CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, demokrasinin önemine vurgu yaparken, "Dayanışma kültürü, halka hesap vermek, vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmadan, herkesi kucaklayan bir siyaset anlayışı ile gidiyoruz. Bunu hayata geçireceğiz. Çok kararlıyım. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu cumhuriyeti Allah’ın izniyle demokrasi ile taçlandıracağız. Ve güzel bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz." dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kocaeli’nde İzmit Belediyesi’nin Yeşilova Mahallesi’ndek inşa ettiği “Çınar Çocuk Evi ve Sağlık Merkezi"nin açılışına katıldı. İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet'e kreş için teşekkür eden Kılıçdaroğlu, okulun ve sağlık merkezinin açılışını yaptı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun açılışta yaptığı konuşmadan öne çıkan başlıklar şöyle:
TBMM’nin Başkanvekili, siyasi partilerin saygıdeğer temsilcileri, il başkanları, belediye başkanları, milletvekili arkadaşlarım… Kocaeli Milletvekilimiz Tahsin Bey (Tahsin Tarhan) onu Kilis’e gönderdik, şu an Kilis’te. Dolasıyla telefon etti, ‘Ne olursun Kocaelililer’e, İzmitliler’e selamımı söyle. Onun da selamını aktarmış olayım.
Şu bir gerçek, eğer siz halka hizmet etmeyi kafanıza koymuşsanız ve ‘ben seçildiğim yerde belediye başkanı olarak hiçbir ayrım yapmadan; kimlik, yaşam tarzı ayrımı yapmadan, belde halkına hizmet ediyorum’ diyorsanız arkanızda büyük bir halk desteğini görmüş olursunuz. En büyük arzumuz bu. Belediye başkanlarımızın hiçbir ayrım yapmadan belde halkını kucaklamaları. Belediye başkanlarıma bunu söyledim, ama bir şey daha söyledim. Özellikle yoksul mahallelerden başlayarak pozitif ayrımcılık yapın. Bugüne kadar o mahalleler ihmal edildi. Bayramlarda, seyranlarda götürüldü ve oy avcılığı yapıldı. Biz o bölgelere katkı verirken oy avcılığını kesinlikle düşünmüyoruz. Tam tersine onlar kentte huzur içinde yaşasınlar, gelir düzeyi yüksek olan mahallelerde insanlar nasıl yaşıyorsa gelir düzeyi düşük olan mahallelerde de insanlarımız huzur içinde yaşasınlar. Çocuklarını sevgiyle kreşe göndersinler, bu imkanlar sağlansın onlara.
Belediye başkanlarımıza dedik ki, önce yoksul mahallelerden başlayarak kreş açınız. Anne güven içinde çocuğunu getirip kreşe bırakabilsin. Ve böylece kent yaşamını daha rahat öğrenebilir, kentte gezebilir. Çocuğunu güvenli bir kreşe bıraktığı zaman taziyeye, düğüne, komşuya, alışverişe gidebilir, çarşıya, pazara çıkabilir. Dolasıyla anne daha rahat. Çocuk güven içinde besleniyor, uyuyor, bakımı, eğitim iyi.
El ele yürümek demek aslında hiç kimseyi ayırmadan, sorunları çözmek için hep beraber hareket etmek demek. El ele yürümek demek, hiç kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden beraber kentin sorunlarını çözmede ortaklaşmak demek. Sorunsuz bir kent, dünya, yaşam var mı? Hayır. Ama görevimiz, aklımızı kullanarak bütün sorunları çözmektir. Aklımızı kullanarak bütün sorunları çözmek istiyorsak ortaklaşacağız, el ele vereceğiz. Bazen bir kişinin gücü bir sorunu çözmeye yetmeyebilir, ama beraber olduğumuzda üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur.
Eğer bir yerde bir sorun varsa o sorunun çözümü için dayanışma kültürünü de büyütmemiz lazım. Yangın olduğu zaman bizim küçüklü büyüklü bütün belediyelerimiz yangın bölgesine yardım yapmak için her türlü çaba harcıyorlar. Araç, eleman, personel, gıda, diğer yardımları gönderiyorlar. Ama bu yardımları göndermeden önce mutlaka belediye başkanı ile görüşüyorlar. İhtiyacınız nedir ve biz bu ihtiyacınızı giderecek yardımları yapalım diye. Bu dayanışma kültürü de bizim için değerli.
Dayanışma kültürünü büyütürsek kentler arasında da sorunun çözümü konusunda bir araya gelme kültürünü büyütmüş oluruz. Her birimiz sorunlarımızla baş başa kalmayız, sorunu çözmek için oturup ciddi mücadeleler veririz. Yetersiz kalabilir, ama dayanışma kültürünü büyüttüğümüz zaman her birimiz sorunun bir ucundan tutar ve sorunu çözmeye çalışırız.
İzmit’i öğrencilik yıllarımdan beri bilirim. Düğünümü de burada yaptım. Dolasıyla burası benim için çok yabancı bir kent değil. Burası benim gençliğimin yaşandığı bir kent. Eski halini, sahilini de bilirim. Tabii yapılaşmanın hangi boyutlara ulaştığını siz yaşayarak da görüyorsunuz. Ben de zaman zaman yaşayarak, içinden geçerek, konuşarak bunları ben de yaşıyor ve görüyorum.
Büyükşehirlerin çok büyük gelirleri var. İzmit’in sınırlı gelirleri var. Sınırlı gelirlerle çok güzel şeyler yapmayı kim öğrenmek istiyorsa Fatma Kaplan Hürriyet’in yaptıklarına bakacak. Demek ki sınırlı kaynaklarınızla çok daha güzel hizmetleri, maliyeti düşük hizmetler halka hesap veren şekliyle halka vermek durumundasınız. Dolasıyla bu bağlamda da belediye başkanlarının harcadıkları her kuruşun hesabını millete verme geleneği oluşması lazım. Bunu bütün belediye başkanlarımıza söyledim. Harcadığınız para sizin paranız değil, milletin parasıdır. Harcadığınız her kuruşun hesabını millete verdiğiniz andan itibaren yeni bir siyaset penceresini açmış olacağız. Ahlaklı, düzgün, adaletli bir siyaset. Yeni bir siyasetin penceresini açtık, buradan gidiyoruz. Dayanışma kültürü, halka hesap vermek, vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmadan, herkesi kucaklayan bir siyaset anlayışı ile gidiyoruz. Bunu hayata geçireceğiz. Çok kararlıyım. Cumhuriyetin 100’üncü yılında Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu cumhuriyeti Allah’ın izniyle demokrasi ile taçlandıracağız. Ve güzel bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz.
Demokrasi demek, herkesin düşüncesini özgürce ifade etmesi demek. Demokrasi demek farklı düşünceye tahammül etmek demektir. Farklı düşündüğümüz zaman toplumu ilerletiriz. Hepimiz aynı şeyi düşündüğümüzde toplumu ileriye taşıyamayız. O yüzden eğitim çok önemli noktadadır. Eğitim, kişiye, aileye, sınıfa, topluma, ülkeye sınıf atlatan en temel etmendir. Eğitimli bir toplumda demokrasi güçlenir, hesap verme vardır, farklılıklara saygı vardır. Eğitimli bir toplumda her farklılık zenginlik olarak kabul edilir. Dolasıyla kavganın nedeni değil tam tersine bir arada olmanın, bir arada yaşama kültürünün büyütülmesi anlamına gelir. O nedenle bu güzel kreşi açmaktan son derece mutluyum.”