CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı. Günlerdir devam edem "Saray'a giden CHP'li" iddialarına kısaca değinen Kılıçdaroğlu "Malum bizlere kumpas kuruyorlar. İsterseniz Çin Seddi'nin getirin yıkıp geçeceğiz" dedi. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının en önemli gündemlerinden birini ise öğretmenlerin yaşadığı sorunları oluşturdu. Kılıçdaroğlu CHP'nin öğretmenler için hazırladığı 11 maddelik vaatleri açıkladı.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Size bir sözüm var. Bütün Türkiye'ye bir sözüm var. Benim siyasetten özel olarak bir beklentim yok. Tek amacım var, bu memlekette herkes huzur içinde yaşasın.
Kimin bir derdi varsa onu çözmek benim boynumun borcudur. Sorunu olan bir Türkiye geleceğe güvenle bakamaz.
Ama 17 yıldır görevini yapmayanlara yeter artık diyeceğiz. 17 yıldır buradasın hangi derdimizi çözdün diyeceğiz.
Hangi partiden olursa olsun bütün vatandaşların oyuna talibim."
Ben Türkiye'nin bütün sorunlarını CHP'si olarak çözmeye kararlıyım. Malum bizlere kumpas kuruyorlar. İsterseniz Çin Seddi'ni getirin yıkıp geçeceğiz. onlar sanıyor ki bir şey söyledik ve CHP hemen geri adım atacak. Neden atalım? Haklıyız.
AK Parti'ye oy veren kardeşlerime de sesleniyorum; bir partiye kumpas kurmak doğru bir şey değildir. dedikodu üzerinde siyaset yapmak da doğru bir şey değildir. Memleketin dünya kadar derdi var, o sorunları çözeceğine CHP ile uğraşıyor. Çünkü önündeki en büyük engeli CHP olarak görüyor.
Parlamentoda bir tartışma olmuş. İki partinin grup başkan vekilleri tartışmış. 'Haddini bil' demiş. Ondan sonra bizim arkadaşımız özür dilemiş karşı taraf 'Tamam' demiş. Ama hâlâ 'Başörtüsünden bir şey devşirebilir miyim diyor. İnsan biraz utanır ya. Kadınlara saygı duyacağız. Hepimiz kadınların sorunlarını çözmek için mücadele edeceğiz.
Güzel bir haber, Haluk Bilginer... Hepimizin onuru ve gururu oldu. Sinema ve tiyatromuzun en önemli aktörlerinden biri... Hepimizi gururlandırdı. Şahsiyet dizisiyle en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı. Bu diziyi yapan yapımcıları, tüm kadrosuna yürekten teşekkür ediyoruz. Türkiye'yi uluslararası alanda daha iyi tanıttıkları için."
"EYT'liler aramızda... Erdoğan diyor ki 'Seçimi kaybetsek de ben bu işte yokum. İskandinav ülkeleri bu yüzden battı' 70 bin dolar bu ülkelerde ücret. Haberi yok.
Hiç meraklanma sevgili Erdoğan seçimi zaten kaybedeceksin. kaybetmekten söz etmesi de başlı başına olay. Düne kadar bu lafı ağzına almazdı. O da görüyor ki gidecek. Sizin sorununu da çözeceğiz.
Dünyanın her tarafında reform yapılır, emeklilik yaşı uzatılır. Daha yüksek emeklilik aylığı alır. Beyefendinin yaptığı ne, tam tersine.
Çözeceğim, hiç endişe etmeyin. Sizin sorununuzu çözeceğim. Bu taahhüdümü yazın bir yere."
"Kadına yönelik şiddete hep beraber karşı çıkmamız gerekir. Kadına yönelik şiddeti asla kabul etmiyoruz. Kadın dediğiniz sıradan bir kişi değildir. Yaşamıyla, görgüsüyle, eğitimiyle topluma sınıf atlatan kişidir kadın. Çünkü dilimizi anneden öğreniyoruz. Sevgiyi kadından öğreniriz Yaşamayı da gözyaşını da kadından öğrenidir.z Şiddete uğrayan kadınlar var. Akşam çocuklarımı nasıl doyuracağım diye düşünen kadınlar var. 21. yüzyıl Türkiye'sinden bahsediyoruz. Akşam pazarından yiyecek arayan kadınlar var. kadınlar dünyanın her tarafında saygı duyulan kişlerdir. İçişleri Bakanlığı'nın verilerine göre 15 Kasım itibarıyla 299 kadın şiddet nedeniyle hayatını kaybetti.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre ise 380...
Kadınlara yeri geldiğinde pozitif ayrımcılık yapmak evrensel bir kuraldır. Siz eğer kadını öldürürseniz, şiddet uygularsanız buna hepimizin karşı çıkması lazım. Biz bunu yapmak zorundayız.
Kadınlar dün meydanlara çıktı. Taksim Meydanı'na doğru geliyor kadınlar. Plastik mermiler ve biber gazları ile kadınlar dağıtıldı. Erdoğan'a soruyorum, yakışıyor mu? Polislere bu talimatı kim verdiyse neden görevden almıyorsun? Ne vardı bu kadınların ellerinde; sadece şiddeti protesto eden pankartlar vardı.
