Kılıçdaroğlu: Elimde başka bilgiler de var
T24 - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Feneri'nde Beşir Atalay'ın köstebek olduğu iddiasıyla ilgili başka bilgiler açıklayacağını söyledi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay arasındaki ‘köstebek’ polemiği restleşmeye dönüştü. Kılıçdaroğlu, elinde başka bazı bilgilerin daha olduğunu belirterek, açıklamadan önce Atalay’ın konuşmasını bekleyeceğini söyledi. Atalay ise “Elinde ne varsa açıklasın” diyerek meydan okudu.Radikal gazetesinde Deniz Zeyrek imzasıyla yayımlanan habere göre, CHP lideri Kılıçdaroğlu önceki gün TBMM’de, Deniz Feneri soruşturması kapsamında zanlıların işyerlerinden yapılan aramanın önceden Bakan Atalay’ın özel kaleminden zanlılara bildirildiğini iddia etmişti. Kılıçdaroğlu’na ilk yanıtında “Külliyen yalan” diyen Atalay, dün NTV’de şunları söyledi: “Daha hiçbir şeyi ispatlanmamış gizli olan soruşturma dosyaları ile insanları böyle suçlamak bir anamuhalefet liderine yakışan bir ağırlık değildir. Bu bir acizliktir. Burada söylediği her şey inanın bir kurgudur, yalandır, iftiradır.” Atalay: Ben rahatım Kılıçdaroğlu’na dava açmaya hazırlandığını bildiren Atalay, Kılıçdaroğlu’nun iddialarına dayanak yaptığı telefon görüşmelerinin içeriğini bilmediğini, bakanlık elemanlarının da konuşmaları hatırlamadığını ve özel kalemden kimin konuştuğunun bilinmediğini söyledi. Belediyelerin İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğunu, bakanlıktan bir belediyenin, üstelik kendi memleketinin belediyesinin aranmasının normal olduğunu anlatan Atalay, “Her şeyin bir cevabı var. Ben rahatım. Bu tür şeylerden bizim bilgimiz olmaz. İçişleri bakanının bilgisi olmaz. Bunları iller yapar. Olması da gerekmiyor. Nereden biliyordu gibi böyle şeylerden bilgimiz olmaz. Verilen tarihler falan da yanlış. O konuşmalar dediği o tarihlerde değil yani. Çok farklı tarihlerdeymiş” diye konuştu. Atalay, Kılıçdaroğlu’na da “Elinde dosya. Bizde dosya yok. Gizli olan bir dosya. Onları söylesin. Bu telefonlarda kim kime ne söylemiş” diye seslendi.Kılıçdaroğlu: Başka bilgiler de var Atalay’ın açıklamasının hiçbir anlamı olmadığını savunan Kılıçdaroğlu ise şu açıklamayı yaptı: “‘Külliyen yalan’ diyor. Bu yaklaşım suçun itirafı. Hangisi yalan onu açıklasın. Korumasının Kırıkkale Belediye Başkanı’nı aradığı mı yalan? Kırıkkale Belediye Başkanı’nın Deniz Feneri yetkilisini arayıp sabit telefona geçmesini istemesi mi yalan. Bu görüşmelerden sonra Deniz Feneri yetkilisinin diğer Deniz Feneri Yetkilileriyle buluşması mı yalan. Sayın Bakan’ın bu dernekle ilgili yaptıklarına ilişkin üç yıl önceki sorularımın yanıtsız kaldığı mı yalan? Hiçbiri yalan değil.”Atalay’ın iddialara yanıt vermek yerine dosyadaki bilgilerin nasıl ortaya çıktığını sorguladığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Bakansın, devlet elinin altında. Aramayı faillere bildiriyorsun. ‘Külliyen yalan’ diyorsun. Bu kadar genel bir yanıt. Yani külliyen yalan eşittir külliyen doğru” diye konuştu.Kılıçdaroğlu, “Elinizde açıklamadığınız başka somut belge ve bilgi var mı?” sorumuza da “Sayın Bakan’ın konuşmasını bekliyorum. Bir konuşsun bakalım. O da merakla bekliyor bizim bildiklerimizi. Merakını konuştuğu zaman gideririz. Elimizde başka bazı bilgiler var. Bu aşamada açıklamayız” karşılığını verdi.Kılıçdaroğlu’na “Koruma polisi aradı diyorsunuz ama Bakan’ın köstebek olduğunu savunuyorsunuz. Bakan’la ilgili doğrudan bir bilgi ve belge var mı” sorusunu da yönelttik. Kılıçdaroğlu, “Devlet bilgisi olan bilir. Bakan’ın bilgisi olmadan hiçbir koruma müdürü bu tür bir eylem gerçekleştiremez” karşılığını