CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kuvvetler ayrılığı önümüze engel olarak dikiliyor" sözlerini demokrasinin özüne yönelik bir saldırı olarak nitelendirdi.Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın kuvvetler ayrılığına yönelik konuşmasının sıradan bir açıklama olmadığını belirterek demokrasinin özüne yönelik bir saldırı olduğunu söyledi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Kılıçdaroğlu, toplantının ardından bir basın toplantısı düzenleyerek, MYK'da da ele alınan Erdoğan'ın kuvvetler ayrılığına ilişkin sözlerini değerlendirdi ve bu konuya ilişkin soruları yanıtladı.
Erdoğan'ın sözlerinin sıradan bir konuşma olmadığını, üzerinde durulması ve tartışılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Toplum bunu sıradan bir konuşma olarak algılarsa demokrasimizin üzerine çok büyük bir gölge düşürmüş oluruz'' dedi.
Tarihe bakıldığında bütün insanlığın tek bir ortak mücadele olduğunu, bunun da demokrasi ve özgürlük olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, insanoğlunun demokrasi ve özgürlük mücadelesi için ağır bedeller ödediğini söyledi. Bu değerleri korumak için ülkelerin sadece kendi içlerinde değil, uluslararası alanda da kuruluşlar oluşturduklarını anlatan Kılıçdaroğlu, iktidarın gücünün kontrol edilmesi için demokrasinin şart olduğuna işaret etti.
Kuvvet ayrılığının demokrasi ve özgürlüklerin temel koşulu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, uluslararası sözleşmelerin de bu anlayışı taşıdığını aktardı.
Kılıçdaroğlu, demokrasinin tek başına seçimle sağlanamayacağını da ifade ederek, demokrasilerde iktidarın gücünün diğer kurumlarla denetlendiğini kaydetti. Yasama, yürütme ve yargının yanı sıra günümüzde medyanın 4. kuvvet olarak yerine aldığını belirten Kılıçdaroğlu, yurttaşların bu kuvvetlerin varlığının öneminin bilincinde olması gerektiğine işaret etti.
AKPi'nin 'ülkeye demokrasi ve özgürlük getireceğim' iddiası ile yola çıktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak uygulamalarının tersini gösterdiğini savundu. CHP'nin ise kuruluşundan bu yana demokrasinin önündeki engelleri kaldırmak için mücadele ettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Şimdi geldiğimiz noktaya bakın, Sayın Başbakan kuvvetler ayrılığı ilkesinden şikayet ediyor. Yani demokrasiden şikayet ediyor. 'Ben iş yapacağım demokrasi önümde engel'. Bunu söyleyen bir başbakan o ülkede başbakanlık yapamaz. O başbakanın ömrü demokratik açıdan dolmuş demektir. O başbakan halkın önüne çıkıp demokrasi ve özgürlükten söz edemez. Ona artık çağdaş bir ülkenin başbakanı sıfatıyla da kimse bakmaz. O artık kendi saltanatını kurmak isteyen, halkı baskılamak isteyen, demokrasiyi sınırlandırmak isteyen bir başbakandır artık. Bütün çağdaş dünya Türkiye'deki gelişmeleri kaygı ile izliyor, 'ne oluyor bu ülkeye' diye. Nasıl siz demokrasiden, güçler aylığı ilkesinden şikayet edebilirsiniz. Böyle bir anlayış olabilir mi? Ve bu iktidarda, her dediği, ağzından çıkan her cümlesi kanun oluyor bu ülkede. Böyle demokrasi olur mu?''
Bir iktidar başarısızlığının nedenini demokrasiye bağlıyorsa orada utanç verici bir tablo olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Ve o kadar ileri gidiyor ki Sayın Başbakan 'Efendim CHP Meclis'te muhalefet ediyor'. Bir insanın demokrasiden bu kadar habersiz olduğuna ilk kez tanık oluyorum ben'' dedi.
Her rejimde iktidarların olduğunu, ancak sadece demokrasilerde iktidarın yanında muhalefetin bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Bizim adımız belli, anamuhalefet partisi. Devletin protokolünde de anamuhalefet partisi olarak yazar. Siyasal Partiler Yasası'nda yazar. Bütün demokrasilerde muhalefet partileri vardır. Gelin şu noktaya, Başbakan demokrasiden şikayet ediyor, güçler ayrılığı ilkesinden şikayet ediyor, o yetmiyor bir de muhalefetten şikayet ediyor. 'Ben yasa çıkaracağım niye itiraz ediyorsun?' Hangi anlayış bu. Orta Çağ desem hafif kalır, İlk Çağ desem o çağda bile demokrasi mücadelesi veren insanlar haksızlık olur. Hangi anlayıştır bu.''
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın yaptığı bu açıklamanın sıradan bir açıklama olmadığını belirterek, ''Demokrasinin özüne yönelik bir açıklama bu, demokrasinin özüne yönelik bir saldırı bu. Bir başbakan böyle bir konuşmayı yapamaz'' dedi.
Bir başbakan böyle bir açıklama yaptığında ülkede baroların, üniversitelerin, hukuk fakültelerinin, sivil toplum örgütlerinin, medyanın ve en önemlisi aydınların, sanatçıların bu sözlere tepki vermesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Geldiğimiz noktaya bakın arkadaşlar, demokrasi mücadelesini yapmak yine tek başına CHP'ye nasip oldu. Kararlıyız, bunu yapacağız. Ne Recep Tayyip Erdoğan'ın ne de onun yandaşlarının gücü yetmez buna. Son damlaya kadar mücadele edeceğiz. Demokrasiyi askıya almak 21. yüzyılın Türkiye'sinde kimsenin haddi değil, hakkı da değil. Vatandaş korkudan konuşamıyor. Getirdikleri nokta bu. Utanç verici bir tablo ile karşı karşıyayız.
'Yurttaşlarımı göreve çağırıyorum'
Eğer bir ülkede bu noktaya gelmişsek her yurttaşın, her aydının kaygısını dile getirmesi lazım. Bunun sağı, solu, etnik kimliği, inancı yoktur. Adalet herkese lazımdır. Eğer hakimin oturduğu koltuğun arkasında 'Adalet mülkün temelidir' diye yazıyorsa yani demokrasinin, yani devletin temelidir diye yazıyorsa onun hakkını vermek her yurttaşın görevidir. Bütün yurttaşlarımı göreve çağırıyorum, demokrasiye sahip çıkınız, adalete sahip çıkınız, özgürlüklere sahip çıkınız''
Kılıçdaroğlu, iktidarın kendisi ve yandaşları için tanıdığı özgürlüğü sokaktaki yurttaş için tanımadığını, eleştiriye tahammül edemediğini de savundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamalarının ardından konuya ilişkin soruları yanıtladı.
'Bekleyeceğiz'
Kılıçdaroğlu, ''Bir eylem planınız olacak mı bu konuda yoksa toplumun tepkisini mi bekleyeceksiniz'' sorusuna ''Bekleyeceğiz'' yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerinin başkanlık sistemine geçiş olarak yorumlandığının ifade edilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, ''Kuvvetler ayrılığı ilkesi bütün demokrasilerde, bütün başkanlık sistemlerinde vardır. Eğer öyle yorumlanıyorsa onlar başkanlık sisteminin de ne olduğunu bilmiyorlar. O daha vahim bir tablo. Bilmediğin konuda konuşmak olur mu?'' dedi.