Kılıçdaroğlu: Baskı dönemlerinde Ecevit, Baykal tutuklanmıştır; benzer şeylere maruz kalabiliriz!

Kılıçdaroğlu: Baskı dönemlerinde Ecevit, Baykal tutuklanmıştır; benzer şeylere maruz kalabiliriz!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’nin 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hukuksuzluk yaptığını savunurken “Yeniden CHP’ye saldırma dönemi başladı. Baskıcı dönemlerde Ecevit, Baykal sorgulanmıştır, tutuklanmıştır, gözaltına alınmıştır. Biz de bugün benzer şeylere maruz kalabiliriz. Bu tablo ortadayken ‘Hayır, kimse bana dokunamaz’ demeyi doğru bulmuyorum” dedi.

Kılıçdaroğlu, daha önceden de söylediği "ByLock" iddialarına ilişkin "“4 bakan, çok sayıda milletvekili var. Bu bir kapalı grup toplantısında söylenen bir açıklama, kamuoyuna yönelik bir açıklama değil" dedi ve savcılıklara bazı isimlerin seçilerek bildirdiğini söyledi.

RS FM’de Enver Aysever’in ‘Oyuna Devam’ programına konuk olan Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

“4 bakan, çok sayıda milletvekili var. Bu bir kapalı grup toplantısında söylenen bir açıklama, kamuoyuna yönelik bir açıklama değil. Bunların belgeyle desteklenmesi gerekiyor. ByLock ile şifreler çözülüyorsa neden kamuoyu açıklaması yapılmıyor iktidar tarafından bunu sorguluyoruz. ByLock kullananların isimleri seçilerek cumhuriyet savcılıklarına bildiriliyor. Hepsi bildirilmiyor. Koruma kalkanı var. Bunu biliyoruz. Şunu da gayet net biliyorum. Bylock kullananların isimleri seçilerek savcılıklara bildiriliyor. Bazı isimler, milletvekilleri, bakanlar korunabiliyor.”

“Ecevit, Baykal tutuklanmıştır…”

“Baskıcı rejimler belli yöntemlere başvururlar. AKP 15 Temmuz’dan sonra ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ dedi, demokrasi dedi. Bugün gelinen noktada tam tersini yapıyor Adalet ve Kalkınma Partisi. Söylediğim şeyleri Taksim’de söyleyince, Yenikapı’da söyleyince alkışladılar. Grup Toplantısında söylediğimdeyse eleştirdiler. Yeniden CHP’ye saldırma dönemi başladı. Baskıcı dönemlerde Ecevit, Baykal sorgulanmıştır, tutuklanmıştır, gözaltına alınmıştır. Biz de bugün benzer şeylere maruz kalabiliriz. Bu tablo ortadayken ‘Hayır, kimse bana dokunamaz’ demeyi doğru bulmuyorum.”

“İktidarın bilerek, isteyerek yaptığı bir saldırıydı”

“Camide kurşun mermisinin atılması başbakanın ve polislerin gözünün önünde oldu. İktidarın bilerek ve isteyerek yaptığı bir saldırıydı. Aynı işlem başbakana yapılsa ne olurdu? Bana yapılıyor ama başbakan ve korumalar seyrediyorlar. Neden bu kişi yakalanmadı, cezalandırılmadı, serbest bırakıldı? Benim öldürülmem mi gerekiyordu? İktidar bilerek ve isteyerek gerçekleştirdi. PKK saldırısı oldu. Genel Başkan Yardımcımız saldırıya uğradı, il başkanlarımız saldırıya uğradı. Aykırı düşünceyi, farklı söylemleri iktidar kabul etmiyor. Bunu gösteriyor bu saldırılar. Amacımız ve arzumuz şu: Hükümet aklını başına almalı, eleştirileri dinlemeli ve yeni bir tavır sergilemeli. Toplum ciddi baskı altında.”

“Yenikapı’ya gittiğim için pişman değilim”

“Yenikapı’ya gitmekten pişman değilim, neden olayım? Darbeyle bir daha karşılaşmamak için yapılması gerekenleri açıkladım. Söylediklerimin tamamı doğru. Laikliği, demokrasiyi savunduk. Altına yeniden imzanı atarım. Medya özgürlüğünden söz ettik, bir araya geldik.”