verdi. Atalay’ın bakan olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:“Bir bakan, içişleri bakanı, ‘bu arama nasıl sızdı’ diye hiç merak etmez mi? Merak etmesi gerekmez mi? Sayın Bakan korumaya ‘Aradın mı? Niye böyle dedin, diye sordu mu? Koruması savcıya ifade verdi. Bakan o ifadeyi kamuoyuna açıklasın lütfen. Ben de merak ediyorum. Bu telefon trafiği kuşku duyulacak bir olay değil mi? Buna sessiz mi kalacağız?” CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de koruma müdürünün telefon görüşmelerinde “Eyvah, baskın olacak, organize işler çözülüyor, önlem alın” dediğini iddia etti. Devamını açıklayacaklarTekin, Atalay’ın “Vicdanı olanlar soruşturması devam eden bir dosyayı kamuoyuyla paylaşır mı?” sözlerine tepki gösterirken “Günaydın Sayın Bakan, devlet elinizde. Daha geçen hafta anamuhalefet liderinin bir gazeteciyle konuşmaları bütün gazetelerde çarşaf çarşaf yayımlandı” dedi. Tekin, gelecek günlerde dosyanın devamını kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti.CHP lideri hangi iddiaları anlatmıştı? CHP lideri Kılıçdaroğlu önceki gün şu iddialarda bulunmuştu: Beşir Atalay’ın koruma müdürü, 14 Ekim 2009 günü, saat 22.19’da özel kalemden Kırıkkale Belediye Başkanı’nı aradı. Bu görüşmeden 3 dakika sonra (22.22’de) Kırıkkale Belediye Başkanı da Kanal 7’cilerin ortağı Mustafa Çelik’i aradı ve acele sabit telefon istedi. Saat 22.23’te ev telefonunu aradı. Mustafa Çelik, Deniz Feneri operasyonu dolayısıyla öğrendiği arama kararını yüz yüze görüşerek İsmail Karahan’a bildirdi. 16 Ekim günü de şirkette arama yapıldı. Savcılar telefon kayıtlarından bu trafiği tespit etti ve İsmail Karahan’ın sorgusunda “Ortağı ve yöneticisi olduğunuz işyerlerinde yapılan aramada önceden haberdar olduğunuz anlaşılmıştır. Bu bilgiyi kimden aldınız” sorusunu yöneltti. Karahan, Mustafa Çelik’ten duyduğunu, Çelik’in Zekeriya Karaman’a da aynı bilgiyi verdiğini anlattı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay arasındaki ‘köstebek’ polemiği restleşmeye dönüştü. Kılıçdaroğlu, elinde başka bazı bilgilerin daha olduğunu belirterek, açıklamadan önce Atalay’ın konuşmasını bekleyeceğini söyledi. Atalay ise “Elinde ne varsa açıklasın” diyerek meydan okudu.Radikal gazetesinde Deniz Zeyrek imzasıyla yayımlanan habere göre, CHP lideri Kılıçdaroğlu önceki gün TBMM’de, Deniz Feneri soruşturması kapsamında zanlıların işyerlerinden yapılan aramanın önceden Bakan Atalay’ın özel kaleminden zanlılara bildirildiğini iddia etmişti. Kılıçdaroğlu’na ilk yanıtında “Külliyen yalan” diyen Atalay, dün NTV’de şunları söyledi: “Daha hiçbir şeyi ispatlanmamış gizli olan soruşturma dosyaları ile insanları böyle suçlamak bir anamuhalefet liderine yakışan bir ağırlık değildir. Bu bir acizliktir. Burada söylediği her şey inanın bir kurgudur, yalandır, iftiradır.” Atalay: Ben rahatım Kılıçdaroğlu’na dava açmaya hazırlandığını bildiren Atalay, Kılıçdaroğlu’nun iddialarına dayanak yaptığı telefon görüşmelerinin içeriğini bilmediğini, bakanlık elemanlarının da konuşmaları hatırlamadığını ve özel kalemden kimin konuştuğunun bilinmediğini söyledi. Belediyelerin İçişleri Bakanlığı’na bağlı olduğunu, bakanlıktan bir belediyenin, üstelik kendi memleketinin belediyesinin aranmasının normal olduğunu anlatan Atalay, “Her şeyin bir cevabı var. Ben rahatım. Bu tür şeylerden bizim bilgimiz olmaz. İçişleri bakanının bilgisi olmaz. Bunları iller yapar. Olması da gerekmiyor. Nereden biliyordu gibi böyle şeylerden bilgimiz olmaz. Verilen tarihler falan da yanlış. O konuşmalar dediği o tarihlerde değil yani. Çok farklı tarihlerdeymiş” diye konuştu. Atalay, Kılıçdaroğlu’na