Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal’a yönelik kaset tuzağı soruşturmasında tanık olarak çağrılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "AKP karıştı, CHP de karışsın istiyorlar. Savcı da bu işin piyonu, AKP sıkıştığı zaman ısıtıp ısıtıp gündeme getiriyorlar. Komployu kuran kişinin, ana aktör olarak Erdoğan olduğunu biliyorum. Erdoğan görüntüyü izlerken başka bir kameradan da Erdoğan kameraya alınıyor… Asıl ifadesi alınması gereken Erdoğan. ‘Siz hangi gerekçeyle izlediniz, size bunu getiren kamu görevlisi için ne yaptınız?' diye sorulması lazım. Sorulmuyor… Şu ana kadar ne biliyorsam büyük bir samimiyet dürüstlük içinde anlattım" dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu ile konuşan Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk'ün haberi şöyle:
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu demokrasi için bedel ödenmesi gerektiğini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, Berlin'de ilk günkü çalışmaları çerçevesinde Federal Alman Meclisi'nde, Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier ile bir araya geldi. Akşam da Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun onuruna verdiği yemeğe katıldı. Kılıçdaroğlu dün Şansölye Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel ile görüştü.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 2 günlük ziyaret için Berlin'de… İlk durak, hükümet ortağı SPD yetkilileri ve Fransa Dışişleri Bakanı oldu, akşam da gurbetçi yurttaşlarla buluştu. TOBB Genel Kurulu'nda sarf ettiği “Bu ülkede kan dökmeden başkanlık sistemini getiremezsiniz” sözlerinin tartışması Berlin'de de sürdü. Kılıçdaroğlu'na göre Türkiye'nin uygar dünyadan kopması ‘kansız' olmaz… “Demokrasi mücadelesi veren bir Türkiye Cumhuriyeti var. Bu mücadelenin gerisinde acı var, gözyaşı var, idamlar var'' diyerek tartışmayı sürdüren CHP lideri, Berlin'den şu mesajı verdi:
“Eğer Türkiye Cumhuriyeti'ni demokraside kat ettiği mesafeyi, bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmeye kalkarsanız, bir kişi milletvekili listelerini yaparsa, bir kişi yargıya talimat verir ve istediği kararı çıkarırsa, bir kişi medya özgürlüğünü kısıtlarsa, bir kişi Türkiye'nin kaderiyle oynarsa, bir kişi Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürükleyip uygar dünyadan koparırsa, bu kolay olmaz, kan dökülmeden bunu yapamazsınız. Bunu yapabiliriz demek istiyorlarsa buyursunlar yapsınlar bakalım. Nasıl yapıyorlar?”
Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet'in kuruluşunda da acı, kan ve gözyaşı olduğunu hatırlatıyor ve “İstediğiniz kadar oy alın, her şeyi yapamazsınız. Bunu yapmanız için, buna karşı çıkanların tamamını ezmeniz ve yok etmeniz gerekir. Demokrasi çoğunluğun baskı kurduğu bir rejimin adı değildir'' diyor ve yakınlarda yaşanan şu örneği de veriyor: “Aydınlar bildiri imzaladı diye hapse girdiler, bir bedel ödeyerek hapse giriyorlar. Ne için? Düşüncesini özgürce açıkladığı için. Bedel ödeniyor burada. Bu bedel bugün böyle, yarın başka bir biçimde çıkar… İktidar tarafının bu sözlerimi nasıl yorumladığı umurumda değil, onlar bildiklerini okuyorlar. Ama biz doğruları söylemek zorundayız. Türkiye'de bir dikta yönetimi var, halkın yüzde 49.5 oyunu alan meşru hükümetin başbakanı istifa ettiriliyorsa bunun neresi demokrasi? Davutoğlu direnmedi, hakkını biz savunuyoruz, demokrasi adına ve ona oy veren 23 milyon kişinin hakkı için savunuyoruz. Direnmedi. Demokrasinin gereğini yapmadı. İnsanlık tarihine bakın, demokrasi için bedel ödeyen insanların tarihidir. Bu ülkede Deniz Gezmişler, başbakanlar da asılarak bedel ödediler…”
Alman yetkililerin Kılıçdaroğlu'na sorduğu soruların başında Türkiye'deki düşünce özgürlüğü, yönetim ve vize anlaşması var. CHP lideri “Demokrasi konusunda ciddi kaygılar taşıdığımızı ifade ettim'' diyor. Vize serbestisi için ise “Bu çok olumlu ve Türkiye kamuoyunun AB'ye duyacağı güveni pekiştirir. 2 milyon 700 bin Suriyeli'ye Türkiye bakıyor. Ama Avrupa mülteciler konusunda daha fazla rol üstlenmeli'' görüşünü savundu.
CHP lideri, partili cumhurbaşkanlığı önerisine son derece uzak. “Türkiye'deki 150 yıllık parlamenter sistemi değiştirmek istiyorlar. Siyasetle uğraşan kişi aklını başkasına kiraya vermez. AKP vekiller, bilgisini aklını birikimini saraya kiraya vermiş durumda” diyerek tepki gösteriyor.