Eğitimle başlayacağız kadına yönelik şiddete de hep birlikte karşı çıkacağız. Kadın, insanlığı yaşatan temel aktördür."
"Öğretmenlik mesleği dünyanın bütün toplumlarında diğer mesleklerde farklı bir yere sahiptir. Öğretmen kişileri eğitir. Onlara dünyayı, sevgiyi, beraber yaşamayı, tartışmayı, sorgulamayı, dünyayı, kainatı öğretir. Öğretmen bir toplumun, bir ailenin, bir bireyin ufkunu açan tek aktördür.
Öğretmenlere saygı duymak zorundayız. Eğitim sistemini bozduğunuz andan itibaren o toplum geri gider. Osmanlı'nın batış süreci de böyledir.
Eğer öğretmene önem verirseniz, toplumu geleceğe hazırlarsa hiçbir sorun yok. Bir öğretmen tüm bilgisini çocuğa veriyorsa mükemmel öğretmendir. Öğretmeni yaşadığı sorunlardan arındırmamız gerekiyor. Aybaşını nasıl getireceğim diye düşünmemeli.
Almanya'da öğretmenin aldığı maaşın yüzde 35'ini veriyoruz. Eşit işe eşit ücret diye bir evrensel kural vardır. Dolayısıyla eşit işi yapıyorsa onu farklı klasmanların içine sokmamız gerekiyor.
Bir kadrolu öğretmenler var 750 bin civarında, bir de sözleşmeli öğretmenler var 103 bin civarında. Hiçbir mazeret ve iş garantileri söz konusu değil. Bir de ücretli öğretmenler var. Ücretli öğretmenler en garibanları. Ona ders başına 16 lira 32 kuruş ödeniyor. 90 bin civarında da ücretli öğretmen var. 21. yüzyılda AK Parti iktidarının Türkiye'yi getirdiği nokta bu. Öğretmen bütün enerjisi eğitime verirse daha güçlü bir Türkiye çıkar. Hangisi aybaşını rahat getirebiliyorum diyor.
Bir de ataması yapılmayan 700 bin öğretmen var. Bir başka öğretmen grubu daha var 2 bin 650 rehabilitasyon merkezlerinde eğitim veren öğretmen var. Bir de KHK'lı öğretmenler var, 35 binden fazla. Şimdi öğretmen arkadaşlarımdan istihdam ediyorum; bu dertleri size anlatmamın yararı yok.
Sorunu en iyi bilen sizsiniz. CHP iktidar olduğunda CHP için ne yapacak. 11 madde halinde anlatacağım:
* Konuşamamın başında bütün toplumlar öğretmenleri ayrı bir yerde tutar dedim. 657 sayılı kanından çıkaracağız. Ayrı ve bağımsız bir meslek kolları olacak. Özel bir yasa olacak.
* 3600 ek gösterge verecek olanlar da bizleri.
* Her 24 Kasım'da öğretmenlere birer aylık ikramiye vereceğiz.
* Sözleşmeli öğretmen, ücretli öğretmen, kadrolu öğretmen, bunları kaldırıyoruz. Herkesin statüsü aynıdır. eşit işe eşit ücret verilecek.
* Okullarda öğretmen açığı bırakmayacağız.
* Taşımalı eğitime son vereceğiz.
* Öğretmenlere insan onuruna yakışır bir aylık vermek zorundayız. Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırının altında aylık almayacak.
* KHK ile atılan öğretmenler var. Beraat edenler, takipsizlik kararı verilenleri derhal görevlerine göndereceğiz.
* Velilerden para alma uygulamasına son vereceğiz. Milli Eğitim'e ayrınlan a-para devlet okullarına harcanacak.
* Birleştirilmiş sınıf uygulamasına derhal son vereceğiz. Okul yoksa okul yapacağız.
* Okul aile birliklerine yasal statü kazandıracağız. okul aile birliği ile okul arasındaki ilişkiyi sağlıklı bir zemine kavuşturacağız.
Bu kadar ayrıntılı bir vaat listesini bu güne kadar öğretmenlerin önüne hiçbir siyasi parti koymamıştır.
Sorunlardan korkmayacağız. Sorunların üzerine yürüyeceğiz.
Toplumun her kesiminin sorunu var. Bunu hepimiz biliyoruz."
"Toplumun belli kesimlerindeki sorunlar giderek ağırlaşıyor. 3. Tarım ve Orman Şurası yapılmış. Erdoğan, 'CHP Genel Başkanı'nın sürekli istismar ettiği buğday konusunda üretimimiz iç talebi karşılayamazken şimdi yüzde 113 gibi bir oranı yakaladık' diyor. Badem unuyla beslenen adam buğdayı tanımaz. Ben buğdayı da bilirim, ekmeği de bilir. Kendi toplumuna o kadar yabancılaşmış ki toprağa basarken galoş giyiyor. Sen badem unuyla besleniyorsun.
