasından kaynaklanmıştır. Cumhuriyet kurulduğunda toplu iğne üretecek fabrika yoktu. Cumhuriyet sanayi devrimini yakalamaya çalışmıştır. Bunu yaparken Osmanlı’nın borcunu da kuruşuna kadar ödemiştir. Üretim ekonomisi dediğimizde şöyle bir sorun var demokrasi olmadığı için bilim insanları ve gençlerimiz geleceği Batı\'da arıyor. Biz yetiştiriyoruz, biz eğitiyoruz ama geleceği yurt dışında arıyorlar. Yapmamız gereken bunu tersine çevirmektir. Biz bilgiyi yakalamak zorundayız. Bilimsel özerkliği olmalı üniversitenin. Üniversite bilgi üretecek. İran üniversitelerinin ürettiği bilgi sayısı Türkiye’ninkileri iki yıldır geçiyor. Biz sürekli kan kaybediyoruz. Samsung’un 2013 yılındaki patent sayısı bütün cumhuriyet tarihi boyunca bizim elde ettiğimiz patent sayısının tam 15 katı. Oysa biz Güney Kore’den önce otomobil üreten bir ülkeydik. Evet, büyüdük ama bu içeride böyle. Rakiplerimize göre büyüdük mü? Olağanüstü bir insan gücümüz var\" dedi.\'ANADOLU’NUN İÇİ BOŞALIYOR\'Vergi ve sigorta primini zamanında ödeyenlere 1 yıl süreyle sıfır faizli kredi verileceğini de söyleyen Kılıçdaroğlu, Merkez Türkiye Projesi hakkında da bilgilendirdi. Kılıçdaroğlu, \"Sizler Bursa’da oturuyorsunuz ama Anadolu’nun içi boşalıyor. Herkes geleceğini büyük kentlerin varoşlarında arıyor. Anadolu’yu tekrar ayağa kalkındırmamız lazım. Onun için Anadolu Kalkınma Kuşakları ve Merkez Türkiye Projesi’ni hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Merkez Türkiye Projesi’nin temel amacı bilgi üretmektir. Anadolu’nun ortasında sadece özel bir yasa ile 81 ilin dışında yeni bir bölge tanımlanacak ve orada vergi olmayacak. İleri teknoloji alanı olacak. Bizim düşündüğümüzü hayata geçirdiğimizde 5’inci yılın sonunda kişi başına gelir 15 bin dolara çıkacak. Türkiye’nin gücü potansiyeli var. Olmamasının tek bir nedeni var, siyaset kurumu. Ya sanayinin önünü açacak ya arka sıralarda yer alacağız dünya liginde\" diye konuştu.STRATEJİNİN ÜÇÜNCÜ AYAĞIAsgari ücreti net olarak 2 bin 200 lira yapacaklarını da söyleyen Kılıçdaroğlu, stratejilerinin üçüncü ayağını \'Güçlü bir sosyal devlet yapısı\' olarak açıkladı. Kılıçdaroğlu, \"Biz asgari ücreti net 2 bin 200 lira düşünüyoruz. Vergisiz. Şu anda Türkiye’de 1 milyon 644 bin emekli bin 500 liranın altında aylık alıyor. Ayda 200 lira ile 500 lira ile kim geçinebilir? Demek ki toplumsal barışı sağlamak sanayicinin güvenle üretim yapacağı iklimi sağlamaktır. Eğer güçlü bir sosyal devlet inşa edemezseniz barışı sağlayamazsınız\" dedi.DÖRDÜNCÜ AYAK: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKKılıçdaroğlu, stratejinin dördüncü ayağını \'Sürdürülebilirlik\' diye açıklarken, \"Bilim, sosyal yaşam hızla gelişiyor, ona ayak uydurmak zorundayız. Şu eleştiri geliyor, kaynak var mı, para var mı? Bunu karşılayabilecek birikim var mı diyorlar. Var. Zaman zaman iktidarı eleştiriyoruz. Biz hiçbir şeye karşı değiliz. Köprüyü, yolu, metroyu kaça yaptın, biz bunu öğrenmek istiyoruz. Bunu öğrenmek her vergi veren vatandaşın hakkıdır. Biz siyaset kurumunun halkı bilgilendirmesi ve halka hesap vermesi gerektiğine inanıyoruz. Siyaset kurumu hesap vermiyorsa orada bir sorun var demektir\" diye konuştu.ORTADOĞU BARIŞ VE İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATIOrtadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nı kuracaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:\"Malınızı üretiyorsunuz, ülkeye döviz getiriyorsunuz. Sanayici, ekonominin kamu görevlisidir. Sanayici kendi için değil ülkesi için çalışır. Dolayısıyla sanayici her hükümet tarafından desteklenir. Biz kendi bölgemizde Ortadoğu’da, Kafkaslarda, Doğu’da ve Balkanlar’da neden en güçlü pozisyonda değiliz? Herkesle kavga ederseniz ülkede üretim yapan sanayiciye zarar vermiş olursunuz. Irak’la, AB ile İran ile Suriye ile niye kavga ediyoruz? 