CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; "Ben beşli çetelerin adamı değilim, ben esnafın, sanatkarın, çiftçinin, alın teri dökenlerin adamıyım... Ben tefecilerin adamı değilim. Tefecilerden yana değilim. Ben alın terinden, kul hakkından, insandan, dosttan yanayım" dedi.
Kılıçdaroğlu Niğde'de, "Ayrıştırdılar, kardeşi kardeşe düşman ettiler. Türkiye’nin bu girdaptan çıkması lazım. Bunun mücadelesini veriyorum. Sadece ben değil, altı lider bunun mücadelesini veriyor. Altılı masa dediğimiz, altı lider, demokrasi konusunda, insan hakları, kul hakkı, topluma saygı konusunda bir araya geldik. Bir aradayız, Allah nasip ederse önümüzdeki süreçte göreceksiniz, haramilerin saltanatını yıkıp halkın iktidarını kuracağız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, kendisini karşılayan Niğdeliler ile Şadırvan Parkı'nda buluştu. Niğdeli vatandaşlar, Kılıçdaroğlu'nu, "Umudun adı Kılıçdaroğlu", "Hak, hukuk, adalet" sloganları ile karşıladı. Kılıçdaroğlu, “Öyle anlaşılıyor ki… Korsan bir miting düzenlemişsiniz. Hepinizi Silivri’ye götüreceğim” dedi.
Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:
"Çiftçinin, alın terinin karşılığını alamadığını biliyorum. Çiftçinin, elektrik borcu, gübre gibi tüm girdilerinin çok pahalı olduğunu biliyorum. Çiftçinin ezildiğini biliyorum. Ama bu iktidara, harami düzene şunu söylemek lazım, tarım stratejik bir sektördür. Çiftçi çalışmazsa 85 milyon aç kalır"
Çözeceğim. Hiç endişeniz olmasın. Ben beşli çetelerin adamı değilim. Ben esnafın, sanatkarın, çiftçinin, alın teri dökenlerin adamıyım. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Her evde huzurun, her evde bereketin olması için mücadele eden bir insanım. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Ben tefecilerin adamı değilim. Tefecilerden yana değilim. Ben alın terinden yanayım, kul hakkından yanayım, insandan yanayım, dosttan yanayım. Herkesi kucaklamak istiyorum. Herkesin kazandığı, herkesin mutlu olduğu bir Türkiye’den yanayım.
Artık bizim ayrışmamız değil, bölünmemiz değil; kucaklaşmamız lazım. Ayrıştırdılar, kardeşi kardeşe düşman ettiler. Türkiye’nin bu girdaptan çıkması lazım. Bunun mücadelesini veriyorum. Sadece ben değil, altı lider bunun mücadelesini veriyor. Altılı masa dediğimiz, altı lider; demokrasi konusunda, insan hakları, kul hakkı, topluma saygı konusunda bir araya geldik. Bir aradayız, Allah nasip ederse önümüzdeki süreçte göreceksiniz, haramilerin saltanatını yıkıp halkın iktidarını kuracağız.
Niğde’nin ne kadar mağdur edildiğini biliyorum. Orta Anadolu’nun ne kadar mağdur edildiğini biliyorum. Çiftçinin, alın terinin karşılığını alamadığını biliyorum. Çiftçinin; elektrik borcu, gübre gibi tüm girdilerinin çok pahalı olduğunu biliyorum. Çiftçinin ezildiğini biliyorum. Ama bu iktidara, harami düzene şunu söylemek lazım. Tarım stratejik bir sektördür. Çiftçi çalışmazsa 85 milyon aç kalır. Bunu Ankara’dakilerin de duymasını istiyorum. Sizler de duyuracaksınız. Oylarınızla duyuracaksınız.
Tek bir şey istiyorum. Sandık gelecek. Sabırla sandığı bekleyeceğiz. Tahrik edecekler. Sokağa çıkmamızı sağlamak için her türlü tahriki yapacaklar. Sakin olacağız, sabırlı olacağız. Sandık gelecek, Allah nasip ederse demokratik yollarla hakkını teslim edeceğiz, indireceğiz. Yani haramilerin düzenine, saltanatına hep beraber demokratik yollarla son vereceğiz. Kimsenin endişesi olmasın. Sevgili genç kardeşlerim, kimse umutsuzluğa kapılmasın.
Burası güzel bir ülke. Bu güzel ülkede hepimiz birbirimizi kucaklayarak yaşayabiliriz. Bu güzel ülkede hepimizin karnı doyar, hepimiz huzur içinde bu ülkenin caddelerinde, sokaklarında, mahallelerinde, parklarında gezebiliriz. Sorunlarından arındıracağız İnşallah Türkiye’yi. Bunun mücadelesini vereceğiz.
Söylemek isterim; sizin yanınıza gelip sizinle tokalaşmak, derdinizi dinlemek isterdim. Şimdilik buna bir ortam yok. Eğer fırsat bulursam geleceğim. Ama bir şeyden emin olun. Bu kardeşinizin yapacağı ilk işlerden birisi sahipsiz kalan esnafa sahip çıkmaktır. Ahi Evran geleneklerine uygun olarak size… Esnaf Bakanlığı kuracağımıza söz veriyorum.
Bir kadın kardeşimiz diyor ki, ‘Niğde’de doğru dürüst fabrika yok.’ Sadece Niğde’de değil, Anadolu’nun içini boşalttılar. Unutmayın, her fabrika bir kaledir. Her fabrikanın bir kale olduğunu, ürettiğini; her fabrikada yüzlerce, binlerce işçi çalıştığı bir Türkiye inşa edeceğiz. Yoksa biz niye siyaset yapıyoruz. Siyaseti cebimiz için değil, köşeyi dönmek için değil, kul hakkı yemek için değil; siyaseti bu millet için yapacağız. Sizin için yapacağız, sizin alın teriniz için yapacağız.” (ANKA)