CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya-Ukrayna krizi için Beştepe'de topladığı güvenlik zirvesini eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Güvenlik zirvesi hangi yasaya dayanıyor? Güvenlik zirvesinin hukuki bir temeli var mı? Güvenlik zirvesi diye bir kuruluş hiç hatırlamıyorum" dedi.
"Eğer zirve devletin bir zirvesi ise bunun kurumu var MGK" diyen Kılıçdaroğlu, "Bunun toplanması gerekir evet. Ama siz bu kurumu bir tarafa bırakıp bir paralel yapı inşa ediyorsanız ve o inşa ettiğiniz o paralel yapıyı partileştirmişseniz ciddi bir sorunumuz var demektir!" diye konuştu.
Zamlar geri alınıncaya kadar elektrik faturasını ödemeyeceğini açıklayan CHP lideri, KDV düzenlemesiyle ilgili de konuştu. Kılıçdaroğlu, "KDV'yi sıfırla kardeşim en azından bahara kadar. Haziran ayına kadar sıfırla. O zammı bir parça daha indir. Eğer bunu yaparsa protestomu kaldıracağım" ifadelerini kullandı.
Dün Ankara Bilkent Otel'de 5 muhalefet partisinin liderleriyle imza attıkları Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni imza töreni hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, "Hukuk olmadığı takdirde hiç kimse geleceği göremez. İlk adımın hukuk ve demokrasi olması son derece önemlidir" sözlerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ayrımcılık yapmadan, kimsenin kimliğine, inancına bakmadan 84 milyonu kucaklamak istiyoruz. Bize sağlıklı eleştiriler yapanlara da saygı duyuyoruz. Bizim görmediğimizi sade bir yurttaş görebilir dolayısıyla bir her türlü eleştiriye açık bir partiyiz. Ülkemize demokrasiyi, barışı, sevgiyi getirmek istiyoruz. Kucaklaşmak istiyoruz. Bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Bu arzumuzu gerçekleştirmek için elbette çalışacağız bozmak isteyenler olabilir ama oyun bozanlara izin vermememiz gerekiyor. İnşallah hep beraber bu görevi birlikte yerine getireceğiz.
"(Devlet yönetimine sat benzetmesi) Görünen bir yüzü vardır cumhurbaşkanı bakanları sivil toplum kuruluşları vardır eğer bunlar bir saat gibi dengeli çalışıyorsa o zaman o ülkede huzur vardır gelecek umudu vardır. Örnek evreyim mesela Belçika'da aylarca hükûmet kurulamadı. Ama bir allahın kulu çıkıp da aman mahvolduk demedi. Devletin bütün kurumları bir saatin çarkları gibi zaten çalışıyordu. Almanya'da koalisyon için 4-5 ay beklediler. hiçbir yatırımcı bir gazeteci çıkıp mahvolduk paranın değeri düştü gibi şeyler söylemedi. Her şey kendi kurallarına göre çalışıyordu. Çünkü devletin yasaları var her alan yasalarla düzenlenmiştir. Böyle bakmamız lazım. Devleti yapmak istediğimiz yapı da böyle bir yapı olmak zorundadır. A partisi, C partisi gelir ama devletin çarklarıyla oynamaz. Sağlıklı yapısıyla oynamaz, işleyen mekanizmaya çomak sokmaz. Bu girişi niye yaptım? Malum hemen yanımızda Karadeniz'in biraz yukarısında Rusya- Ukrayna çatışması. Savaş veya çatışma. Bu olay olduğunda Denizli'deydi. Toplantıya girmeden önce grup başkanvekili Engin Altay'ı aradım 'Önemli bir olay var. Hemen burnumuzun dibinde gerilim var. TBMM'nin toplanması lazım acilen. Sonra ittifakın diğer bileşenlerini aradım düşüncelerimi söyledim. Meclisin açık olması lazım dedim. Bilgi sahibi olmamız lazım' dedim. Olayın meydana geldiği aynı gün Sayın Erdoğan güvenlik zirvesini topladı. İyi, kimse değinmedi ama merak ettim. Güvenlik zirvesi hangi yasaya dayanıyor? Güvenlik zirvesinin hukuki bir temeli var mı? Güvenlik zirvesi diye bir kuruluş hiç hatırlamıyorum. Kimler katıldı diye baktım. Eğer zirve devletin bir zirvesi ise bunun kurumu var MGK. Bunun toplanması gerekir evet. Ama siz bu kurumu bir tarafa bırakıp bir paralel yapı inşa ediyorsanız ve o inşa ettiğiniz o paralel yapıyı partileştirmişseniz ciddi bir sorunumuz var demektir!