Önemli gündem konularından biri de MHP'nin AKP'ye destek vereceği yönündeki mesajları. Kılıçdaroğlu bu konuda da “Bahçeli'nin demokratik parlamenter sistemi savunması gerektiğini düşünüyorum. MHP'nin bir diğer özelliği de tarihine olan bağlılığıdır. 150 yıllık parlamenter sistem, bir kişinin arzusu üzerine değişmez. En başta reddetmesi gereken de MHP'dir” diyor.
CHP lideri, 317 milletvekili olan AKP'nin ülkeyi yönetemediğini ve sorunların giderek derinleştiğini vurgulayarak AKP'nin erken seçime gidebileceğini de vurguladı.
Koltuğunu bırakan Başbakan Ahmet Davutoğlu için “Yolsuzluklara bulaşmadı, yolsuzluk konusunda duyarlılığı var. O açıdan Davutoğlu AKP içinde farklı kimliği olan birisiydi'' değerlendirmesini yapan Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkla ilgili anayasa değişikliği oylamasında AKP ve MHP'den fire çıkacağını da düşünüyor. Bu konunun referanduma götürülmesi halinde toplumda daha fazla gerginlik ve ayrıştırma yaratacağını vurguluyor.
Deniz Baykal kaset soruşturması kapsamında tanık sıfatıyla ifadeye çağırılan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ifadeye gitmeyeceğini açıkladı. Kılıçdaroğlu, bunun gerekçesini şöyle açıklıyor: “TV programında, görüntüde ses kaydı var. Oradan alıp kullansınlar. AKP karıştı, CHP de karışsın istiyorlar. Savcı da bu işin piyonu, AKP sıkıştığı zaman ısıtıp ısıtıp gündeme getiriyorlar. Komployu kuran kişinin, ana aktör olarak Erdoğan olduğunu biliyorum. Erdoğan görüntüyü izlerken başka bir kameradan da Erdoğan kameraya alınıyor… Asıl ifadesi alınması gereken Erdoğan. ‘Siz hangi gerekçeyle izlediniz, size bunu getiren kamu görevlisi için ne yaptınız?' diye sorulması lazım. Sorulmuyor… Şu ana kadar ne biliyorsam büyük bir samimiyet dürüstlük içinde anlattım.”
CHP'de başta Yalova Milletvekili Muharrem İnce olmak üzere bazı isimlerin genel başkan adaylığına hazırlanmasını da Kılıçdaroğlu'na sorduk. Kılıçdaroğlu'nun cevabı şöyle oldu: “Herkes genel başkan adayı olmak isteyebilir… Biz diğer partiler gibi ‘Neden genel başkan adayı oldun?' diye kelle uçuracak değiliz…” Kılıçdaroğlu, “CHP'de de düşük profil tartışması olur mu” sorusuna da “Olmaz. Çünkü bizde saraya uşaklık yapacak kimse yok” diye net cevap veriyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında “Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz” sözlerine ilişkin soruşturma başlattı. Başsavcılığın haberleri ihbar kabul ederek, re'sen soruşturma başlattığı öğrenildi. Kılıçdaroğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Kurulu'na katılarak, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili “Anayasa'yı değiştirelim; ne için? Bir kişi konuşacak, Türkiye susacak. Bir kişi konuşacak, hakim ona göre karar verecek. Bir kişi konuşacak, ona göre milletvekili listeleri hazırlanacak. Böyle bir başkanlık sistemini kan dökmeden bu ülkede gerçekleştiremezsiniz” açıklamasında bulunmuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hakkında re'sen başlattığı soruşturmadan Berlin'de haberdar oldu. Gazetecilerle konuşurken sözlerinden geri adım atmayan Kılıçdaroğlu, soruşturmaya sert tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu şu açıklamayı yaptı:
“Biz demokrasi mücadelesi veriyoruz, demokrasi mücadelesinin bedel ödenmeden başarı kazandığı hiçbir ülke yoktur. Türkiye'yi bir kişinin iki dudağı arasına asla teslim etmeyeceğiz, onların genlerinde kan dökme vardır. Gezi olaylarından sonra ‘Yüzde 50'yi evlerinde zor tutuyorum' diyordu, yani ‘Bırakırsam onların tamamını katledecekler' diyordu. Orada diktatörlük tanımı yapmış, aynen katılıyorum. Hakkımda soruşturma açılmasına gelince, Recep Tayyip Erdoğan'ın savcıları bizi korkutamaz ve yıldıramaz. ‘Teröre yardım yataklık yaptılar' diye dilekçe verdik, cesaret edip soruşturma açamadılar. Bunlar Cumhuriyet'in savcısı değil, Recep Tayyip Erdoğan'ın savcısı, bunlar bizi korkutamazlar. Savcıların görevi birilerine uşaklık yapmak değildir. Biraz daha ağır konuşayım, savcıların görevi benim gibi demokrasi ve cumhuriyeti savunmaktır.''