CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çözüm sürecine ilişkin kendilerine bilgi vermesi gerektiğini belirterek, “Devletin içinde elbette ki gizli bilgi olur. Her ülkenin kendi gizli bilgileri olur. Saygı gösteririz. Kaldı ki devlet geleneğini en iyi bilenlerden birisiyim. Bize bilgi verilirse şu bilgi gizli kalacak dendiği andan itibaren biz o bilgiyi kamuoyuyla zaten paylaşmayız” dedi.
Milliyet gazetesi yazarı Abbas Güçlü’nün hazırlayıp, sunduğu Genç Bakış programına konuk olan CHP lideri çözüm süreci, 1 Mayıs olayları, Kamer Genç’in Bakan Fatma Şahin’e sözleri ve Gülseren Onanç’ın istifasını değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, çözüm sürecinde dikkatli bir politika izlenmesi gerektiğini belirterek, Başbakan Erdoğan’ın tek beklentisinin “nasıl başkan olurum” düşüncesi olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu çözüm sürecine ilişkin şunları söyledi:
“Bir süreç işliyor ama kimin bilgisi var? Hangi bakanın, hangi milletvekilinin bilgisi var? Kimsenin yok. Oturup pazarlık yapıyorsunuz, konuşuyorsunuz. Sayın Başbakan Kızılcahamam’da çıktı, ‘Kim bizim PKK’yla pazarlık yaptığımızı söylüyorsa alçaktır’ dedi. Peki, Karayılan ne söyledi? O, evet dedi pazarlığı yaptık, 3 aşamalı geri çekileceğiz dedi. Kim doğruyu söylüyor ve kim yalan söylüyor? Kendi halkına yalan söyleyen kişiden Başbakan olmaz.
Bize CHP niye destek vermiyor diyorlar. CHP’nin destek vermesi için olayı bilmesi lazım. Yoldan bir kamyon geçiyor, atla gel seni de götüreyim, diyor. Nereye diyorsunuz diye soruyoruz, yahu gel sen, gidiyoruz işte diyor. Siz biner misiniz böyle nereye gittiği belli olmayan bir kamyona?
Siz Başbakan’dan ya da hiçbir bakandan çözüm süreci şudur diye yarım sayfalık bile olsa bir açıklama duydunuz mu? Devletin içinde elbette ki gizli bilgi olur. Her ülkenin kendi gizli bilgileri olur. Saygı gösteririz. Kaldı ki devlet geleneğini en iyi bilenlerden birisiyim. Bize bilgi verilirse şu bilgi gizli kalacak dendiği andan itibaren biz o bilgiyi kamuoyuyla zaten paylaşmayız. Ama sadece bırakın muhalefeti milletvekillerinin bilgisi yok, bakanların bilgisi yok. Hiçbirisinin bilgisi yok. Süreç kapalı bir süreç halinde gidiyor. Kimin ne hazırlığı var, ne olacak belli değil.
Ben Başbakan’a gelin bir komisyonu kuralım dedim. Anayasa Komisyonu’nda olduğu gibi her partiden eşit sayıda milletvekili olsun dedim, kabul edilmedi.
CHP olarak yüzde 100’ümüz barıştan yana. Barış ama nasıl? Süreç işliyor ama kimin bilgisi var? CHP bu sürece nasıl engel oldu? Bize bilgi vermiyorsanız, halka bilgi verin dedik. Olası bir başarısızlığın günah keçisini yaratmak istiyorlar. Çözüyorsan, çöz kardeşim. Biz sadece uyardık; ki görevimiz. Halka bilgi ver demek suç mu? Olayları Kandil’den öğreniyoruz. Bu ülkenin hükümeti yok mu? Biz Sayın Başbakan çık doğruları anlat belki biz de destek oluruz diyoruz, ama anlatan yok.
AKP bugüne kadar çözüm sürecine yönelik ne istedi de biz karşı çıktık? Hangi bilgiyi verdi de dinlemedik. Başbakan cesaret ederse bu süreci tartışmak için televizyonda karşısında çıkarım. Ama cesaret edemez. Bu süreçte aktif rol almak nasıl olur? Meclis’e bir yasa gelir, desteklersiniz, aktif rol almış olursunuz. Bilmediğiniz bir şeye nasıl destek vereceksiniz. Bizim aktif rol alma şansımız ancak Meclis’te olabilir. Akil İnsanlar toplumda saygınlığı olan kişilerdir. Akil adam aklını kiraya vermeyen sorun karşısında daha soğukkanlı davranan kişilerdir. Bu akil adamların yapacağı iş değil parlamentonun işi.
