Kılıçdaroğlu: Darbeyi AKP yaptı; yüzlerce gazeteci, aydın ve yazarı içeri attı

Kılıçdaroğlu: Darbeyi AKP yaptı; yüzlerce gazeteci, aydın ve yazarı  içeri  attı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'FETÖ' soruşturmaları kapsamında ihraç edilenlere verdiği desteğin iktidar tarafından eleştirilmesine ilişkin olarak, "'Bana neden mağdurlara sahip çıkacaksınız' diyor. Ben tabii ki mağdurlara sahip çıkacağım, zalimlere mi sahip çıkayım? Hükümet neden vardır?" diye sordu. "Ben bu ülkede özgürlük istiyorum" diyen Kılıçdaroğlu, "Necmiye Alpay 12 Eylül'de de hapisteydi şimdi de hapiste. Bu dönemin 12 Eylül'den hiçbir farkı yoktur. Binali Bey'e söyledim. Bu kadar gazeteciyi akademisyeni içeri atarsanız kimse Türkiye'de darbe girişimi olduğuna inanmaz, aksine Türkiye'de darbeyi AKP yaptı, yüzlerce gazeteci, aydın, yazar, asker, memur içeri attı" ifadesini kullandı.

CHP lideri, başkanlık sistemi tartışmalarına ilişkin olarak, Başbakan Binali Yıldırım'ın "Başkanlığın kapısı 15 Temmuz gecesi açılmıştır" sözlerini hatırlatarak, şunları söyledi:

"Bu şehitlerimize ihanettir. Ömer Halis Demir, Halil İbrahim Yıldırım, Kazanlı Mustafa Amca  Erdoğan başkan olsun diye şehit olmadı. Darbeyi fırsat bilip, nasıl her şey bana bağlanır arayışına girdiler. Bu arayışa 1940'lı yıllarda Hitler de girmişti. Bu sevdadan vazgeç kardeşim."

Kılıçdaroğlu, iktidarın faiz politikasıyla ilgili de, "Sayın Cumhurbaşkanı da faizlerden şikâyetçi, e indirin kardeşim. Biz mi engelledik? Siz faizleri yüzde 1'e indirirseniz vallahi de billahi de destek vereceğiz. Ama abileri izin vermiyor" diye konuştu.

Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Sevgili dostlarım, çevre dediğimiz bir şey var. Hepimiz güzel bir çevrede yaşamak isteriz, ağaçların bol olduğu, suların temiz olduğu bir çevrede yaşamak isteriz. Bu tür çevreler pek çok ülkede var ve dünyanın STK'ları çevreyi korumak için olağanüstü çaba harcar. Bizde de böyle çevreler var, bunlardan biri Amasra, olağanüstü güzel bir şehir var. Dünya doğayı koruma vakfının çok önem verdiği bir yer. Daha önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapan bazı isimler Amasra'nın üzerinde titizlikle durdu. Amasra'ya termik santral yapılacaktı. Bu isimleri çok önemsedim ama hakkı teslim etmek de bizim işimiz. Veysel Eroğlu, Fatma Güldemet Sarı karşı çıktı. Yeni bakan geldi, izin verdi. 1/100.000'lik planlara baksın. Karadeniz'in incisi olan bir yeri neden kirletiyoruz? ÇED raporu olumlu çıktı diyor, adamına göre yapılırsa tabii ki olumlu çıkar. 

 

"Zalime değil, tabii ki de mağdurlara sahip çıkacağım!"

 

Genelde siyasal iktidarlar köprü yapmakla övünürler ancak köprü yapmayan, yol yapmayan hiçbir iktidar yoktur. Yol, köprü yapmanın ötesinde bir sorun var. Yolu kaç paraya, köprüyü kaç paraya yapıyorsun? Elin oğlu 1 liraya yapıyorsa sen 5 liraya yapıyorsun. He bu kadar yol yapmakla köprü yapmakla övünen iktidar Tekirdağ'a gelince duruyor. Vergi sırasında 8'inci, yatırımlarda sonuncu sırada yer alıyor. Sayın Başbakan, sizden istirham ediyorum Hayrabolu yolunun yapımını Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi'ne devredin. Ve bizim belediyelerimiz bunu yaparken ne kadar mal oldu bunu halkıyla paylaşırlar. Siz bitiremeyebilirsiniz, sorunlar olabilir, ama biz size söz veriyoruz. Biz bitireceğiz, tek isteğimiz var bakın Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi'ne devredin. Çünkü biz CHP'yiz, verdiğimiz sözün arkasında dururuz. 

