CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Osman Kavala ile ilgili “Soros artığı” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “En büyük Sorosçu Erdoğan’dır” yanıtını verdi. Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağına yönelik “Ona ittifak karar verecek” diyen Kılıçdaroğlu, bürokratlara yaptığı “18 Ekim milat” uyarısına da açıklık getirdi. Söz konusu miladın Anayasa’da konusu suç olan işleri kapsamadığını belirten ve “Benim affetme yetkim yok” diyen Kılıçdaroğlu, 18 Ekim tarihinin konusu suç olmayan ancak kurallara aykırılık taşıyan iş ve işlemler için belirlediklerinin altını çizdi.
Muhtarlar, sivil toplum kuruluşları, esnaf ve vatandaşla buluşmak üzere Kars’a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada T24’ün gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 10 büyükelçinin Osman Kavala çağrısına verdiği "Bu Soros artığını savunanlar, bunu nasıl bıraktırırız gayreti içindeler. Bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz" yanıtıyla ilgili soru üzerine şunları söyledi:
“Gazeteci Erdoğan’a şu soru soruyu sordu mu acaba? Siz Soros’la hangi gerekçeyle fotoğraf çektirdiniz ve aynı masaya oturdunuz? En büyük Sorosçu Erdoğan’dır. Soros’la masaya oturdu. Onunla kim bilir ne pazarlıklar yaptı? Erdoğan’ın, Soros’la masaya niçin oturduğunu, hangi gerekçeyle oturduğunu çıkıp millete anlatması lazım. Dışarıdan Türkiye’ye müdahaleyi doğru bulmam. Biz kendi sorunumuzu kendimiz çözeriz. Nitekim bu ülkeye demokrasiyi ilk seçimlerde getireceğiz. Bunu bütün dünya, batısı da doğusu da bu gerçeği görecekler.”
Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “siyasi cinayetler işlenebilir” iddiası ile ilgili “Tamamen deli saçması. İspatlamakla yükümlüsün” sözlerine de yanıt verdi. Savcılığa bu konuda dilekçe verdiklerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Erdoğan, hangi gerekçeyle Meral Akşener’i ve beni tehdit etti? ‘İktidara talip olmaktan vazgeçin’ dedi. Önce bunun yanıtını alması lazım savcılık. Bunun yanıtını aldıktan sonra biz gerekli cevabı veririz. Çünkü tehdidi yapan ben değilim. Tehdidi yapan devletin bir numarası. Milli İstihbarat ona bağlı, emniyet istihbarat ona bağlı. Adalet Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ona bağlı. O kişi tehdit ediyor. Sayın Meral Akşener’i tehdit ediyor. ‘Dur daha başına neler gelecek’ diyor, ne demek bu? Beni tehdit ediyor.”
Çubuk’ta kendisine yönelik linç girişimini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Kim yaptı bu linç girişimini? Sorguladın mı, sorgulamadın. Devletin derinliklerinde kim karıştırıyor bu olayları? Neden ağır cezada yargılanmıyor bu insanlar da neden Çubuk’taki mahkemede yargılanıyor? Erdoğan onları benim külahıma anlatsın.”
Kılıçdaroğlu, suç işleyen ve hukuka aykırı işlemlere imza atan bürokratlara yaptığı “18 Ekim milat” uyarısına da açıklık getirdi. Söz konusu miladın Anayasa’da konusu suç olan işleri kapsamadığını belirten ve “Benim affetme yetkim yok” diyen Kılıçdaroğlu, 18 Ekim tarihinin konusu suç olmayan ancak kurallara aykırılık taşıyan iş ve işlemler için belirlediklerinin altını çizdi. Kılıçdaroğlu, 18 Ekim ile ilgili soruya şu yanıtı verdi:
“İktidara geldiğimizde onların hepsini yapacağız. Siz de göreceksiniz. Adaleti getireceğiz. Altını özenle çizeyim. Suç işleyen, konusu suç olan. Çünkü Anayasa’da ‘konusu suç olan bir işi emir gelse dahi yapmayacaksınız’ diyor. Konusu suç olan, konusu suç olduğu halde yukarıdan gelen talimatın gereğini yapan zaten suç işlemiş olur. Konusu suç teşkil edenler hariç. Çünkü benim affetme yetkim yok. Onun için özel bir yasa çıkması lazım. İki şey var. Bir, kanuna aykırılık, suç değil. Kanuna aykırılık varsa yazılı talimat alırsa yapmak zorunda zaten. Dolayısıyla buna bir şey diyemeyiz. Onun için 18 Ekim’i koyduk. ‘Şunu şuraya götür’ diyor. Götürmesinin kamu açısından bir sürü sıkıntısı var. ‘Bu doğru değildir’ diyor, yazılı talimat veriyor ‘yapacaksın’ diyor. Bu, konusu suç değil ama kurallara aykırı bir iş. Dolayısıyla yasa yapacaksın diyor memura, yazılı talimat geldiği için senin hakkında hiçbir şey yapılmaz. Ama konusu suç ise, o Anayasa’da yer alıyor, o talimat gelsin gelmesin işlenmişse gereği yapılır.”
