CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara katliamı için bir araya geldiği Başbakan Ahmet Davutoğlu'yla yaptığı görüşmeye ilişkin konuştu. Kılıçdaroğlu, Ankara'da yaşanan patlamada güvenlik açığı bulunduğunu savunarak, Davutoğlu'na "İçişleri Bakanı Selami Altınok'un istifa etmesi gerektiğini, istifa etmiyorsa, azledilmesi gerektiğini" söylediğini aktardı. Ortak basın toplantısında bir gazetecinin "İstifa edecek misiniz" sorusu üzerine güldüğü kameralara yansıyan Adalet Bakanı Kenan İpek'in de istifa etmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin içinde bulunduğu durumdan esas olarak AKP'nin dış politikasının sorumlu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu terör belasından kurtulmamız ve Orta Doğu batağından süratle çekilmemiz lazım" diye konuştu.
Ankara'da gerçekleşen katliama ilişkin Davutoğlu'ndan bilgi aldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, kendisine "Saldırının iki canlı bomba tarafından gerçekleştirildiğini ve saldırganların ikisinin de erkek olduğunun söylendiğini" belirtti.
Kılıçdaroğlu, katliam ertesinde Davutoğlu'nun HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşmeyeceğini belirtmesi hakkında da "Demirtaş'ın devre dışı bırakılmak doğru değil" ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı, AKP Milletvekili ve Anayasa Profesörü Burhan Kuzu'nun 7 Haziran seçimlerinin ardından attığı "Türkiye kaosu seçti" ve Erdoğan'ın eski metin yazarı Aydın Ünal'ın "Ankara'da akan kana bir vampir edasıyla üşüşen CHP ve HDP yönetimi ile Doğan/Fetullah medyasını da yakından izliyoruz. O kan sizi boğacak" tweetlerini de Davutoğlu'na sorduğunu söyledi. Davutoğlu'nun da kendisine bazı CHP'lilerin tweetlerini gösterdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ben gerekli uyarıyı yaptım dedim, o da gerekli uyarıyı yapacaklarını iletti" açıklamasında bulundu.
Kılıçdaroğlu, Star Medya Grubu Başkanı Murat Sancak'a 20 Ağustos'ta yapılan silahlı saldırıya ilişkin de Davutoğlu'na "Bunun faillerinin derhal yakalanması gerektiğini söylediğini" aktardı. Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun yanıt olarak "faillerin yakalandığını söylediğini" belirtti.
Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Merkezi'nde yaptığı açıklamasından satır başları şöyle:
Cumhuriyet tarihinin en büyük trajedisini yaşadık. 97 yurttaşımız hayatını kaybetti. Böyle acı bir olay karşısında hepimizin vicdani kanaatlerini dile getirme hakkı var ve suçlanmamalılar. Yurt dışından gelen baş sağlığı mesajları bile olayın vehametini ortaya koyuyor. Mitin için izin alınmış mı alınmış. Taşkınlık var mı, yok. Bu insanların can ve mal güvenliğini korumak hükümetin görevidir. Ama iki tane canlı bomba 97 yurttaşımızın canına mal oldu. Üç sayın bakan TV'lere çıkıp açıklamalarda bulundular. Bir gazeteci arkadaşımızın "güvenlik açığı var mı" sorusuna, Önlemlerin Kızılay'da alındığını söyleyerek, güvenlik zaafiyetini itiraf etti. Davutoğlu'na bu İçişleri Bakanı'nın istifa etmesi gerektiğini söyledim.
Bu işin siyasi sorumlusu herhalde sokaktaki vatandaş değil, ülkeyi yöneten hükümettir. Eğer sayın İçişleri Bakanı görevinden istifa etmiyorsa azledilmeli. Toplantı sırasında gülen Adalet Bakanı da görevinden ayrılmalı. Bunları Davutoğlu'na ilettim. Davutoğlu rapor beklediklerini ve ona göre hareket edeceklerini belirtti. Bu iki bakan istifa etmediği sürece bu travma daha çok su kaldırır.
Türkiye'nin içinde bulunduğu bugün gelinen durumdan hükümetin yanlış dış politikası sorumludur. Bu terör belasından kurtulmamız ve Orta Doğu batağından süratle çekilmemiz lazım. Aydın Ünal ve Burhan Kuzu'nun tweetlerini de Davutoğlu'na sordum. Vampire benzetme ve halk kaosu seçti gibi tweetleri gösterdim. O da bana bazı CHP'lilerin attığı tweetleri gösterdi. Ben gerekli uyarıyı yaptım dedim, o da gerekli uyarıyı yapacaklarını iletti. Davutoğlu, Murat Sancak'a yönelik saldırının faillerinin yakalandığını söyledi.
Digiturk'ün sansür kararını da Başbakan Davutoğlu'na ilettim. 7 TV kanalının yayından çıkarılmasının kabul edilemez olduğunu, bir savcının keyfi üzerine karar alınayacağını belirttim. Özel bir kanal olabilir ama hepsi denetime tabi, hukuk çerçevesinde çalışıyor.
Bir mafya babasının Rize’de yaptığı miting. Hukuk devletindeyiz, Özgürlükçü bir devletiz. Mafya babası kalkıyor, “Oluk oluk kan akacak.” diyor. Hangi gerekçe ile bu kişi miting düzenleyebiliyor.Bir savcı da çıkıp bu sözler üzerine harekete geçmiyor.
Demirtaş'ın devre dışı bırakılmasının doğru olmayacağını ilettim. Hem ayrımcılık yapmayacağız diyoruz ama siyasi partiler arasında ayrımcılık yapıyoruz, bu doğru değil diye kendilerine ilettim. "Siyaset sistemi çözüm üretemez noktaya geliyor, böyle bir algı oluşmaya başladı toplumda" dedim ve bu konuda kendisinin dikkatini çektim.
Bir siyasetçide olması gereken olgunluk çerçevesinde olaya yaklaşıyoruz. Hastanede yaralılarımız var, hayatını kaybeden çocuklarımızın sayısı henüz net olarak bilinemiyor. Biz çocuklarımızı istihbarat zafiyetinden dolayı teröre kurban ettik. Önümüzde 1 Kasım seçimi var. Dertlerimizi ve sorunlarımızı biliyoruz ama karamsarlığa gerek yok. CHP olarak biz üstümüze düşenin tamamını yapıyoruz
Elbette ki bazı bilgiler verildi. İki canlı bombanın da erkek olduğu söyleniyor. Önümüzdeki günlerde Emniyet ya da başka bir birim tarafından detaylı bilgi verilecektir. Görüşmede saldırıya ilişkin herhangi bir örgüt ismi de verilmedi. MİT Müsteşarı Genelkurmay Başkanlığı'nda olduğu için toplantıya katılmadı.
Kesinlikle görüşmeyeceğim, demedi Demirtaş'la. Önümüzdeki günlerde bir görüşme gerçekleştirebilir Davutoğlu ve Demirtaş. Davutoğlu'na bir seçim hükümetinin sorunları çözemeyeceğini, 4 yıllık bir hükümetin sorunları çözebileceğini ve böyle bir koalisyona açık olduğumuzu ilettim.