Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yolsuzlukla mücadelede Hz. Muhammed'le ilgili bir hadisten örnek vererek hükümeti eleştirdi ve "Kendi hırsızlarını korudular mı, korumadılar mı? Hırsızların altına yattılar mı, yatmadılar mı? Yine kıyameti koparacaklar, Kılıçdaroğlu bunu niye dedi? Kim hırsızın önüne yatarsa, karşısında beni bulur" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın kendisine yönelttiği, başında olduğu dönemde Sosyal Güvenlik Kurumu'nu batırdığı iddiasına da yanıt veren Kemal Kılıçdaroğlu, "Sevgili zat. Sen başbakanlık yapmadın mı? Bütün dosyaları inceledin mi? Müfettiş ordusu görevlendirdin mi? 5 kuruş açık bulabildin mi? Bulamadın. Çünkü ben kul hakkı yemem, sen yersin. Meşhur bir yalanı daha var. Batırdı diye. Emeklilik tarihim 1999. Benim dönemimde iki katrilyon, senin zamanında 80 katrilyon borç var. Söyle bakayım, Sosyal Güvenlik Kurumu’nu kim batırdı?" diye sordu.
Erdoğan'ın kendisine yönelik zaman zaman kullandığı "Siyasette çırak" ifadesine de değinen Kılıçdaroğlu, "Bana siyasette çırak diyor. Siyasette Mustafa Kemal Atatürk ve Bülent Ecevit’in çırağıyım. Ama sen de hırsızların ustasısın ve aile boyu hırsızlık yaptınız. Oturduğu saray haram saraydır. Çoluk çocuk fakir iken, sen kalkıyorsun kendine saray yaptırıyorsun, kaç para deyince de açıklamıyorsun. Bir hırsızlar, iki böyle saraylarda oturanlar açıklamazlar" dedi.
Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a Aşık Veysel'in şiirinden bir bölümle gönderme de yaptı:
"Olmayasın karaktersiz, Çok konuşun yerli yersiz, Adın doğru kendin hırsız, Karanlıkta dolaşırsın."
Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) CHP grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşması özetle şöyle:
Hangi alanda ahlaki kural yok? Sadece siyasette. Siyasi ahlak yasası çıkmalı. Bu olursa kurtulur Türkiye...
Mekke’nin ileri giden ailelerinden bir kadın hırsızlık yapıyor. Birisini araya koyuyorlar. Gidin sevgili peygamberimize söyleyin, bu kadını bağışlasın. Giden Ubama bin Zeyid. Sahabedir. Usame gider, ricada bulunur. Bu kadını affedin der. Eski Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun kitabındaki cümleleri okuyorum. Sevgili peygamberimiz bu talep üzerine öfkelenir ve “Geçmiş ümmetlerin helak olmalarının başlıca sebeplerinden birinin cezaların sadece fakir ve zayıflara tatbik edilip, zengin ve soylunun affedilmesidir” der ve ardından ekler; “Allah’a yemin ederim ki, hırsızlık yapan Muhammed’in kızı olsaydı, yine cezayı uygulardım.”
Kendi hırsızlarını korudular mı, korumadılar mı? Hırsızların altına yattılar mı, yatmadılar mı? Yine kıyameti koparacaklar, Kılıçdaroğlu bunu niye dedi? Kim hırsızın önüne yatarsa, karşısında beni bulur.
Bana siyasette çırak diyor. Siyasette Mustafa Kemal Atatürk ve Bülent Ecevit’in çırağıyım. Ama sen de hırsızların ustasısın ve aile boyu hırsızlık yaptınız.
Oturduğu saray haram saraydır. Çoluk çocuk fakir iken, sen kalkıyorsun kendine saray yaptırıyorsun, kaç para deyince de açıklamıyorsun. Bir hırsızlar, iki böyle saraylarda oturanlar açıklamazlar.
Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum. Camide içki içildi dediler. Yalan söylediler. Caminin imamı 'Burada içki içilmedi' dedi. Doğruyu söyleyen imamı sürdüler. Kendileri yalanın arkasında durdular.
Kabataş'ın görüntülerini göstereceklerini söylemişlerdi. Müslüman yalan söyler mi?