Kılıçdaroğlu, Milliyet aracılığı ile kendisine bilgi vermeye hazır olduğunu söyleyen İçişleri Bakanı Muammer Güler’e “Süreçle ilgili olarak kendisi ne biliyor ki, bana anlatsın” cevabını verdi.
“Biz milliyetçiyiz ama kafatası milliyetçisi değil” diyen CHP lideri, “Faşist miyiz? Değiliz. Onu ırkçılar yapar. Türkiye Cumhuriyeti ahalisi deyimi de Mustafa Kemal Atatürk’e aittir” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dersimliyim, Tunceliliyim. Bundan da gurur duyuyorum. Kimsenin etnik kimliğinin, inancının sorgulanmasını istemem. Dersim konusunda bütün ayrıntıları biliyorum. Benden daha bilgili ikinci bir kişi yok. Arşivlerin açıklanmasını istiyorum. Dersim’den sürgün olarak Anadolu’ya gönderilen insanların hakları var. Başbakan’a o hakları iade edecek misiniz etmeyecek misiniz, diye sordum. Cevap gelmedi. Bu ülkenin aydınları bu soruyu hiç sormuyor. Niçin? Geçmişin acılarına takılıp kalmayacağız. Acılara takılıp kalmak geleceğe intikam duygusuyla bakmak demektir.”
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün CHP’ye geçmesiyle ilgili olarak Kılıçdaroğlu, “Biz CHP olarak bizim ilkelerimizi ve felsefemizi belirleyen herkesi kucaklarız. Sarıgül isterse partiye üye olabilir. Sayın Sarıgül ben gelirsem 3 bin kişiyle gelirim dedi ben de dedim ki neden 5 bin değil? Biz kim gelirse kucaklarız” ifadelerini kullandı.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç’in Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’e yönelik sözlerini değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu, “Çanakkale ile ilgili basılan kitabın hiçbir yerinde Mustafa Kemal Atatürk’ten söz edilmiyordu. Kamer Genç bunu eleştirmiştir” dedi.
Meclis’te yaşanan küfürleşmeyi de eleştiren CHP lideri şunları dile getirdi:
“Meclis’te Kamer Genç’in annesine, eşine küfredilmiştir. O kadar ağır ifadeler kullanılmıştır ki, tutanaklar Meclis’in sitesinden kaldırılmıştır. O kadar ağır sözler var ki, o milletvekili alıp o tutanakları eşinin çocuklarının yanında okuyabilir mi? Ayrıca Sayın Arınç Meclis’te kürsüye çıkarak bir kadın milletvekiline ağza alınmayacak sözler söylemiştir. O zaman neden kimse eleştirmedi?
Kamer Genç’in söylediğini onaylamıyorum ama art niyet yok. Ak Parti milletvekilleri, bakanlar daha ağır sözler söylemesine rağmen neden eleştirilmiyor? Sayın Başbakan bu vekilleri uyardı mı?”
1 Mayıs’ta İstanbul’da yaşanan olaylar için “İşçiler bayramlarını nerede isterlerse kutlasınlar. Yasak getirmenin bir anlamı yok. Vapur, metro, otobüs çalışmıyor. Savaş hali mi var? Sıkıyönetim mi? Polis olay çıkarıyor, biber gazı sıkıyor neden?” diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’yu da eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Taksim’e gitmek isteyenler AKP’ye karşı olanlar, diyor Başbakan. İnsanlar istediği partiyi destekler istediğine karşı olur. Bir partiye karşı olmak ne zaman suç oldu? Siz Türkiye’yi dünyaya rezil ediyorsunuz. Yarın dünya basını 1 Mayıs’taki terörden bahsedecek. İstanbul Valisi gelen gruplar marjinal gruplardı diyor. Sayın Vali’nin kafası marjinal. İsteyen gider kutlar 1 Mayıs’ı. Ne yapacak bu gruplar? Yasakla demokrasi olmaz. Yasakla ayakta kalan bir iktidar olmaz” dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcılığı’ndan istifa eden Gülseren Onanç için “Gülseren Onanç Parti Meclisi üyemiz. Görevine devam ediyor. Ben genel başkan olarak kendisinin bir televizyon programına çıkmamasını istedim. Çıktı ve MYK’dan ayrıldı. Başka bir şey yok. Medyada yer alan diğer sebepler spekülasyon” dedi.