CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, adil şartlarda seçime gidilmediğini belirterek, "Demirtaş hapiste tutuluyor. Bazıları üzerinde büyük baskılar var, medya dünyası şu anda yüzde 90'ı iktidarın kontrolünde. Biz bu koşullarda seçime gidiyoruz. Dolayısıyla kendi güvenliğimizi de sandık güvenliğini almak zorundayız. Bunu sağlayacağız” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "25 Haziran'da Türkiye güzel bir sabaha uyanacak. Cumhurbaşkanlığı seçimi anketlerde ikinci tura kalacak gibi görünüyor ama zaten ikinci tura kaldığı zaman zaten Muharrem İnce doğal olarak cumhurbaşkanı olacak" dedi.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Kılıçdaroğlu, ilk üç önceliklerinin OHAL, Merkez Bankası ve yeni anayasa olacağını belirterek, "Kesinlikle bu bütün dünyaya ‘demokrasiye geçiyoruz' mesajı vermek anlamına geliyor" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
İktidara geldiği takdirde yapacakları ilk üç icraat hakkında Kılıçdaroğlu, “Öncelikle OHAL'i kaldıracağız kesinlikle bu bütün dünyaya ‘demokrasiye geçiyoruz' mesajı vermek anlamına geliyor Merkez Bankası bağımsızlığına asla müdahale edilmeyecek. Bütün dünyaya Merkez Bankası'nın bağımsız olduğu mesajı verilecek. Avrupa Birliği, dış politika ile ilgili yeni bir süreci başlatacağız ve bir anayasa değişikliği için de Muharrem Bey bir ekip kuracak ve siyasal partileri bir araya getirerek yeni bir anayasanın yapılma çalışmalarına başlayacağız” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Siyasal partilerin sivil toplum kuruluşlarının üniversitelerin medya dünyasının bu yeni anayasa yapımına katkı vermeleri lazım. Madem ki demokratik bir toplum istiyoruz bütün tarafların katkısıyla, vesayeti tümüyle ortadan kaldıran belki de bizim tarihimizde ilk kez demokratik bir anayasa yapma süreci başlatacağız” ifadesini kullanırken, seçim güvenliği ile ilgili 30 bin sandıkta sıkıntı tespit ettiklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, bu konuda alacakları önlemleri şöyle anlattı: “Bir buçuk yıldır sandık güvenliğini sağlamak için özel olarak çalışıyorum. Bir genel başkan yardımcımız, diğer siyasi partilerle işbirliği içinde çalışıyor. Bir parti meclisi üyesi sivil toplum kuruluşlarıyla çalışıyor ve son süreçte siyasi partileri, sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşlarını bir araya geldiler 30 bin sandık sorununu önce onlar tespiti ardından 30 bin sandığın güvenliğini sağlamak için gönüllerden oluşan ekip olacak. Herhangi bir yurttaş ‘ben de sandık güvenliğinde görevli olmak istiyorum' diyorsa onun için ayrı müşahit kartı vereceğiz, bizim adımıza o da sandık başında bulunabilecek” dedi.
Kılıçdaroğlu, “Normalde sağlıklı işleyen bir demokraside siyasi partiler sandık güvenliğini almazlar. Çünkü devletin kurumları yapıyor anlamına geliyor. Ama bizde şaibe olduğu için, ve eşit koşullarda bir seçim yapılmadığı için, hatta bazı liderler, Sayın Demirtaş hapiste tutuluyor. Bazıları üzerinde büyük baskılar var, medya dünyası şu anda yüzde 90'ı iktidarın kontrolünde. Biz bu koşullarda seçime gidiyoruz. Dolayısıyla kendi güvenliğimizi de sandık güvenliğini almak zorundayız. Bunu sağlayacağız” dedi.
Türk Amerikan ilişkilerinde son dönemde yaşanan Menbiç ve F-35'lerle ilgili son gelişmelere rağmen devam eden soğuk havaya da değinen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Amerika Türkiye ilişkilerinin sağlıklı bir zeminde yürümesini ve derinleşmesini isteriz. Amerika'nın dünya için önemini de biliyoruz. Türkiye ile Amerika arasında köklü tarihsel bağlantılar ve ilişkiler var. Bunun da farkındayız ilişkilerin karşılıklı meydan okuma şeklinde değil de tam tersine bir uyum şeklinde olması, Ortadoğu'daki sorunların çözümünde Türkiye'yi önemli bir aktör olarak öne çıkabilir. Avrupa Birliği'ne üyelik sürecine Amerika katkıda bulunabilir. Pek çok alanda birlikte hareket etme imkanı var. Bu hem Amerika'nın Ortadoğu'daki rolü açısından hem de Türkiye'deki dinamikleri harekete geçirmesi açısından son derece önemli” ifadesini kullandı.