Küfür etmez... Terbiyesiz, cibiliyetsiz, ahlaksız, sapık diyen bunlar. Hatta bir gazeteci kadına 'edepsiz' diyen bunlar. Bunu söyleyen bir ülkenin başbakanı ise topluma örnek olamaz.
Din maskelerini indireceğim. Davutoğlu bana edep yahu demiş. Şimdi kalkıp İstanbul'da konuşuyor nereden çıktı bu gökdelen diyor. Bu adam gerçekten başbakan mı? Yeni mi gelmiş Türkiye’ye. Eğer sen edepten söz ediyorsan, yargı kararından söz ediyorsan, yapacağın tek şey var. 16:9. Sultanahmet Camii’nin siluetini bozan kuleleri tıraşlarsan seni kutlayacağım.
Hani haksızlığa karşı direnmek, mazlumun hakkını aramak gerekiyordu? Ensar olunca, KAİMDER olunca niye vazgeçiyorsunuz? Siz dilsiz şeytan mısınız, evet bunlar dilsiz şeytanlar. Ensar’a gelince sustular. Ayakkabı kutularında milyonları istif ederken, çocuklarının yatak odalarında, kasalarda trilyonlarca para çıktı, sustular. Bakara makara dediler. Sustular. Neden gidip siyah çelenk koymadınız? Susan dilsiz şeytandır, bunlar dilsiz şeytandır.
Ensar Vakfı niçin sorumlu? Bir, kaçak yurtlar yapıyorlar. Açtıkları evler tamamen kaçak. Vakıf kaçak ev açar mı? O kaçak evlerde bu çocuklar kalıyor. Yasadışı faaliyette bulunduğu için Ensar da KAİMDER de sorumludur.
İki annelerinin ve babalarının emanet ettiği çocukların hakkını, hukukunu, şerefini koruyamadılar. Üç, masum çocuklara her türlü istismarı yapanları işe aldılar.
Sayın Başbakan’a altı soru soruyorum. Bir, ilk ve orta öğrenimde yurt açma yetkisi sadece MEB’dedir. Bu yetki Ensar ve KAİMDER’e nasıl verildi. Adam gibi soru soruyoruz. İki, bu yurtlar için bugüne kadar bir soruşturma açıldı mı? Madem kaçak. Üç imam hatip okulu müdür yardımcısı, şunu söylüyor: Bizim öğrencilerimiz Ensar ve KAİMDER’in evinde kalırlar. Milli Eğitim Müdürü bu kurumlara ait ev ve yurt bulunmamaktadır. Yalan söylüyor, fotoğrafları var. Bu müdür görevde midir, değil midir? Ensar Vakfı Başkanı, “Bu sapık 5 ay bizle çalıştı, alakası yok” diyor. O da yalan söylüyor. Beş, Türkiye genelinde bu evlerden kaç tane var? Öğretmen soracak, “Çocuklar siz nerede kalıyorsunuz?” Altı, yoksul ailelerin çocuklarının barınması görevi bakanlığa verilmiştir. Bakanlıkl bugüne kadar hiçbir yurt ve barınma evi yapmadı. Paranız mı yok? Bu soruların cevabını bekliyorum.
O meşhur zat var ya. CHP Genel Başkanı’nı muhatap almayacağım. Çok şükür, ağzından o laf çıktı. Muhatap değiliz. Dayanamıyor, yine konuşuyor. Çıkmış sosyal sigortalardan. Sevgili zat. Sen başbakanlık yapmadın mı? Bütün dosyaları inceledin mi? Müfettiş ordusu görevlendirdin mi? 5 kuruş açık bulabildin mi? Bulamadın. Çünkü ben kul hakkı yemem, sen yersin. Meşhur bir yalanı daha var. Batırdı diye. Emeklilik tarihim 1999. Benim dönemimde iki katrilyon, senin zamanında 80 katrilyon borç var. Söyle bakayım, Sosyal Güvenlik Kurumu’nu kim batırdı? Senin bütün kirli çamaşırlarını açığa çıkarmak benim görevim olacak. Hiç meraklanma. Dilini tutamıyor, her türlü hakareti yapıyor.