CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, emekli Emniyet Müdürü Hanefi Avcı ve eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un rütbelerinin sökülmesine tepki gösterdi. CHP lideri, "Ya bunların ikisi de yazdıkları kitaplarla sizin yaptığınız bütün hataları sizin yüzünüze vurdular. Adaletsizliğin ulaştığı boyutu görebiliyor musunuz! Ama Sabri Uzun da Hanefi Avcı da unutmasınlar az kaldı, zaten gelecek sandık. Onlar da gayet iyi biliyorlar, onların sökülen rütbelerini aynen dikeceğiz. Bir ipte iki cambaz oynamaz. Bir cambaz düştü diğeri de halkın iradesiyle düşecek" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Güne gülerek başlamak isteriz ama bugün üzüntülü bir haber altık Cüneyt Arkın'ı kaybettik. Türk sinemasının sanatçıların hepimizin başı sağ olsun.
"(Kılıçdaroğlu'nun sempozyumunda konuştuğu Türk Ocakları’nın İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu görevden alınmıştı) Dün İstanbul'da Türk Ocakları'nın düzenlediği bir toplantıya katıldım. İslam dünyasının sorunları var ve Türkiye bütün İslam dünyasına örnek olmak zorundadır. Sorunları aşan demokrasisi gelişen bir ülke algısını yerleştirmek zorundadır. Toplantıya katıldım adalet vurgusu yaptım. Sabah bir haber efendim İstanbul İl yönetimi görevden alınmış diye. Ne söyleyeyim! Bizim konuşmaya ihtiyacımız var kavgaya değil. Birbirimizi kötülemeye değil bir arada oturup güzelliği nasıl inşa edebiliriz buna ihtiyacımız var. Gerçekte anlamakta zorlanıyorum. İslam dünyasında dünya kadar sorun var ya kan akıyor İslam dünyasında. Birbirilerini öldürenler ağırlıklı olarak İslam dünyasında. İslam dünyasında kan durmasın mı, demokrasi, adalet olmasın mı? Adalet istiyorsunuz dillendiriyorsunuz tahammül edemiyorlar ya! Akıllarını yitirmiş bunlar.
"Adalet önemli bir kavram. İstanbul'daki toplantıda adaletin ne olduğunu da ifade etim. Devlette görev yapan ve zamanı geldiğinde de emekli olan insanların toplumda bir adaletsizlik görürse buna itiraz etme hakkı vardır. Kamu görevlisi belki konuşamaz ama ayrıldıktan sonra konuşabilir. Sabri Uzun ve Hanefi Avcı'dan bahsediyorum. Sabri Uzun İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun haksız yere görevden alınması üzerine bir tw attı yanlış yapıyorsun uz dedi. Sen misin bunu söyleyen. Arkasından Hanefi Avcı Selahattin Demirtaş'la ilgili AİHM'nin kararının uygulanması gerektiğini söyledi. Vay sen misin bunu diyen. İkisinin de rütbeleri sökülecek. Gerekçe FETÖ terör örgütüyle iltisaklı. Ya bunların ikisi de yazdıkları kitaplarla sizin yaptığınız bütün hataları sizin yüzünüze vurdular. Adaletsizliğin ulaştığı boyutu görebiliyor musunuz! Ama Sabri Uzun da Hanefi Avcı da unutmasınlar az kaldı, zaten gelecek sandık. Onlar da gayet iyi biliyorlar, onların sökülen rütbelerini aynen dikeceğiz. Bir ipte iki cambaz oynamaz. Bir cambaz düştü diğeri de halkın iradesiyle düşecek.
"Ekonomik olarak da yönetemiyorlar Türkiye’yi, gerçekten batırdılar. Şekerde hiçbir sıkıntımız yoktu. Durduk yere kalktılar IMF’nin talimatına uydular. Ne diye, efendim şeker pancarı üretiminde kota getireceğiz. Esiyor ya bazen dinlemeyiz falan filan onu bakmayın millete söylüyor. Öbür taraftan gelen her talimatı aynen uyguluyor. Kotayı uyguladılar şeker üretimimiz düştü. Yetmedi şeker fabrikalarını satın dediler sattılar.
"AK Parti iktidarı döneminde her yıl ortalama 20 bin ton çay ithal edildi. Bugüne kadar 183 bin ton ithal edildi. 434 milyon dolar para ödendi. Bu kadar parayı biz Rize'ye Artvin'e Trabzon'a verseydik ne olurdu? Bu iktidar size değil yabancı çay üreticilerine çalışıyor. Sözüm söz bize oy versinler vermesinler, biz adaletten yanayız. Kim çalışıyorsa alın teri döküyorsan ondan yanayız. iktidar olacağız Rizeli kardeşim sen de duy bunu .İktidar olacağız kaçak çayla nasıl mücadele edilir göreceksin. Sözüm var, Rize'nin meydanında kaçak çayların tamamını yakacağım. Biz oy peşinde kısır bir siyaset yapmıyoruz. Bizim için her şeyden önemli bu ülkede yaşan insanların refahı, mutluluğudur. Rizeliyi, Tarabzonluyu, Orduluyu çantada keklik görüyor. Unutma unutma bu millet artık uyandı. Milletin sesi var artık bil bunu artık!