İnsan hayatı kadar değerli hiçbir şey yoktur. Hepimiz çocuklarımızın üstüne titreriz. İnsan çalışırken de iş güvenliğinin olması lazım. Kazanın olmadığı bir ortamda çalışmak isteriz. Çünkü çalışmak kadar değerli bir şey yoktur, alın teri döktüğünüz, emeğinizin hakkını aldığınız zaman sizden mutlusu yoktur. Evde, mutfakta, eşiniz veya birlikte alın teriyle kazandığınız parayla yemek yapıyorsanız sizden mutlusu yoktur. Şimdi sizlere bazı rakamlar vereceğim. Ocak ayında 110, şubat ayında 140, mart ayında 157, nisan ayında 168, mayıs ayında 119, haziran ayında 200, temmuz ayında 133, ağustos ayında 199, eylül ayında 141, 14-24 Ekim arasında 121 işçi, iş kazasında hayatını kaybetti. Bunlar fabrikada inşaatta, tarımda çalışırken iş kazası geçirip hayatını kaybeden isimsiz insanlar. Hiç kimse bu işçiler neden hayatını kaybetti, bu asansör 50'nci kattan aşağı düşerken bu insanlar neden öldü diye sormadılar. Bir lokma için öldüler. Bu insanlara hangi siyasi parti sahip çıkıyor? Gayet açık, gayet net söylüyorum bu insanların tek bir sahibi vardır o da CHP'dir, halkın partisidir. İş kazalarında Avrupa birincisiyiz, dünyada üçüncüyüz. Ama kimse gidip bu gariban insanlara sormuyor, avukat tutacak paraları bile yoktur bu insanların. Yüzde 90'ı aylıklarını alamıyor, büyük bir kısmının sigortası yok. Hükümete sormak gerekmiyor mu acaba? Bu insanlara ne zaman sahip çıkacaksınız?

Bana neden mağdurlara sahip çıkacaksınız diyor? Ben tabii ki mağdurlara sahip çıkacağım, zalimlere mi sahip çıkayım? Hükümet neden vardır? İki tür hükümet programı vardır arkadaşlar.

İnsan odaklı siyaset. Biz insan odaklı siyaset anlayışından geliyoruz, insan en değerli varlıktır ve bizim başımızın üstünde yeri vardır. 

14 yıldır işsizlik sorununu çözemediler, sayın Cumhurbaşkanı Bursa'ya gidiyor, 35 yaşında bir kişi işsizim, intihar edeceğim diyor. Ne iş buluyorlar ne dinliyorlar. Alıyorlar kapının önüne koyuyorlar. Cumhurbaşkanı da çıkıyor diyor ki; işsizliği önleyemedik, önleyemeyeceğiz diyor. Asıl konuşması gereken Binali Yıldırım, işsizliği önleyeceğiz diyemiyor. Kötülüklerin en fenası işsizliktir. Bursa'da biri bağırıyor, 4 çocuğum var, 4'ü de aç, bana iş verin diyor. O baba hüngür hüngür ağlıyor arkadaşlar, hangi vicdan dayanıyor buna? Sözüm söz, aile sigortasını getireceğiz. Hiçbir ailenin geliri 600 liranın altında olmayacak. Hiç kimse mağdur olmayacak. Sosyal devletin koruması altında olacak. Bakın biz her vatandaşımızı düşünerek politika üretiyoruz. Bir adam, 4 çocuk babası, çocuk gibi davranıyorsa buna vicdan dayanmaz. 1 milyon 800 bin işsizimiz var, eğer bir evde bir işsiz varsa anne huzursuzdur, baba huzursuzdur... Eğer bir siyasi iktidar işsizliği temel sorun kabul etmiyorsa Allah aşkına onu sandığa gömmenin zamanı gelmiştir.