"AK Parti'nin parti sözcüsü kalkar da bu konuda devlet adına nasıl konuşur ya! Ben devletin bu duruma düşürülmesinden büyük üzüntü duyuyoruz. Arkasından TBMM'de toplantı oldu. Eğer siz 600 milletvekiline saygı duyuyorsanız, eğer siz TBMM'ne saygı duyuyorsanız, eğer siz milli iradeye saygı duyuyorsanız bu olay TBMM'de görüşüldüğünde yürütme organından birisi gelir TBMM'ye bilgi verirdi. Bilgi verilmedi arkadaşlar. Devletin bu kadar çürüdüğünü, bu kadar ayaklar altına alındığını bu kadar itibarsızlaştırıldığını ilk kez görüyor ve tanık oluyorum. Rezalet bir durum.
Arkasından yürütme organı yok AK Parti'nin hani var ya bir matematik dahisi o bir açıklama yapıyor (Akbaşoğlu). Ben böyle bir tablonun Türkiye açısından kaldırılamaz bir tablo olduğunu düşünüyorum. Devlet ayaklar altına alınamaz. Devletin bir kurumsal yapısı vardır. Çok mu zor Milli Savunma Bakanı'nı görevlendirmek? Veya hiç yapamıyorsanız yahu Dışişleri Bakanlığı'ndan biri gelsin bilgi versin! Çürüyen bir devlet yapısıyla karşı karşıyayız. Rezalet, her alana giriyorsa siyaset kurumu bu süreç içerisinde başı dik gezemez arkadaşlar. Burnumuzun dibinde savaş var, en çok etkilenen ülkelerden biriyiz, güvenlik zirvesi diye bir zirve toplayacaksın TBMM'yi tamamen devre dışı bırakacaksın, Dışişleri Bakanlığı'nı tamamen devre dışı bırakacaksın oturacak partinin sözcüsü devlet adına açıklama yapacak!
Niye devlet adına söylüyorum? Erdoğan cuma namazından sonra çıkıyor, gazeteciler Rusya-Ukrayna gelişmeleri soruyorlar. 'Parti sözcümüzün yaptığı açıklama çok açık ve net.' Tarafsızlığı ve namusu üzerine ant içen bir kişi devlet ayaklar altına alamaz! Akıl alacak bir şey değil! O zirvede akıl olmadığı için, o zirvede akıl çalışmadığı için o zirvede bütün olaylar net tartışılmadığı için bir kişinin beklentileri doğrultusunda alkışlarla bir tablo ortaya çıktığı için zikzaklar yapmaya başladılar. Açıklama yapıyor Erdoğan 'Rusya'nın Ukrayna'ya başlattığı askeri harekatı kabul edilemez bulduğumuzu ve reddettiğimizi belirtiyorum.' Kardeşim Avrupa Konseyi'nde gidiyorsun çekimser davranıyorsun. Niçin? Dün söylediğinin bir gün sonrasında tam tersini yapıyorsun. MGK'yı toplasaydın böyle zikzaklar çizmezdin.
MGK bir anayasal kurumdur. MGK'nın toplanması lazım. MGK toplansaydı oradaki bürokratlar ve siyasiler bütün gerçekleri öğrenebilirler miydi? Öğrenebilirlerdi. Nasıl konuşmaları konusunda bir kanaat sahibi olabilirlerdi. Sen oraya parti sözcüsünü çağırmışsın grup başkanını çağırmışsın genel başkanvekilini çağırmışsın ne kadar işe yaramaz adam var çakırmışsın devletin kurmaylarını da toplamışsın oraya sonra milli güvenlik zirvesi diyorsun. Ne güvenlik zirvesi ya! Devleti yönetmekten aciz olanlar güvenlik zirvesi mi toplar! Devlet geleneği ve devlet aklı olmayana teslim edilen bir Türkiye var ve zikzaklar çizen bir Türkiye var.
"Diğer konulara girmiyorum. Evet tarafsız kalmamız lazım, bu işin içine bodozlama girmememiz lazım. Ağzımızdan çıkan sözü dış politikada ölçerek tartarak konuşmamız lazım. Bunlar dış politikayı da dış politika malzemesi haline getirdiler. Aslansın kaplansın! Büyük büyük laflar ediyorsun gidiyorsun orada çekimser oy kullanın diyorsun. Niye? Rusya'yı kızdırmayalım diye. Devleti yönetemiyorlar işin Türkçesi. Yazıktır günahtır. Yüz yıllık bir devlet geleneğimizi çürüttüler mahvettiler.
