KILIÇDAROĞLU: "FAİLİ MEÇHULLERİN ACISINI SÖMÜRÜYORLAR" TBMM (A.A)

-KILIÇDAROĞLU: "FAİLİ MEÇHULLERİN ACISINI SÖMÜRÜYORLAR" TBMM (A.A) - 26.10.2010 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin yakınlarını faili meçhul cinayetlerde kaybedenlerin acılarını sömürdüğünü ileri sürerek, ''12 Eylül darbesinde mağdur olanların acısını sömürdüler şimdi de faili meçhule gidenlerin acısını sömürüyorlar. Bunların iki yüzü bu'' dedi. Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin çağdaş hukuk anlamına geldiğini belirterek, çağdaş hukuk normlarına sahip çıkmanın evrensel dünyadan kopmayı önlediğini bunda da bireyin önemli olduğunu söyledi.  ''Bireyin bir gün kör kurşuna hedef olup faili meçhulle yok olması da bizim asla kabul etmeyeceğimiz bir düşüncedir'' diyen Kılıçdaroğlu, ancak AK Parti iktidarının faili meçhullerin hesabının sorulması kaygısını taşımadığını ileri sürdü.  CHP milletvekillerinin faili meçhullere için verdiği araştırma önergelerinin AK Parti'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Adalet ve Kalkınma Partisi diyor ki 'Ne demek faili meçhulleri araştırmak? Faili meçhulleri araştırmak parlamentonun mu görevi? Parlamento ne demektir? Başbakan talimat verir, Adalet ve Kalkınma Partisi grubu el kaldırır. Parlamento budur' diyor. Ve kendisini halkın iradesinin yerine koyuyor. Böyle bir parlamentoyu biz kabul etmiyoruz. Bizim parlamentomuz, özgürce bireylerin el kaldırdığı bir parlamentodur.'' Başbakan Erdoğan'ın içten ve samimi konuşmadığını, kendisi için hazırlanan ve iki yanına yerleştirilen camlara yansıtılan metinleri okuduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, ''Sayın Başbakan'ın samimi düşüncesi ne biliyor musunuz? 'Biz faili meçhullerin acısını sömürmeyi çok iyi biliriz' demek istiyor aslında. 12 Eylül darbesinde mağdur olanların acısını sömürdüler şimdi de faili meçhule gidenlerin acısını sömürüyorlar. Bunların iki yüzü bu'' diye konuştu. -''NİÇİN O DOSYAYA SAHİP ÇIKMIYORSUN?'' Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın samimi olmaktan bahsettiğini hatırlatarak, ''Sayın Başbakan siz gerçekten samimi ve dürüst müsünüz? Verdiğiniz sözün arkasında duruyor musunuz?'' sorusunu yöneltti. Başbakan Erdoğan'ın 2 Nisan 2010 tarihinde Kızılay'ın Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada ''Kendi bir parça ekmeğini, bir lokmasını insanlar, muhtaçlarla paylaşmak için veriyorlar. O bir emanettir, namustur. O emanete el uzatarak onu gayesi dışında kullananın Anadolu değimiyle yatacak yeri yoktur'' dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, kendilerinin de aynı anlayışta olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Şimdi buna kim sahip çıkacak? Hükümet değil mi? Siz Hükümetin Deniz Feneri davasına sahip çıktığına inanıyor musunuz? Sayın Başbakan'a sormak gerek, bu konuşmayı yapan bir Başbakan yoksulların yoksulluğu giderilsin diye alın terinden biriktirip Deniz Feneri'ne veren insanların emekleri sömürülmedi mi? Onların yatacak yeri var mı? Niçin o dosyaya sahip çıkmıyorsun? Ankara Adliyesi Sıhhiye'de, Adalet Bakanlığı da Kızılay'da araları 1 kilometre ya var ya yok. Yazışmaların en kısası 6-7 ay alıyor. Nasıl oluyor bu? İşlerine gelmiyor. Sayın Başbakan, asıl senin yatacak yerin yok. Ama o insanların alın terini sömürenlerin yatacak yeri var. Neresi? Adalet ve Kalkınma Partisi'nin koynu. AKP'nin kucağında yatıyorlar, onların koruması altında yatıyorlar.  Ve işin garip tarafı, bütün bu kepazeliğin üzerine AKP'nin belediyeleri bunlara ihale veriyor. 'Siz az sömürdünüz, alın biraz daha sömürün' diyor. Bizim vergilerimizle yapıyorlar bunu. İnsanda biraz utanma, ahlak, onur, insana saygı olur. İnsanda biraz 'şu Almanya ne der bize. Rezil oluruz' diye anlayış olur. Orada mahkum olacaksın, Türkiye'de krallar gibi karşılanacaksın. İhale alacaksın. Asıl faillerden biri televizyonda 'benim arkamda başbakan var' diyecek. O başbakandan çıt çıkmayacak. Ve bu Başbakan kalkıp bu millete 'emanete ihanet etmeyin bunu yapanların yatacak yeri yoktur' diyecek. O yatacak kişiler senin kucağındadır Sayın Başbakan, dön bak bakalım.''