T24- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Banu konuk olduğu NTV’de aday olamabayabileceği yönündeki haberleri yalanlayarak “DSP lideri Sayın Masum Türker'den önce de aday olamayacağım söyleniyordu, biz ona bakmıştık, bunun uygulama alanı yok. Keşke sayın Türker de bir hukukçu arkadaşına danışsaydı, öyle bir açıklama yapmaya gerek duymazdı.”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Seçime 5 ay kaldı, Türkiye büyük bir ülke, gitmemiz gereken iller ve ilçeler var, bir ucundan başlayalım dedik ve kampanyaya başladık.
DSP lideri Sayın Masum Türker'den önce de aday olamayacağım söyleniyordu, biz ona bakmıştık, bunun uygulama alanı yok. Keşke sayın Türker de bir hukukçu arkadaşına danışsaydı, öyle bir açıklama yapmaya gerek duymazdı.
Kurultayda da ve diğer açıklamalarımda da genel seçimlerden önce ön seçim yapacağımızı belirtmiştim. Sadece delegelerin değil parti üyelerin de görüşlerini alabileceğimizi de ifade etmiştim. Arkadaşlarımız çalışma yapıyorlar, hangi ilde ön seçim hangi ilde eğilim yoklaması yapacağımızı belirleyeceğiz.
Ancak bazı iller var ki orada ön seçim veya eğilim yoklaması yapmakta zorlanırız. Bazı iller var, gerçekten orada ön seçim yapmamız gerekiyor. Bazı iller var orada bütün üyelerin katılımıyla bir eğilim yoklaması yapmalıyız. Çalışma sonuçlanınca illerle ilgili kararımızı gerekçelendireceğiz ve bu raporu daha sonra Parti Meclisi'ne getireceğiz. Sanıyorum 40'a yakın ilde delegelerin nabzını tutacağız. Partide merkezin yükünü azaltmış olacağız. Bazı kamuoyu şirketlerinin araştırmalarından da yararlanacağız.
Düzenli olarak kamuoyunun nabzını tutacağız, önceki dönemden farklı olarak. Bazı şirketlerle öngörüşmemizi yaptık, anlaşmalarımız oldu. Zaman içinde geliştirerek sürdüreceğiz, tek bir şirkete bağımlı kalmamaya da özen göstereceğiz.
Bugünden bir tahmin yaparsam... Kamuoyuna da yansıdı, şu anda yüzde 30-31 bandındayız. Hedefimiz tek başına iktidar olmak. 30-31'lik bant gelecek açısından bize umut veriyor. Toplumu şöyle ikna etmeliyiz, biz ülkeyi AKP'den daha iyi yönetiriz. Neden daha iyi yönetiriz? Daha iyi teknisyenlerimiz ve uzmanlarımız var, dünyayı daha iyi sorgulayan siyasal anlayışımız var, biz sosyal demokrat partiyiz, insanların inançları veya etnik kimlikleriyle uğraşmayacağız, insanların var olan sorunlarıyla ilgileneceğiz. Bu amaçla gideceğiz, Türkiye'yi çok daha iyi çağdaş uygarlığa taşırız.
Daha önce söyledim, geçmişte aldığımız oy oranları belli, anlamlı bir artış yakalarsak -ki ben yüzde 40 gibi hedef koydum- bu bizim için güzel bir sonuç olur. Var olan çizginin altına düşerseniz bu başarısızlıktır zaten. Kamuoyu sizin yakaladığınız oranı yeterli bulmuyorsa bu başarısızlığın ölçüsüdür. Oyların bir iki puan artmış olması sizin başarılı olduğunuzu göstermez.
Sayın Baykal'la doğrusunu isterseniz özel bir görüşme yapmış değilim, var olan sorunlar önümüzde duruyor, parti süratle seçime hazırlanıyor, yoğun bir çalışma trafiğimiz var, bu trafikte özel görüşme olmadı. Ancak bu olmayacak anlamına gelmiyor, fırsat bulursak görüşürüz, sayın Baykal'ın bilgisi var, birikimi var, onlardan yararlanmak elbette benim görevlerim arasındadır.
Sorunun (Kürt) bir adı var, onu istediğiniz şekilde tanımlayabilirsiniz, biz sorun yoktur demiyoruz zaten. Alevi kökenlilerin ve Kürt kökenlilerin sorunları var ama bunların bir kısmı sadece onların etnik kimliklerinden kaynaklanan sorunlar. Diğer sorunları diğer vatandaşlarımız da yaşıyor, işsizlik doğuda da var batıda da var. Yoksulluk derseniz öyle... Kültürel haklar açısından bazı talepler var ve biz bu talepleri görmeyeceğiz demiyoruz. Yurttaşlara hitap ederken onlara kendi etnik kimlikleriyle hitap etmenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Yani biz ortak paydamızı genişletmek ihtiyacındayız.
Doğu ve Güneydoğu derken sadece orada Kürt kökenliler yaşamıyor ki, orada başka etnik kökenden olanlar da yaşıyor. Türkler, Çerkezler, Araplar var... Orada Kürt kökenlilerin bazı sorunları var, onların giderilmesi gerekiyor, bu doğru. Bir dönem ana dil yasağı vardı ve bu yasağın kaldırılması için ilk teklifi veren kim, CHP'dir. Ana dilde eğitime sıcak bakmıyorum. Ana dili öğrenmeye bir itirazımız yok, herkes öğrenebilir, o konuda bir tereddütümüz yok. Ana dilde eğitim farklı bir şey, önce bunları çok iyi tanımlamalıyız.
İnsani temelde konuşalım... Bu tür olayları siyasetçilerin oy kapmak için konuşmaları bir kere doğru değil. Şimdi olayın pedagojik yönü var, oraya gidecek ve Kürtçe öğretecek kişinin bu konuda bir eğitim alması lazım, var mı öyle birisi? Sorunlar çok basit ve iki tane sözcükle ifade edilecek boyutun çok daha ötesinde. Tanımları çok daha iyi yapmamız lazım. Bu dönem bu ülkede ana dili konuşma yasağı vardı, o yasağa direnen biziz, sosyal demokrat bir partiyiz biz. İnsanlar ana dilini konuşmalı, çarşıda pazarda, kahvede, meyhanede...1989'da sorunu ortaya koyan ve rapor haline getiren biziz yine. O rapor zamanında siyasi partiler tarafından ciddiye alınıp gereği yapılsaydı o sorunlar belki bugün Türkiye'de hiç konuşulmayacaktı ama yapılmadı. Biz yine 89 raporumuzu güncelleştiriyoruz. Diyorlar ki, raporu niye acele yazmadınız? Allah aşkına, yıllardır çözülemeyen sorunla ilgili biz çalakalem bir rapor yazsaydık bu CHP ciddiyetiyle bağdaşır mı?"