25 Haziran’da Allah kısmet eder, Muharrem İnce cumhurbaşkanı, Kemal Kılıçdaroğlu da parlamentoda çoğunluğu olan bir partinin genel başkanı olursa önce Ortadoğu işine el atacağız. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kuracağız. Kurucuları 4 ülke olacak. Türkiye, İran, Irak ve Suriye. Dört ülkenin liderini bir araya getireceğiz. Egemen güçlerin oyun oynadığı bir yerde bu 4 ülke kendi özgür iradelerini kullanıp bir araya gelemiyorlar mı? Ona öncülük edeceğiz. Esad’a da diyeceğiz, İran’a da Irak’a da diyeceğiz. Ortadoğu’da bir barış atmosferi kuralım diyeceğiz. Hiç kimse bir birinin iç işlerine karışmayacak. Ve Türkiye bölgenin imarı gerekiyorsa bölgenin imarını da yapacak. Emin olun 4 yıl içinde Türkiye bölgesinin lideri olur. O baş belası terör de biter. Sadece Ortadoğu mu, hayır. Ortadoğu barışının da güvencesi olacaktır. İsrail-Filistin sorununu da çözecek. 4 ülke kurucu olacak ama daha sonra arzu eden diğer ülkeler de üye olabilecek. Karadeniz İşbirliği var. Niye Ortadoğu’da yok. Ya Türkiye’yi büyüteceksiniz, ya da hep beraber geriye gideceğiz. Siz daha iyi bilirsiniz. Gelişmiş hiçbir ülkenin başbakanı ben yol yaptım köprü yaptım demez çünkü bunu ayıp sayar. Şu kadar bulaşık makinesi, bu kadar buzdolabı ürettik demez, yoksa herkes alay eder. Çünkü onlar falan gezegendeki altını ülkeme nasıl getiririm diye düşünüyorlar. Bilimde üniversiteler neler yapacaklar onu düşünüyorlar. Onlar yarın ne yapacaklarını bilmiyorlar, ama biz önümüzdeki 100 yıl içerisinde neler yapacağımızı biliyoruz. Aramızda dağlar kadar fark var. Onların ufukları ile bizim ufuklarımız arasında dağlar kadar fark var. Dediğim o 2 trilyon doların küçük bir bölümünü Merkez Türkiye Projesi’ne ayırsalardı, 50 milyon 60 milyon dolar ayırabilselerdi, Trabzon Limanı-Samsun Limanı Mersin’e ve İskenderun’a bağlanabilirdi. Doğu-Batı ekseninde gelişen bir ülke aynı zamanda Güney-Kuzey ekseninde de gelişen bir ülke olurdu.\"Milletvekili adayları hukukçu İbrahim Kaboğlu’na büyük haksızlık yapıldığını da söyleyen Kılıçdaroğlu, \"Benim sorumluluğum size ufku göstermek ve size yolu göstermek ama sizin de tek tek sorumlulukları var. Bu ülke sadece benim ülkem değil. Kaybettiğimizde sadece ben kaybetmeyeceğim. Ben milletvekilliği aylığı alıyorum, zaten bu bana yetiyor, ama siz kaybederseniz hepimiz kaybederiz. AB fasıl açmadan bizim tamamını yaptığımızda Türkiye’nin itibarını düşünün. Şu anda bile görevine son verilip, mahkemeye başvurulması yasaklanan bir tabloyla karşı karşıyayız. Üniversiteden atılıyor hoca ama mahkemeye başvurmaya hakkı yok. Adalete erişiminin engellendiği bir tablo ile karşı karşıyayız. İbrahim Kaboğlu, şu anda İstanbul’dan 1. sıradan adayımız. Kaboğlu, dünyanın bilinen en önemli anayasa hukukçularından biridir. Hem Türkiye’de hem de Paris\'te anayasa hukuku dersi verirdi. Türkiye’de üniversiteden attılar, yurt dışına gitmesin diye pasaportuna el koydular, Dünya Anayasa Kongresi yapıldı ve o kongrenin tüm delegeleri İbrahim Kaboğlu için özel bildiri yayımladılar. Bu benim ağrıma gitti. Kaboğlu eline silah almadı, kimseyi dövmedi. Yaptığı tek iş ders vermek. Ama tahammül edemiyorsunuz. Siyaset aynı zamanda tahammül işidir” dedi. Kılıçdaroğlu, “Konya’dan küçük bir Hollanda 180 milyar doların üzerinden tarım ürünü ihraç ediyorsa, devasa bir ülke Türkiye ise 17 milyar dolarlık tarım ürünü ihracat yapıyorsa, o zaman oturup düşünmemiz lazım. Tek bir eksiğimiz var, o da namuslu siyaset. Türkiye güçlü bir ülke, sorunlarını aşma kapasitesine sahip bir ülke. Asla karamsar değilim. Hiç kimsenin de karamsar olmasını istemem\" diye konuştu.Mehmet İNAN- Enver Fatih TIKIR/BURSA, (DHA)FOTOĞRAFLI