Kılıçdaroğlu'ndan kayyım tepkisi: Türkiye Cumhuriyeti devletinde hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur

Kılıçdaroğlu'ndan kayyım tepkisi: Türkiye Cumhuriyeti devletinde hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 31 Mart seçimlerinden bu yana HDP'li belediye başkanlarının ardı ardına görevden alınarak yerlerine kayyım atanmasına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, "Vatandaş hangi gerekçeyle oy kullandı peki? Sandığı koymasaydınız. Belediye meclisi var, maden başkanı görevden aldınız, belediye meclisi seçsin. Ona da izin vermediler. Türkiye Cumhuriyeti devletinde hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur" dedi.

CHP lideri, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en son kendisine tepki gösterdiği "847 bin 643 kişinin bin liranın altında aylık aldığını" söylemini bir kez daha dile getirdi. Belediye başkanlarıyla bir araya geldiği toplantıda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun eylül ayı 2019 yılına ilişkin istatistik tablosunu gösteren Kılıçdaroğlu, "Ne söylerse söylesinler, hangi gazeteleri, televizyonları olursa olsun gerçeğin önünde hiç kimse bir engel olarak duramaz. Acıdır gerçek biliyorum. Ama gerçek değişmez. Güneş balçıkla sıvanmaz. 800 binden fazla kişi bin liranın altında aylı kalıyor" dedi.

İzmir'de belediye başkanları toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

"İki örnek vereceğim, İstanbul ve Ankara belediyelerimiz yalnızca 7 ayda bütçe fazlası verdi. 25 yıl içinde yapılan israfı düşünün. Harcanan paraları düşünün. Bir başkent başkent kimliğinden uzaklaştırıldı, bir kasabaya dönüştü neredeyse. Yüksek binaların olması oranın başkent olduğu anlamına gelmez. Orada siz vatandaşla güven içinde bir yönetim yapıyor musunuz? Ankara'nın kültürünü bütün dünyaya tanıtıyor musunuz? Tanıtmıyorsanız olmaz. Biz bunu yapıyoruz. Rica'yi de 25 yıl sonra kazandık. Seçimlerden sonra 820 bin lira borç ödendi, 600 bin lira da tasarruf yapıldı. O sebepten sizlere teşekkür ediyorum. Verdiğiniz mücadele bu ülkenin her insanına helal olsun dedirtecek. Size bir teşekkürüm daha var; şeffaflık. Belediye meclis toplantılarını canlı yapıyorsunuz. Düne kadar saydamlık denen bir kavram yoktu. Onların belediyelerinden bu yanıtı alamıyoruz ama bizim belediyelerimiz şeffaflık konusunda üstlerine düşeni yapıyorlar. Bu da bir ilktir."

"Ekonomik krizin sosyal ve toplumsal sonuçları var. 17 yıldır bu ülkeyi yöneten bir avuç insan sadece cebi için çalıştı. Sadece cebi için çalıştı, vatandaş için değil. Geldiğimiz ekonomik krizin geniş halk kitlelerini vurduğunu görüyoruz. Türkiye, toplu intiharların olduğu bir sürece girdi. Bizim belediye başkanlarımız sosyal yardımları belirli çerçeveler etrafında hayata geçirmeye başladılar. Bu da bizim için çok değerlidir. Bir örnek vereceğim, İBB'den. Bu yıl dar gelirli yoksul 30 bin üniversite öğrencisine yardım yapılacak. Miktarı 96 milyon lira. Nereden buldu bu parayı? İsrafı önleyerek. Geliri bir yerden artmadı, israfı kesti, dar gelirli ailelerin üniversitede okuyan çocuklarına veriyor. Bu toplumsal barış açısından son derece değerlidir. İsrafı önlüyoruz, tasarrufları halk için kullanıyoruz. İsrafı nasıl önlediğimizi de beldeye de ilçe de halka vatandaşlara anlatmak zorundayız."

"847 bin 643 kişi bin liranın altında aylık alıyor"

"Bin liranın emekli aylığı alan var mı yok mu tartışması çıktı. Rakam verdim, 847 bin 643 kişi. Dediler ki böyle bir şey yok. Bakın değerli arkadaşlarım, bu Sosyal Güvenlik Kurumu'nun Eylül 2019 tarihli istatistik tablosu. Ben doğruları söyledikçe onlar yalanla halkı kandırmaya çalışıyorlar. Gerek bu partinin genel başkanı olarak ben gerek siz halka doğruları söylemek konusunda bir geleneği özenle söylemek zorundayız. Ne söylerse söylesinler, hangi gazeteleri, televizyonları olursa olsun gerçeğin önünde hiç kimse bir engel olarak duramaz. Acıdır gerçek biliyorum. Ama gerçek değişmez. Güneş balçıkla sıvanmaz. 800 binden fazla kişi bin liranın altında aylı kalıyor."

