Kılıçdaroğlu: Asker siyasetin emrinde olmalı, oyuncağı olmamalı

Kılıçdaroğlu: Asker siyasetin emrinde olmalı, oyuncağı olmamalı

T24 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan'a açığa alınan 3 generalle ilgili yüklendi ve ''Bir adam hakkını aramak için yargıya gittiğinde demediğini bırakmadın. Evren'den farkın ne? Asker siyasetin emrinde olmalı ama oyuncağı olmamalı'' dedi. Bu arada eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ile Diyarbakır Eski Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu da CHP'ye katıldı.

İşte Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:Yeni bir haftaya yeni belge ve haberlerle başladık. Belki de gündemi en hızlı değişen ülke Türkiye’dir.AKP yapay gündem oluşturma konusunda çok becerikli. Kendi danışmanı söylüyor bunu “Gerekirse yapay gündem yaratır” diye.Sayın Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla o kadar haber yapıldı yazıldı çizildi. Ne oldu? Halkın gündemi neden böyle saptırılıyor?AKP bunu yaparken bir taşla iki kuş vurmak istiyor. Bir yandan halkı gerçek gündeminden koparıyor. Halk gerçek sorunlarını konuşamıyor. Her yurt severe düşen bir görev var. AKP’nin bu politikalarını her yerde anlatmak zorundayız.İkinci olarak AKP bu yapay gündemlerle devlete egemen olacağım, hukuk geçerli değildir, ben kendi hukuku oluştururum diyor. Bu demokrasi anlayışı açısından çok tehlikelidir. 

Generallerin açığa alınması

Geçen hafta 3 generalin açığa alınması haberi gündemdeydi. Herkes bu konuyu yazıp çizdi. Ama konuşmayan bu 3 generaldi. Bu 3 general “siz neden dava açıyorsunuz” noktasına getirildi. Herkesin hak arama özgürlüğü vardır. Anayasa her yurttaşa bu hakkı verdi.Şimdi “siz niye hak arıyorsunuz” deniyor. Başbakan diyor ki “YAŞ kararının altında benim imzam yok.” Ama o karar çıkmış.“Benim için hukuk yok, yasalar yok, düşüncem var. O düşüncemin gereği olarak her şeyi yapma özgürlüğüm var” deniyor. “O 3 subay emekli olmalı” deniyor. Hangi yasaya göre. Yok öyle yasa.Peki siz değil misiniz vekaletin o görevleri atayan. Peki neden şimdi kalkıyorsunuz da zorla görevden almaya çalışıyorsunuz.Biz hukuk üstünlüğüne inanan bir partiyiz. Bunu en çok Recep Tayyip Erdoğan’ın bilmesi gerekir. O seçilip parlamentoya gelebiliyorsa bizim sayemizde geliyor.“Yasalarda var biz yetkimiz kullanıyoruz” dendi. İtiraz etmedik. Öğrenciler protesto yaparken copla, gazla onları dağıtırsın. Bu da yetki kullanımıdır. Başka bir yerde yasa dışı eylem yapılır. Çıkar konuşurlar polis izler sonra eylem sona erer. Bu da bir yetki kullanımıdır.Şimdi “Neden yargıya gidiyorsunuz” deniyor 3 generale.  “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” deniyor anayasada. Hukuku bilmemenin ötesinde yapılan kamuoyunu yanlış yönlendirmedir.AKP yandaşı hukukçuların buna çanak tutması da en hafif deyimle ayıptır. 

“Emredersin Padişahım' denmesi isteniyor

Dava açamazsınız diyorlar. Niye yargıya gidiyorsunuz diyorlar. Peki ne yapacaklar. “Emredersiniz padişahım” demelerini bekliyorlar.Yapılan iş ayıptır. Bunu sürdürmek başka bir ayıptır.AKP referandumda üstünlerin değil hukukun üstünlüğün getireceğiz deniyordu. Şimdi Başbakan’a sormak lazım. Sizin bu yaptığınız üstünlerin hukuk mu hukukun üstünlüğü mü? 

'Şantaj hukuk' dönemi başladı

Sizin gizli gündeminiz yoksa hukuk kurallarına uyarsınız. Şimdi “gerekirse yasa çıkartırız” deniyor.Bu ne demektir. “Benim parlamentoda askerlerim var. Onlar el kaldırır ve el kaldırırken bana bakarlar. Yasayı çıkartırız” diyor. Bu parlamentoya hakarettir.Parlamentonun iradesi ipotek altına alınmak isteniyor. Yapılan şantajdır. Şantaj hukuku dönemi başlamıştır. 

“Asker siyasetin oyuncağı olmamalı"

Bu anlayış 12 Eylül anlayışıdır. Bu anlayış Kenan Evren’in 2010 versiyonudur.Erdal Eren’i hepimiz biliriz. yaşı 16 idi. İdama mahkum oldu. Yaşını 18’e çıkarıp idam ettiler.Başbakan’a sormak lazım. Bir adam hakkını aramak için yargıya gittiğinden dolayı demediğini bırakmadın. Senin Kenan Evren’den farkın ne?Asker onuruyla görevini yapacaktır ama kışlada. Asker siyasetin emrinde olmalıdır. Ama asker siyasetin oyuncağı olmamalıdır. 