“AKP’nin getireceği sistemi bilmeden yorum yapmak doğru değil”

“Başkanlık sistemine kategorik olarak karşıyız. Biz metni görmeden görüş paylaşmayız dedik. Başbakana parlamenter demokratik sistemi savunduğumuzu söyledim. Bizim bilmeden itiraz etmemiz doğru olmaz. Çıkıp bir AKP’li bilmeden neye itiraz ediyorsunuz derseler, ne diyeceğiz? Önce metni görelim.”

“Gülen’in iade edilmemesinin kapısını açmış olacaklar”

“Keşke yüce yaradanın her dediğini yapsalar. ‘Kul hakkı yeme, adaletle yönet’ diyor ama yapmıyorlar. Bunların hiçbir dediğine güvenilmez. İdamı gündeme getirdiği andan itibaren Fethullah Gülen’in iade edilmemesinin kapısını açmış olacaklar. Bu yanlış bir yol. Ben Gülen’e gel ülkende yargılan da dedim. İdamı gündeme getiriyorsun Fethullah Gülen Türkiye’ye iade edilmesin diye. Bunu gündeme getirdiğin noktada karşı tarafın elini güçlendiriyorsun.”

“AKP, yargıyı toplumu sindirmek için sopa olarak kullanıyor”

“En azından bir kararı var. Uygun görmesiniz de uymak zorundasınız. Bütün yargı kararları eleştirilebilir. Ama biz Anayasa Mahkemesi seçilen milletvekillerinin tutuklanmasını doğru bulmadığını ifade ediyor. Gözaltına alınıp, mahkemeye sevk edilen herkes tutuklandı. Anayasa Mahkemesi kendi üyesi ile ilgili verdiği karar vahim bir karardır. KHK ile ilgili verdiği karar vahim bir karardır. Yürütmenin kararlarına ben bakamam kararını verdi. Yürütme tarafından elde edilen gücün hukuk içerisinde denetleneceğini söylüyordu. 15 Temmuz sonrası yaratılan atmosferin etkisinde kalarak bu kararı verdi. Rektör atamaları KHK ile düzenlendi. Türkiye’de yargı bağımsız değil. AKP yargıyı toplumu sindirmek için sopa olarak kullanıyor.”

“Türkiye, iyi yönetilmiyor”

Türkiye iyi yönetilmiyor. Bunun herkes farkında, AKP’ye oy veren vatandaş da farkında. İyi yönetilmeyen ülkede her şey olabilir.

“Hükümet darbe girişiminden haberdardı”

“Bu konuda sonrasında pek çok yayın yapıldı, kitap çıktı. Askeri yetkilinin bunu bildirdiği gibi bilgiler de ortaya çıktı. Bunlar yüzde yüz doğrudur diyemeyiz ama kuşku uyandıran bilgiler var. Hükümetin darbe girişiminden haberi olduğu kesin. Bir subay MİT’e gidip haber verdiyse herhalde haberi vardır. Buradaki gerçekleri zamanla öğreneceğiz. Bugünden başkanlık sistemini getirmek için düzenlemeydi demek için elde belge-bilgi olması gerekir. Ben bir darbe risk olduğunu sanmıyorum. Darbe hangi gerekçeyle olacak? Bence öyle bir risk yok. Ama birileri kendi baskıcı yöntemlerini sürdürmek için darbe riski vardır’ı dillendirebilir. Ama darbe riski söz konusu değil.”

CHP, sokağa çıkacak mı?

“Korku yaratarak sokağa çıkma içerisinde CHP asla olmaz. Mitinge miting yaparız. Cumhuriyete, laikliğe, Atatürk’e sahip çıkan herkesi mitinge davet ediyorum. CHP bayrağı da götürmeyeceğiz. Amacımız birlik ve bütünlük sağlamak. Ülkenin bölünme kaygısını bu ülkenin başbakanı dile getiriyor. Bir ülkeni başbakanı ülke bölünecek diyor ve bunun tehlikesini farkında değil. Ülke iyi yönetilmiyor. Her türlü riske açık bir ülkeyiz. İyi yönetilseydi darbe girişimi olabilir miydi?”

