CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin CHP'yi hedef alan sert açıklamaları için, "Talimatla yapılan açıklamalar. AK Parti'nin yapmadığını MHP'ye delege ediyor" dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Koronavirüs gündemi arasında Ankara siyasetine damga vuran, "memleket masası", "İYİ Parti-HDP polemiği", "CHP'li belediyelerin yardımlarının engellenmesi" ve "Gazi Fen Fakültesi Dekanı'nın istifasıyla sonuçlanan olay" gibi konularda Habertürk TV Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'e açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, İyi Parti lideri Meral Akşener'in "memleket masası" önerisi ile ilgili olarak "Türkiye'nin dünya kadar sorunu var. Bu sorunların çözülmesi için oturup beraber çözüm bulabiliriz" ifadelerini kullandı. CHP lideri, iktidarın bu öneriyi kabul etmemesine ilişkin de, "Hayır, yapmayız diyorlar. Kendilerinin bileceği iş" dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP'li büyükşehir belediyeleriyle ilgili olarak da, "Ne yaparlarsa yapsınlar bizim belediyeler tarih yazmaya devam edecekler" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "kızların fotoğraflarını da görüyoruz çaktırma" diyen ve ardından istifa eden Gazi Üniversitesi Fen Fakültesi Dekanı Orhan Acar konusunda ise, "Çürüme yukarıda başladıysa, aşağı doğru çürümenin dozu artarak devam eder. Devletin bütün kurumlarında çürüme devam eder. Kızılay hepimizin gözbebeğiydi; nasıl çürüttüklerini gördük" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu'un açıklamlarından öne çıkan başlıklar şöyle:
15 Temmuz sonrası Yenikapı'ya gittik. Darbeye karşı olduğumuzu söyledik. Darbe günü derhal grup yöneticilerimize Meclis'e gidin dedik. Hiçbir şekilde darbeyi tasvip etmedik. Sadece biz değil, daha önce de Bülent Ecevit, 'Biz darbeye karşıyız' diyerek istifa etti. Buradaki öz şu aslında: Darbeye karşı olduğunu söyleyenler, darbecilerin çıkardıkları yasaları, demokratik standartlarda değiştirmek zorundadır. Aksi halde darbe karşıtlığı lafta kalıyor. Parlamentoyu vesayetten kurtarmalıyız; darbe yasalarını değiştirmeliyiz. Bunu yaparlarsa darbeye karşı olduklarına inanırız. 20 Temmuz'dan sonra Türkiye sivil darbe süreci yaşıyor. Hangi darbeden söz ediyorlar. Yargı, Parlamento vesayet altında. Bütün dünyanın parlamentoları açık; parlamentosu kapalı olan yalnızca Türkiye var. Bir kişi istemediği için. 'Gerek yok, kapatın' diyor; kapatıyorlar. Sorunun çözümünde tek önemli aktör parlamento ve o da kapalı.
Gündemi değiştirmek, vatandaşın içinde yaşadığı sorunu vatandaşa düşündürtmemek için yapılmış şeyler. Trollerin, AK Parti yandaşlarının televizyonlarda, sosyal medyada yaptıkları konuşmalar bunlar. Hiçbir ağırlığı, hiçbir gerçek yönü yok. Vatandaşı kutuplaştırıp birbirine düşman etmek amacındalar. Beşikteki çocuğu bile öldürmeyi göze alan bir kişiden Müslüman olur mu? Hadi adamı öldürdün; çocuğundan ne istiyorsun? Bu kadar kin ve öfkeyi yaratan siyaset ortamının aktörü kim? Yazıktır günahtır ya! Millet can derdinde bunlar başka bir şeyin derdinde..."
Masa tartışması çok iyi niyetlerle Meral Hanım'ın bir önerisi. Türkiye'nin dünya kadar sorunu var. Bu sorunların çözülmesi için oturup beraber çözüm bulabiliriz. Parti ayrımı yapmadan, gerginlik yaratmadan sorunları çözebiliriz. 'Hayır, yapmayız' diyorlar. Kendilerinin bileceği iş. Türkiye çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. 'Gelin birlikte çözelim' diyoruz; kabul etmiyorlar. Onların bileceği şey. Bu çağrı, Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltmek açısından önemli...
Geçen yıl 23 Nisan'da bir konuşma yaptım. Anayasa değişikliği dahil olmak üzere, yargı bağımsızlığı dahil olmak üzere. 23 Nisan dolayısıyla 16 maddelik öneri sundum. Bunu AK Partililere bakarak söyledim. Türkiye'nin gerçek anlamda demokratikleşmesi için önümüzdeki yüz yılda çocuklara nasıl gelecek bırakacağız, 16 maddede söyledik. Bizim düşüncelerimizde eksiklik olabilir; burası eksiktir diyebilirler. En azından tartışmaya ihtiyacımız var. Vesayet altındaki parlamento ile yargı ile bu süreci götüremezsiniz. Vesayete alınmak istenen medyayla bu süreci götüremezsiniz. Onlara bile tahammül edemiyorlar. 3-5 gazete, TV var ona bile tahammül edemiyorlar. Bu yasaklar, baskılar ancak darbe dönemlerinde olurdu."
Bu tartışmayı aslında onların Eş Genel Başkanı Mithat Sancar sonlandırdı. 'Bizim seçimler sırasında İYİ Parti ile hiçbir işbirliğimiz, görüşmemiz olmadı' dedi. Doğru. O zaman bu tartışmanın hiçbir anlamı kalmadı. Bir görüşme olmadı; bir konuşma da olmadı. O zaman bu da yapay bir tartışma olarak kalır ki aslında Millet İttifakı'na zarar vermek istiyorlar.
Talimatla yapılan açıklamalar Bahçeli'nin. AK Parti'nin yapmadığını MHP'ye delege ediyor. AK Parti adına konuşuyor aslında. AK Parti'den MHP'ye delege etme işi; gereksiz bir tartışma yaratmak için. Biz, MHP ile bir tartışmanın yersiz olduğuna inanıyoruz. Bahçeli'nin yaptığı eleştirilere ben yanıt vermiyorum. MHP ile ve diğer partilerle, iktidar partisi hariç bir tartışmaya girmeme konusunda genel bir talimatım var. Kısır tartışmaların içine partimiz girmeyecek. Sen-ben kavgasına parti girmeyecek. Memleketin dünya kadar sorunu var. Vatandaşın sorununu nasıl çözeceğimizi konuşacağız.
Tek cümle ile söylüyorum: 'Ne yaparlarsa yapsınlar bizim belediyeler tarih yazmaya devam edecekler.' İstedikleri engeli çıkarsınlar; büyük özveriyle tarih yazmaya devam edecekler. CHP'nin ne olduğunu, hangi ilkelere inandığını, nasıl şeffaflığa inandığını ve nasıl özveriyle çalıştığını bütün dünyaya göstererek örnek oluşturdular belediyelerimiz...
Çürüme yukarıda başladıysa, aşağı doğru çürümenin dozu artarak devam eder. Devletin bütün kurumlarında çürüme devam eder. Kızılay hepimizin gözbebeğiydi; nasıl çürüttüklerini gördük. Üniversiteler, dekanlar hepimizin gözbebeğiydi. Liyakat, ehliyet, adalet yok olduğunda devletteki çürümenin nereye geldiğini görüyoruz.