"Erdoğan beni dinlese çok şey olacak. Ama dinlemiyor ne hikmetse. Fakat arada bir de dinliyor. 3 hafta önce burada diyabetli çocuklar için daha konforlu bir yaşam sürmesi lazım. Bütün anneler bütün babalar bunu bekliyorlar çocuğun yüzü buruştuğu zaman o acıyı anne baba da hissediyor diye. Her neyse söz vermiş ben bunu yapacağım demiş. Teşekkür ederim kendisine ben, dinlediği ve diyabetli çocuklara bu katkıyı verdiği için.
"Halka doğruları söylememek gibi bir gelenekten geliyorsanız devleti sağlıklı yönetemezsiniz. Mavi Marmara'da hayatını kaybeden şehitlerimiz vardı. Uluslararası sularda Çetin Topçu ailesini ziyaret ettim. Oğlu olayı anlatırken göz yaşlarını tutamadı. Bize kimse sahip çıkmadı dedi. Onlara sahip çıkacağımızı yanlarında olacağımızı, varsa adaletsizliğin üzerine gideceğimizi, o dosyanın bizim iktidarımızda kapanmayacağını söyledik. Daha acı olanı giderken bize mi sordunuz cümlesi. Oraya gideceğini biliyorsun yeri göğü inletiyordun bunları tahrik ettin gidin dedin gemiler verdin. Hatta bazı milletvekilleri de katılacaktı ama son anda onlar vazgeçtiler. Ölenlere sahip çıktılar mı? Çıkmadılar. Ama biz sahip çıktık.
"Yunanistan'a efeleniyor beyefendi. 20172de bir konuşma yapmışım 'Ege adalarının 18'ini işgal etti. Benim her söylediğime laf yetiştiriyorsun şu işgal edilen adalarla ilgili bir cümle kur' diyorum. Cümle dahi kuramıyor .Şimdi ortalık başak yerde arada bir gidip Yunanistan'a beni kızdırmayın yok gelirin yok giderim yok şunu bunu yapacağım. Yapacaksan yap kardeşim ne bağırıp duruyorsun. Yapamayacağını sen de ben de biliyoruz. Adalar'a silah getiriyorlar, gıkın bile çıkmadı ya. Şimdi efeleniyor!
"Daha acı olan ne biliyor musunuz? Biz Güney Kıbrıs Rum yönetimini tanımıyoruz. İspanya'da NATO toplantısı var beyefendi itiraz etmemiş, onunla şimdi aynı salonda yemek yiyecek. Demiyor ya biz onu tanımıyoruz ama o gelecekse KKTC de burada olmalı diyemiyor! Bu mu devleti yönetiyor, milletin çıkarlarını koruyor? Hiç kimse endişe etmesin dış politikada da liyakatli kadrolarla çalışacak Türkiye'nin derin diplomasiyi harekete geçirerek bütün sorunlarını çözeceğiz. Yeri gelirse uluslararası mahkemelere götüreceğiz. Biz haklıyız. Haklı olduğumuz davayı savunamıyorlar bile. Birileri bize kızar mı diye korkuyorlar.
"Marmaris'teki yangın, orman yangınlarını olacağını bütün dünya biliyor. (Bahçeli'ye) Anladığım kadarıyla tek bir makale dahi okumamış. Allah akıl fikir versin. Yangın çıktı gittik oraya. Üç gün söndüremediler. Yav niye yapamıyorsunuz bunu? Gece görüşü yok ihale açılmış 4 Temmuz'da gelecekmiş. Ya bu yangının çıkacağını sadece ben değil bütün dünya söyledi. Herkes hazırlıklı olsun diye. Beşli çete olunca 10 dakikada ihale sonuçlanıyor. Ormanları korumak için açtığın ihale 4 Temmuz'u bekleyecek. Ben bunu söyledim diye kıyameti koparıyorlar. Ne derseniz deyin biz haklıyız. Muğla'da Büyükşehir Belediyesi sende' diyor. Bir kere şunu söyleyeyim ben senin gibi değilim, Muğla Büyükşehir belediyesi bende değil Muğla halkınındır. Senin anlayışınla devleti biz yönetmeyiz. Devlet ayrıdır siyaset ayrıdır. 'Acaba ne yaptınız ne gibi bir çalışmayı ortaya koydunuz. Büyükşehir belediyelerinin itfaiyesi yok mu? Ama bizler burası CHP belediyesidir demedik bakanlarımızla tüm ekibimizle buraya indik atılması gereken tüm adımları attık' Vallahi de billahi de devletin ne olduğunu ve nasıl yönetildiğini bilmiyor. Marmaris Belediyesi 328 personel görevlendirdi. 156 araçla yangına müdahale ettiler. Bunları vali biliyor. Su takviyesi yapıldı ayrıca. Veteriner ekipleri görevlendirdiler. Bunu da Muğla Büyükşehir Yaptı. Yiyecek içecek sağlandı. Araçlar bozulursa diye mobil tamir ekipleri görevlendirdiler. Sadece Muğla değil, Ankara, İzmir, Aydın, Eskişehir, Antalya ve Burdur belediyeleri de doğrudan doğruya yardım gönderdiler. Bu adam devleti yönetmeni bilmiyor. Sen ben ayrımı yapıyor. Ya orman yanıyor kardeşim o orman hem senin hem benim. Bunu söylemesi bile kafasındaki ayrımcılığın ne kadar derin olduğunu gösteriyor.