da “Elinde dosya. Bizde dosya yok. Gizli olan bir dosya. Onları söylesin. Bu telefonlarda kim kime ne söylemiş” diye seslendi.Kılıçdaroğlu: Başka bilgiler de var Atalay’ın açıklamasının hiçbir anlamı olmadığını savunan Kılıçdaroğlu ise şu açıklamayı yaptı: “‘Külliyen yalan’ diyor. Bu yaklaşım suçun itirafı. Hangisi yalan onu açıklasın. Korumasının Kırıkkale Belediye Başkanı’nı aradığı mı yalan? Kırıkkale Belediye Başkanı’nın Deniz Feneri yetkilisini arayıp sabit telefona geçmesini istemesi mi yalan. Bu görüşmelerden sonra Deniz Feneri yetkilisinin diğer Deniz Feneri Yetkilileriyle buluşması mı yalan. Sayın Bakan’ın bu dernekle ilgili yaptıklarına ilişkin üç yıl önceki sorularımın yanıtsız kaldığı mı yalan? Hiçbiri yalan değil.”Atalay’ın iddialara yanıt vermek yerine dosyadaki bilgilerin nasıl ortaya çıktığını sorguladığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Bakansın, devlet elinin altında. Aramayı faillere bildiriyorsun. ‘Külliyen yalan’ diyorsun. Bu kadar genel bir yanıt. Yani külliyen yalan eşittir külliyen doğru” diye konuştu.Kılıçdaroğlu, “Elinizde açıklamadığınız başka somut belge ve bilgi var mı?” sorumuza da “Sayın Bakan’ın konuşmasını bekliyorum. Bir konuşsun bakalım. O da merakla bekliyor bizim bildiklerimizi. Merakını konuştuğu zaman gideririz. Elimizde başka bazı bilgiler var. Bu aşamada açıklamayız” karşılığını verdi.Kılıçdaroğlu’na “Koruma polisi aradı diyorsunuz ama Bakan’ın köstebek olduğunu savunuyorsunuz. Bakan’la ilgili doğrudan bir bilgi ve belge var mı” sorusunu da yönelttik. Kılıçdaroğlu, “Devlet bilgisi olan bilir. Bakan’ın bilgisi olmadan hiçbir koruma müdürü bu tür bir eylem gerçekleştiremez” karşılığını verdi. Atalay’ın bakan olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:“Bir bakan, içişleri bakanı, ‘bu arama nasıl sızdı’ diye hiç merak etmez mi? Merak etmesi gerekmez mi? Sayın Bakan korumaya ‘Aradın mı? Niye böyle dedin, diye sordu mu? Koruması savcıya ifade verdi. Bakan o ifadeyi kamuoyuna açıklasın lütfen. Ben de merak ediyorum. Bu telefon trafiği kuşku duyulacak bir olay değil mi? Buna sessiz mi kalacağız?” CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de koruma müdürünün telefon görüşmelerinde “Eyvah, baskın olacak, organize işler çözülüyor, önlem alın” dediğini iddia etti. Devamını açıklayacaklarTekin, Atalay’ın “Vicdanı olanlar soruşturması devam eden bir dosyayı kamuoyuyla paylaşır mı?” sözlerine tepki gösterirken “Günaydın Sayın Bakan, devlet elinizde. Daha geçen hafta anamuhalefet liderinin bir gazeteciyle konuşmaları bütün gazetelerde çarşaf çarşaf yayımlandı” dedi. Tekin, gelecek günlerde dosyanın devamını kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti.CHP lideri hangi iddiaları anlatmıştı? CHP lideri Kılıçdaroğlu önceki gün şu iddialarda bulunmuştu: Beşir Atalay’ın koruma müdürü, 14 Ekim 2009 günü, saat 22.19’da özel kalemden Kırıkkale Belediye Başkanı’nı aradı. Bu görüşmeden 3 dakika sonra (22.22’de) Kırıkkale Belediye Başkanı da Kanal 7’cilerin ortağı Mustafa Çelik’i aradı ve acele sabit telefon istedi. Saat 22.23’te ev telefonunu aradı. Mustafa Çelik, Deniz Feneri operasyonu dolayısıyla öğrendiği arama kararını yüz yüze görüşerek İsmail Karahan’a bildirdi. 16 Ekim günü de şirkette arama yapıldı. Savcılar telefon kayıtlarından bu trafiği tespit etti ve İsmail Karahan’ın sorgusunda “Ortağı ve yöneticisi olduğunuz işyerlerinde yapılan aramada önceden haberdar olduğunuz anlaşılmıştır. Bu bilgiyi kimden aldınız” sorusunu yöneltti. Karahan, Mustafa Çelik’ten duyduğunu, Çelik’in Zekeriya Karaman’a da aynı bilgiyi verdiğini anlattı.