"İBB bütçesinden beş kuruş çıkmadan kreş yapacak"

"Ankara Büyükşehir Belediyemiz 250 bin öğrencimizin yol ücretini azalttı. Bu çok önemli. Bazı belediye başkanlarımız kendi bölgelerinde aile sigortasının bir benzerini uygulamaya çalıştı. Ankara Yenimahalle, Adana Seyhan Belediyelerimiz bunu yaptı. Şimdi Ankara bunu kat üzerinden bütün Ankara için yapacak. Ülkeyi yönetenler bunu beceremiyorlar ama biz yerel yönetimlerde bunu yapıyoruz. Bu kimin garibanın, yoksulun yanında olduğunu gösteriyor. Kreş yapacağız. Yoksul mahallelerden başlayarak her mahalleye kreş yapacağız. Çoğu belediye başkanımız yaptı, yapmaya da devam ediyor. Şehir hastanelerinin benzeri değil ama. İstanbul'un yapacağı 150 kreş için belediye bütçesinden beş kuruş para çıkmayacak."

"Kooperatifçilik konusunda belediye başkanlarımızın duyarlı davranmasından dolayı teşekkür ediyorum. Kadınları bir araya getirip kooperatif kurarak onların alın teriyle gelir elde etmelerine imkan sağladınız. Kentin estetiği ve entelektüel yapısı için biraz daha zamana ihtiyacımız var. Kentlinin bir şekilde entelektüel dünyadan nasibini alması lazımdır. Belediye başkanlarımız ile sanatçılar arasındaki ilişkinin çok sağlam bir zeminde ilerlemesi gerekiyor. Bunun için atılmış güzel adımlar var ama biraz daha zamana ihtiyaç var."

Kayyımlara tepki

"Demokrasi kültürü geliştikçe bu ülkede kişi başına düşen gelir de artar, yatırımcı geleceğini ön görür. Yargı bağımsızlığı olmadığı için, adalet duygusu zedelendiği için, parası olanın hapisten çıktığı için... Parası olanın hakkında iddianame bile hazırlanmayan bir dönem yaşıyoruz. Sizler belediye başkanı oldunuz, seçildiniz, daha koltuğunuz bile ısınmadı, bir vali görevden alınsın diye dilekçe yazıyor. Bu doğru değildir. Her siyasi parti doğal olarak bir başka partinin rakibidir. Ama her partinin ortak hedefleri vardır. Herkesin iş güç sahibi olması gibi. Eğer siz beğenmediğiniz bir partinin belediye başkanlarını neredeyse topluca görevden alıp yerine kayyım atıyorsunuz. Vatandaş hangi gerekçeyle oy kullandı peki? Sandığı koymasaydınız. Belediye meclisi var, maden başkanı görevden aldınız, belediye meclisi seçsin. Ona da izin vermediler. Türkiye Cumhuriyeti devletinde hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Ben bunu söyleyince kızıyorlar sanıyorlar ki ben bir sırrı ifşa ettim. Hayır arkadaşım, bütün dünyanın bildiği bir şey bu. İster Amerika'ya ister battığı söylenen İskandinavya'ya gidin. Bu gerçekler bizim canımızı acıtıyor."

"Sanki ben konuşunca dünyanın kulakları açılıyor. Dünyanın neresinde konuşursanız konuşun en geç 10 saniye içerisinde dünyanın diğer ucuna gider."

Tank palet fabrikası tepkisi: İhanettir

"Birileri ülkemizin varlıklarını, başka bir orduya peşkeş çekiyorsa, buna karşı durmak namus borcumuzdur. Tarihin CHP'ye yüklediği bir görevdir. Tank palet fabrikasını kastediyorum. Değeri 20 milyar dolar. 1 milyon 800 bin metrekarelik alanda Sakarya'da kurulu Avrupa'nın en büyük entegre tesisi. Bu şu anda Katar ordusuna bedava verildi. BMC grubuna bedava verildi. Bedava verildi. Önce diyordu ki özelleştirme yok. Kendi kararını çıkardı, altında kendi imzası var, vatandaşa yalan söylüyor. O makamda oturan birinin yalan söylemesi yakışır mı ya. Şu soruyu sordum henüz yanıt alamadı, soracağım; dünyanın hangi ülkesinde kendi silah fabrikasını yabancı bir ülkeye bedava veya parayla veren bir ülke var mı? İkinci kararnameyi resmi Gazete'de yayımlamadı, korktu. Ben görmeyeyim diye. Ama ben görürüm arkadaşlar. Bürokraside çalışan binlerce vatansever insan var. Öyle bir kararname yoktur da diyemiyor. Biz satmadık diyor, satsaydın biz o parayı görecektik, satmadın. İşletme hakkını devrettik diyor, kaça devrettin arkadaşım? Bunu yapmak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ihanettir. Keşke bu konuda da mahkemeye verse de derdimizi mahkemeye anlatsak. Ama mahkemeler de onun emrinde biliyorum."

"Adalet kavramını unuttular ama cep kavramını çok iyi biliyorlar. Bunların karşısındaki en kararlı güç Cumhuriyet Halk Partisi'nin belediyeleridir. Birlikte mücadeleyi bu çerçevede götürecek ve daha iyiye taşıyacağız."

Ayrıntılar geliyor...