Bakanlar ne yapıyor Allah aşkına? Fırsat buldular geldiler bir eğlenceye katıldılar. Prens mi gelmişti uraya? Onunla beraber sofraya oturdular orada ağaçlar yanarken. Senin görevin o. Senin görevin katilin sofrasına oturmak değil!
"Efendim bunların dünyaya bakışı bizim dünyaya bakışımızla aynı değil .Bizim ahlakımızla, adalet duygumuzla onlarınki arasında dünya kadar fark var. Biz kul hakkına sahip çıkarız bunlar kul hakkını yerler. Biz devletin itibarına gölge düşmesin diye çaba harcarız bunlarda devlet kavramı bile yoktur. Şunun için söylüyorum bunları .Malum 15 Temmuz sonrası Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na FETÖ ile bağlantılı olan veya iltisaklı olan şirketleri aldılar devlettiler. İyi, olağanüstü bir dönem bir KHK ile devrettiler. Başlarına da birer kayyum atadılar. Sonra piyasada simsarlar dolaşmaya başladı. Ellerinde kağıtlar. 'Efendim şu fabrikayı kaça almak istiyorsan ben onu ayarlarım.' Bunlar firma firma gezdiler. Nurettin Canikli, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı, bir yakınını getirip BOYDAK Holding'e kayyum olarak atıyor. BOYDAK mobilya sektöründe bir dünya markası. Bir süre sonra diyorlar ki bizim yurt dışında bir depo yapmamız lazım. E Almanya'da var? Hayır diyorlar depoyu Slovakya'da yapmamız lazım diyorlar. Oraya 20 milyon avro gönderiyorlar. Bu deponun sahibi Ertunç Laçiner. Aynı zamanda kayyum. Beyefendinin atadığı, Nurettin Canikli'nin atadığı. Bu para yok adam da yok ortada. Ama Canikli hiç konuşmuyor. Şimdi buradan Canikli'ye sesleniyorum, niye konuşmuyorsun? Niye bu adamı koruyorsun?
Daha vahim bir şey. Bir kanun getirdiler. Ha bunu bizim Kayseri Milletvekilimiz Binali Yıldırım'a soruyor. Şimdiye kadar cevap verilmiş değil. Meclis Başkanı da duysun bunu. Binali Yıldırım bu soruya cevap vermemişse TBMM’yi tanımıyor demektir. Onu tanımıyorsa seni de tanımıyor demektir. Seni tanımıyorsa o zaman işimiz var demektir. Aynı şekilde Fuat Oktay’a soruyor oradan da tık yok. Niçin? Ya bunların hepsi bu yolsuzluğun ortağı üzerine gidemiyorlar cesaretle. Üzerine gitselerdi cevap verirlerdi. Bir kanun getiriyorlar bu şekliyle kayyum atanırsa kayyumun yaptığı bütün işlemler karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar görev ve filleri nedeniyle hukuki idari mali ve cezai sorumluluğu doğmaz diyor. Malı götür hırsızlığı yap kanun arkanda kapı gibi duruyor. Böyle bir kanunu bu meclise kabul ettirdiler. Şimdi geçmişte AK Parti'ye oy veren bütün kardeşlerime sesleniyorum. Siz böyle bir kanunu dünyanın hangi ülkesinde gördünüz? Hırsızlık yapana hırsızlık yapabilirsin hiçbir sorunun olmayacaktır diye kendi meclisinden kanun geçiren bir ülke gösterin ya! Hırsızlığın bu boyutlara ulaştığını hiç görmemiştim. Hırsızlığın yasayla korunduğunu da cumhuriyet tarihinde ilk sefer görüyoruz. Balık baştan kokar. O malı götürüyorsa ben de götürüyorum diyorlar. Sen götür malı diyorlar meraklanma diyorlar söyleyen kim? Canikli söylüyor bunu .Meraklanma biz kanun çıkaracağız diyor. Hangi kanunu çıkarırlarsa çıkarsınlar bu kardeşiniz bunların tamamına hesabını soracaktır. O nedenle söylüyorum bu memlekette huzur istiyorsanız bize katılacaksınız. Haramilerin defterini düreceğiz hep beraber.
Uyuşturucu baronlarıyla müdahale edemiyorlar fotoğraflar çektiriyorlar. Sizin çocuklarınızı zehirleyen uyuşturucu baronlarıyla mücadele etmek istiyorsanız bize katılacaksınız. Devlette liyakat olsun diyorsanız bize katılacaksınız. Suriyeliler kendi özgür iradeleriyle Suriye'ye gitsin diyorsanız bize katılacağız. "