“Dış politikada en ciddi yenilgi Suriye”

Dış politikada ülke tarihinin en ciddi yenilgisi yaşandı. Suriye yanlıştı. Orada akan kanların sorumlusu AKP hükümetidir. ‘Tırlarla silah göndermeyin’ dedik. Ortadoğu’daki aşiretler bile Türkiye’ye meydan okudular. Ülke kendi güvenliğini saplamak için Cerablus’a gitti. Türkiye kendi güvenliğini sağlamalı ama Suriye’nin iç işlerine kadar gitmemeli. Ortadoğu bataklığı tarihin her döneminde bize zarar vermiştir. Ortadoğu’daki ülkelerin iç işlerine karışmamalı, insan hakları ihlallerini eleştirebilmeli ama evrensel hukuk ilkelerini unutmamalı. Evrensel hukuka göre davranmak zorunda. 

Aysever: Esad kazandı mı?

 Hayır. Oraya doğru gidiyor.

“Trump’ın başkanlığını saygı ile karşılamak gerekiyor”

Amerika’daki seçimi sonucu beğenelim ya da beğenmeyelim saygıyla karşılamak gerekiyor. Seçim meydanlarında söylenen sözlerin gerçekleşip geçrklemeyeceğini zaman gösterecek. Amerika’da devlet kurumları çok güçlüdür ve her kurumun kendi kültürü vardır Dolayısıyla başkanın tek başına Amerika’yı dilediği gibi yöneteceği genellemesine kapılmamak gerekiyor. ABD kendi çıkarını düşünecek. Bu bağlamda güvenlik politikasını, Ortadoğu’yu gözden geçirebilir. Burada önemli olan alacağı kararın dünyayı etkileyebileceği gerçeğidir. Ülkeler kendilerini buna göre konumlandırmak durumunda Trump’la bir ilişkimiz yok. Diğer ülkelerle olan ilişkilerimiz devlet başkanları düzeyinde değil.

“Cumhuriyet hep bedel ödedi”

“Cumhuriyet’in temel özelliği bütün baskı dönemlerinde bedel ödeyen bir gazete olmuş olmasıdır. Cumhuriyet’e defalarca yayın yasağı getirilmiştir, yazarları öldürülmüştür. Onun için Cumhuriyet’in kendine özgü kuralları vardır, bunların yaşatılması lazım. Gazetecilerden önce o davaların savcılığını üstlendiğini söyleyen cumhurbaşkanının yargılanması lazım. Ana fail bellidir. Gülen Cemaati’ni devletin içine yerleştiren… Gülen Cemaati’ne ait 17 üniversiteyi YÖK’ten geçirip Meclis’te onaylatan o gazeteci arkadaşlar mı? Ana failden uzaklaşıp yan kulvarlara girdiğimiz zaman konuyu saptırmış oluyoruz.”

“Doğru bulmuyorum”

“Bizim görüşümüz ne olursa olsun medya özgürlüğüne saygı göstermemiz gerekir. Altan kardeşlerin, Nazlı Ilıcak’ın Murat Sabuncu’nun hapse atılmasını doğru bulmuyoruz.

“Statükocu değiliz”

“Kemalizm’den ne anlıyoruz. Atatürkçülük üretim demektir, bağımsızlık, özgürlük demektir. Bağımsızlık ve özgürlüğü Kurtuluş Savaşı’nda, üretimi ise İktisat Kongresi’nde kazandık. Eğer biz bunu böyle anlamazsak szaten sorun var demektir. CHP bu noktada hiçbir sapma yapmamıştır. Biz aynı zamanda sosyal demokrat bir partiyiz. Biz aynı zamanda sürekli kendisini yenileyen bir partiyiz, statükocu değiliz. Biz 3. Sınıf bir demokrasiyi değil tam demokrasiyi savunan bir partiyiz. Mustafa Kemal Atatürk sadece CHP’nin değil tüm Türkiye’nin ortak paydası olmak zorundadır. Atatürk’e Kurtuluş Savaşı’nda kimler karşıysa bugün de onların çocukları Atatürk’e karşıdır.”

“Atatürk kalktı, Gülen geldi”

"Kim Atatürkçü, kim değil; bu lafla değil eylemlerle belli olur. Merkez Bankası’nın bastığı paralardan Atatürk’ü kaldırdınız, yerine Fethullah Gülen’i koydunuz. Çocuk mu kandırıyorsunuz?"