“Başbakan'ı böyle olursa müsteşarı da böyle olur"

Geçenlerde bir müsteşar toplantıda yargıya giden memurlarla ilgili şöyle diyor: “Davalarını çekmezlerse daha çok çekerler” Başbakan’ı böyle olursa müsteşarı da böyle olur. Ne demek “davanı çekmezsen daha çok çekersin” demek? Görevden aldığın adam senin kölen mi? Siyasal iktidarlar gelir gider ama devlet kalıcıdır. Bu anlayış 12 Eylül anlayışıdır. Bunlar 12 Eylül’e karşıyız diyorlardı. Ben bunlar 12 Eylül’ün beslemelidir dediğimde itiraz etmişlerdi. Şimdi görüyoruz. 12 Eylül bunları besledi. İktidara getirdi. 12 Eylül’de bunlardan acı çeken var mı? Acı çekenlerin acılarını sömürdüler. Bunu da yaptılar. 

“Deniz Feneri" davası

Tam bir buçuk yıldır ne olduğu ne yapıldığı belli değil. Çünkü hükümetin korktuğu şeyler var. Dokunulmazlıkları kendine değil yandaş memurların için bile getirdin. Karabük’te bir demir çelik fabrikası var. 1 TL’ye özelleştirildi. Şu anda bir grup orayı ele geçirdi. Var olan sendikadan bir işçi ayrılıp başka sendikaya geçiyor. İşveren bu işçilerin işine son veriyor. Daha 300 işçi sırada. Başka sendikaya geçmek ne zaman suç oldu. AKP bir düzenleme yaptı. İşçi isterse iki sendikaya üye olacak diye. Şimdi bir sendikaya üye olan işinden oluyor. Bu işçilerin yanında olacağız. Bunun başka partiler seslendiremez. Bu bizim temel görevlerimizde biridir. 

WikiLeaks iddiaları

Wikileaks belgeleri bomba gibi gündeme düştü. Sayın Başbakan’ın ilk tepkisi eteğindeki taşları döksünler oldu. Taşlar dökülecek ama ağırlığı ne olur. Başbakan bakacak diyecek ki siz istediğiniz kadar konuşun ben nasıl olsa oy alıyorum. Açıklanan belgeler çok önemli. Bu belgeler sıradan bir yurttaş veya sıradan bir ülkenin belgeleri değil. Doğru mudur yanlış mıdır. Araştırılacak. Biz de bir komisyon kurduk. Araştırmamız yapacağız.

Belgelerin önemli olduğu dünyayı sarsmasından belli. Çok azı açıklandı asıl taşlar arkadan gelecek. İddialar sıradan iddialar değil. 

“Başbakan açıklama yapmalı yoksa iddiaların altında kalır"

Bir ülkenin Başbakan’ı için İsviçre’de 8 ayrı hesabı var deniyorsa bu ciddi bir iddiadır. Sayın başbakan’ın kamuoyunu aydınlatacak açıklamalar yapmalı. Suçlamıyoruz ancak Başbakan yeterli açıklama yapmazsa bu iddiaların altında kalır.

Oktay ve Tanrıkulu CHP'de

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın referandum sürecinde "Artık dedelerden talimat alma dönemi bitti" sözleriyle hedef gösterdiği eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay CHP'ye katıldı.

Kürt Sorunu konusunda farkıl bakış açısıyla dikkat çeken bölgenin etkin isimlerinden Diyarbakır Eski Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu'da artık CHP'de.

Kurultay tartışmalarının dinmediği CHP'ye katılımlar sürüyor. Dün yapılan MYK; hakkında bazı Ergenekon hakimlerinin yerlerinin değiştirilmesi için faaliyette bulunduğu iddiasıyla soruşturma açılan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ile eski Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu’nu parti üyeliğine kabul etti.

MYK toplantısında kurultayla ilgili bir karar çıkması bekleniyordu, ancak bu beklenti boşa çıktı. Edinilen bilgiye göre MYK son karar noktasında sözü Kılıçdaroğlu'na bıraktı.

Grup toplantısı sonrası Bursa'ya gidecek olan Kılıçdaroğlu'nun kararını burada iki gün sürecek programı içinde açıklayabileceği konuşuluyor. Eğer burada kararı duyurursa 3 Aralık'ta yapılacak PM toplantısını beklemeden Kılıçdaroğlu kararını vermiş olacak.

Kurultay kararı verilirse bunun tarihinin 25-26 Aralık olması bekleniyor.

Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada, CHP'den "küskün" ayırlan eski milletvekilleri için " Eğer milletvekilliği için geliyorlarsa kapımız kapalı" dedi.