Kılıçdaroğlu, erken seçim çağrılarına yönelik bir soru üzerine de şunları söyledi:
“Biz çağrıyı Erdoğan gitsin diye yapmıyoruz. Biz çağrıyı milletin sırtına daha ağır yükler gelmesin diye Erdoğan’ı kurtarmak için yapıyoruz. Yani milletin sırtına binmişler. Kene gibi milletin kanını emiyorlar. Saray ve şürekası perişan ettiler milleti. Dolar bazında ihale veren, devlete dolarla borç veren insanların tamamı kazandı. Köprüden, yoldan, tünelden geçen, dolarla bu işten gelir elde edenlerin tamamı kazandı. Kaybeden kim? Bu ülkenin fakir fukarası, çiftçiden emeklisine, sanayicisine kadar herkes kaybetti. Bu, nereye kadar götürecek ülkeyi? Tam bir felakete götürüyor. Bir ekonomik buhran giderek derinleşiyor. Biz aslında dediğim gibi toplum daha büyük maliyetlere katlanmasın diye, yoksa geçen her gün zaten bizim lehimize, onun lehine değil. Biz bunun da farkındayız ama biz Erdoğan’ı değil ülkeyi düşünüyoruz. O ise sadece sarayı düşünüyor. Ben burada oturayım, ne kadar uzun süre oturursam o kadar daha zenginleşirim diyor. Ben zenginleşirim, çoluğum çocuğum zenginleşir, bizim çevremiz zenginleşir, onun da amacı o. Çünkü Erdoğan ve çevresi devleti soyulacak organ olarak görüyorlar. Ne kadar çok soygun yaparlarsa o kadar amaçlarına ulaşmış olacaklar.”
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adaylığına ilişkin soru üzerine de, “Ona ittifak karar verecek. Biz bir araya gelen zaman zaman istişare eden bir ittifakız. Dolayısıyla bizim kalkıp da ittifakın diğer bileşenlerini tamamen devre dışı bırakıp ben cumhurbaşkanı adayı olacağım diye ortaya çıkmak gibi bir anlayışımız yok. Oturulur, karar verilir ona göre bir yol haritası belirlenir” yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, 2023 seçimlerine "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" vaadiyle gitmeye hazırlanan 6 muhalefet partisinin ortak çalışması sonucunda liderlerin bir araya gelip gelmeyeceğine yönelik soru üzerine de, “Görüşmeye bağlı, önce bir ilkelerin netleşmesi ve kabulü gerekiyor. Netleştikten sonra, liderler bir araya gelip bunu imzalasınlar mı, yoksa genel başkan yardımcıları bunu bir araya gelip imzalasınlar mı? O aşamada oturulur konuşulur” ifadesini kullandı.
İktidarın mevcut sistemin eksiklerini giderecek şekilde meclisin güçlendirilmesine yönelik bir çalışma yapması halinde buna destek verip vermeyecekleri sorusu ile ilgili “Otoriter bir yapıyla aynı masaya oturmayız” diyen. Kılıçdaroğlu, revizyon olasılığı görüp görmediğine ilişkin de şöyle konuştu:
“Neyini revizyon edecekler? Bütün yetkiyi zaten bir kişiye vermişler. O bir kişinin talimatı Bahçeli için de geçerli, MHP’li milletvekilleri için de AK Parti milletvekilleri için de geçerli. Bunların bir düşünce üretme kapasiteleri artık yok. Bu saatten sonra olamaz zaten. Yetki oraya verilmiş. Yetkilerini belki az bulup, parlamentonun yetkilerini biraz daha nasıl kısıtlayabiliriz diye düşünebilirler. Belki böyle bir düzenleme getirebilirler. Ona da Bahçeli ne der bilmiyorum.”
Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon için Cumhurbaşkanı'na verilen yetkinin iki yıl daha uzatılmasını öngören ve TBMM Başkanlığına sunulan Cumhurbaşkanlığı tezkeresi ile ilgili soru üzerine de, “Daha henüz MYK’da görüşmedik. Daha vaktimiz var, yeni geldi. Ayak üstü bir görüştük. İçeriğini sordum arkadaşlara. Bir önceki tezkereden farklılık var mı yok mu? MYK’da görüşeceğiz, tavrımızı belirleyeceğiz” dedi. Kılıçdaroğlu, AKP’nin tezkereyi iç politika malzemesi yapmak istediği eleştirileri ile ilgili de, şöyle konuştu:
“AK Parti’nin ne yapacağından çok Erdoğan’ın ne yapacağını sormak lazım. Çünkü AK parti diye bir parti yok aslında. Bir kişi var orada. Orada AK Parti sırasında oturan milletvekillerinin bu bir kişiye itiraz etme, düşüncelerini ifade etme şansları zaten yok. Dolayısıyla o çerçevede bakmak lazım. Erdoğan ne yapar, Erdoğan’ın ne yapacağını kimse bilmez. Çünkü sağlıklı bir yönetim anlayışına sahip değil. Ne yapacağını kimse bilmiyor?”
Kılıçdaroğlu, Kars ziyareti çerçevesinde vatandaşın nasıl bir mesaj verdiği sorusunu da, “Bir an önce iktidara gelin ve bizi kurtarın” şeklinde yanıtladı.