"Dünyada bizim dışımızda elektriğe yüzde 127 oranında zam yapan hiçbir ülke görmedim. Sanıyorlar ki bu millet dünyayı bilmiyor. Ya herkesin elinde cep telefonu var kardeşim. Sen o telefon ile Güney Amerika'da ne olduğunu dakikalar içinde öğreniyorsun. Hâlâ geride kalmışlar. Ya dünya orta Çağ'ı geçti, 21. yüzyıldayız artık! Zam için tekrar toplandılar. Erdoğan söylediğini geri aldı ve dedi ki tarifeleri indireceğiz. Yüzde 18 olan KDV'yi yüzde 8'e indirdiler. Yani Yüzde 127 zam yaptılar onu yüzde 100'e indirdiler. Böylece vatandaş memnuniyetini ifade edecek! Ama bir şey daha yaptı. Zam gelmeden önce çıkıp kamuoyuna açıklama yapmıştım. 4 kişilik bir ailenin ortalama elektrik tüketimi 230 kw, oraya zam yapmayın. Sözümüzü dinlemedi. 210 kw saate kadar olana bir ayrıcalık tanıdı. Dün akşam şimdi 230 dese Kılıçdaroğlu'nun dediği oluyor, en iyisi 240 yapayım da şundan kurtulayım dedi. Bizim sosyal tarifemizi kabul etti. Bu ne demektir? Bizi devleti ondan daha iyi tanıyoruz.
"KDV'yi sıfırla kardeşim en azından bahara kadar. Haziran ayına kadar sıfırla. O zammı bir parça daha indir. Eğer bunu yaparsa protestomu kaldıracağım."
"Dün altı genel başkan kamuoyunun önüne çıkarak 'güçlendirilmiş parlamenter sistemi' belgesini imzaladık. Hukuk olmadığı takdirde hiç kimse geleceği göremez.
"Yüzde 10 seçim barajını darbeciler getirdi. Darbeye de darbecilere de karşıyız. Yüzde 10'u kaldıracağız. Milli iradenin meclise yansıması lazım. Yüzde 9 alıyor meclise giremiyor. Milyonlarca oy almış kardeşim. Milli irade önemlidir. Yurt dışındaki işçileri düşünün. Seçimlerde oy kullanıyorsunuz ama bulunduğunuz yerde milletvekili seçilemiyorsunuz. Niçin? Bu garabeti de değiştireceğiz. Yurt dışı seçim sistemi oluşturacağız. Demek ki milli iradeye gerçek anlamda sahip çıkan kim? Millet İttifakı. Yurt dışındaki vatandaş taşeron mu? Hayır oyunu kullanacak aday da olacak. Seçilecek buraya gelecek kendi derdini oradaki vatandaşlarının derdini TBMM'de anlatacak. Torba kanun uygulamalarına son vereceğiz. Tamamen kaldıracağız. İlgili bütün kuruluşları davet edeceğiz. Sanayiciyle ilgili kanun çıkacak sanayicinin haberi yok. Buna son vereceğiz. Böyle bir kanun geliyorsa ilgili kuruluşları davet edeceğiz. Sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte görüşülecek. Bütçe hakkı devredilemez. Adaletin olmadığı yerde ekmek yoktur. Hakkınızı arayamazsınız adaletin olmadığı yerde. O nedenle öyle AİHM kararı, AYM kararı ben uygulamıyorum diyen hakimin kulağından tutup kapının önüne koyacağız. Adalet kendi içinde yolunu yürür. Hakim hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar verir. Dünyanın bütün demokrasilerinde böyledir. Oturur en son vicdani kanaatini dinler. Bazı bilim insanları ne derler vicdan için 'Allah'ın yüreğimizdeki sesi' derler. Talimatla karar veren hakim mi olur Allah aşkına! Çoklu baro sistemi; bir şeyi iyi yönetmek istiyorsan böl parçala ondan sonra yönetirsin. A barosu b barosu baro bir tanedir ya. Türkiye Odalar Borsalar Birliği'ni de mi parçalayacağız? Beraber olmak varken aynı zeminde var olan sorunları tartışmak varken neden ayrışıp kamplaşıyoruz? Kadın-erkek eşitliğini sağlayacağız. Daha ilk okuldan başlayarak bunu çocuklarımıza anlatacağız. Kayyım uygulamasına son vereceğiz.