Vatandaşa yanlış bilgi veriyor. 2002 yılında 294 kg, 2018 yılında 244 kg kişibaşı buğday üretimi. Aynı şekilde 2002'de 93 milyon dekarda buğday üretimi vardı, 73 milyon dekara düştü.
'Çiftilerimize 137 milyar tarımsal destek sağladık' diyor. 137 milyar değil, 140 milyar lira. Ben düzelteyim bari. 317 milyar lira ödenmesi gereken rakam. Çiftçinin alacağı 176 milyar lira. Bu beyfendi Tarım Şurası'nda konuşuyor. Galoş takmadan git bak bakalım.
İşsizlik ciddi bir sorun. İzmir'de bir tesisi açıyoruz. genç bir kadın geldi ağladı ne olursunuz iş, diye. Herkesin gözü önünde ağladı. Böyle bir tabloyu acaba Saray'dakiler biliyor mu. İşsiz bir insanın ruh yapısını acaba biliyorlar mı? İşsiz bir insanın bütün kötülüklere açık olabileceğini biliyorlar mı?
17 yıldır memleketi yönetenler cumhuriyet tarihinin en büyük işsizliğinden sorumludur.
İşsizlere sesleniyorum; eğer yine bu iktidara oy verirsen iki elim iki yakanda olacak. ben senin çocuğunun hakkını hukukunu koruyorum sen gidip ona oy vereceksin!
Önümüz aralık. Asgari ücret belirlenecek. Anayasanın 55. maddesi der ki "ücret emeğin karşılığıdır".
Önümüzdeki süreçte asgari ücret görüşmelerinde en az yüzde 22.58 zam yapmaları ve refahtan da pay vermeleri gerekir. Ben bunu takip edeceğim
İşsizlik felakettir.
İcra dairelerinde 21 milyon dosya var. Aylık geliri 673 liranın altında olan kişi sayısı 8 milyon kişi. Aylık geliri 673 lira olarak kabul ediyorsun madem, bir gün geçir bari. 1000 liranın altında aylık alanlar, SGK internet sitesinde 2019 Eylül'de 1000 liranın altında alanlar 843 bin kişi. Ben mi sen mi milleti kandırıyorsun? Bunlar bizim rakamımız değil.
2019'un 10 ayında saniyede 3 bin 362 lira, 1 dakikada 201 bin 735 lira, 1 saatte 12 milyon 104 bin 144 lira, 1 günde 290 milyon 499 bin 365 lira, 1 ayda 8 milyar 714 milyon 980 bin lira faiz ödeniyor.
Fakir fukaranın parasının nerelere harcandığını bilsinler. Borçlanma Genel Müdürlüğü neden kuruldu? Öyle bir borç aldılar ki artık yönetemiyorlar. 30 gün çalışan asgari ücretli 2 bin 20 lira alıyor, siz saniyede 3 bin 362 lira faiz ödüyorsunuz. Türkiye'yi bu borç batağına kim soktu?
"Tank-palet fabrikasını unutmayacağız. Kendi silah fabrikasını yabancı bir orduya peşkeş çekenlere vatan haini denir. Cesaret edip dava bile açamıyor.
'Kılıçdaroğlu hakkında davalar açtım hepsini kazandım' demiş. Man Adası'nı da ben kazandım ne diyeceksin şimdi. Demek ki götürdüğün paralar doğru. Millet öğrenmesin diye açıklamalara sansür getirdi. Senin açtığın davaları kazanacağım.
"Tank Palet’te de götürdü BMCye verdi. Saray’da toplantı yapılıyor; Türk Sanayi Zirvesi. Ethem Sancak orada konuşuyor. Şöyle diyor: “Liderimiz bana dedi ki… (Yani Erdoğan demiş ki) ‘Sen o otomotiv şirketinin altından kalkabilir misin’” Adamın hayatta bu işlerle alaksı yok ama olsa verecek. O d cevap veriyor “Vallahi ne emrederseniz onu yaparım” Ee doğru takla at dese takla atacak, para gelecek çünkü. Devam ediyor: “Ama buna gücüm yetmeyebilir?” Yapacağım ama para yok diyor. “Katar’la neredeyse tek millet iki devlet haline geldik. Emir de sizi kırmaz, Katar devleti ve silahlı kuvvetleri bana ortak ederseniz bu işin altından kalkarız. Sağolsun sayın Emir’i aradı, o da kırmadı. Tek başına yapmak istemiyordu. Benim gibi deli bir Laz ortak da önerdi bana.” Erdoğan bir kişiyi “Bunu yanına alacaksın” emiş yani. Kim? Talip Öztürk. Şimdi Saray’a soruyorum kim bu Talip Öztürk? Ve sen Talip Öztürk’ü niçin önerdin? Devletin silah peşkeş çekerken Talip Öztürk’ü neden Ethem Sancak’ın yanına monte ettin?
Katar ordusuna peşkeş çektiniz. Katar ordusu dünyanın en iyi teknolojilerinden biri mi? Değil. Nasıl tank yapacak Katar ordusu?"