-KILIÇDAROĞLU: ESKİ HAPİSHANE YIKILMAYACAK DİYARBAKIR (A.A) - 20.11.2010 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin iktidarında, hak ve özgürlüklerin genişleyeceğini, etnik kimliklere, inançlara saygı duyulacağını belirterek, ''Eski hapishane yıkılmayacak, orası müze yapılacak, orada dram var, insanlık dramı var, orada ve Diyarbakır'a hapishane değil, fabrikalar yapılacak'' dedi. CHP Diyarbakır İl Başkanlığında konuşan Kılıçdaroğlu, vatandaşların Kurban Bayramını kutladı. Bayramın birinci ve ikinci günü Paris'te bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye döndükten sonra Ankara'ya ve daha sonra Diyarbakır'a geldiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, ''Birileri bize, 'Sivas'ın ötesine gidemez' diyordu. İşte buradayız, her yer bizim, her toprak bizim. Bu ülkeyi beraber kurduk, dedelerimiz Kurtuluş Savaşını beraber verdi. Dedelerimiz aynı toprakta şehit olarak yatıyor. Neyi paylaşamıyoruz, niye ayrılık gayrılık yapıyoruz? Beraber olacağız, özgür olacağız. Daha demokratik bir ülkede, sosyal hakların geliştiği ülkede, sosyal devletin olduğu bir ülkede barış içinde, huzur içinde, kardeşlik içinde yaşayacağız'' diye konuştu. Diyarbakır'a ilk kez 1976 yılında geldiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, o zamanlar Diyarbakır'ın mütevazi ve küçük bir şehir olduğunu, ancak zamanla büyüyerek, şehrin sorunlarının da arttığını belirterek, ''Diyarbakır'ı bu bölgenin Paris'i yapmak CHP'nin boynunun borcudur'' dedi. Diyarbakır'ın çok başbakan ağırladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Ama bir şeyi Diyarbakırlı kardeşlerimin vicdanına havale ediyorum. Bir başbakan geldi Diyarbakır'a, çok şey vaat edeceği söyleniyordu. Ve Diyarbakırlılara şunu söyledi; 'Eski hapishaneyi yıkacağım, söz size daha büyük bir hapishane yapacağım.' Bakın şimdi, Diyarbakırlı kardeşlerime söylüyorum; CHP'nin iktidarında, hak ve özgürlükler genişleyecek, etnik kimliklere saygı duyulacak, inançlara saygı duyulacak. Eski hapishane yıkılmayacak, orası müze yapılacak. Orada dram var, insanlık dramı var orada. Ve Diyarbakır'a hapishane değil, fabrikalar yapılacak. Bugün Dünya Çocuk Günü. Çocuklarımızı gördünüz sokaklarda. İşsizliğin en yoğun olduğu kent Diyarbakır, boşanma davalarının en fazla olduğu kent Diyarbakır. Üniversiteyi bitirip iş bulamayanların kenti Diyarbakır. Bir kamyonun üzerinden ekmek dağıtılırken bir ekmek kapmak için birbirini ezen Bağcılar'daki kadınlarımızın sorunu da Diyarbakır'da. Oradaki dram da Diyarbakır'da. Diyarbakır bunu hak ediyor mu? Hayır. Diyarbakır bunu hak etmiyor.'' Barışı ve kardeşliği, özgürlüğü ve gerçek anlamda demokrasiyi sağlayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Telefonların dinlenmediği, özgürlüğün, bireysel hak ve özgürlüklerin genişlediği bir Türkiye'yi yeniden kuracağız, beraber kuracağız. Biz kardeşlik diyoruz, birileri 'ayrımcılık' diyor. Biz özgürlük diyoruz, birileri baskı yapıyor. Kim ne yaparsa yapsın, el ele verdiğimizde, güçleri birleştirdiğimizde çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur'' dedi. -''NİYE O ÇOCUKLARIMIZ ELLERİNE TAŞ ALIYOR?''- ''Gelin üyeliğinizi yapın, hep beraber özgürlüklerin kapısını aralayalım'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Biz, bölgede yaşayan Kürt yurttaşlarımızın etnik kimliklerine saygılıyız, onlara ilk kez şunu söyledik; 'etnik kimlik herkesin şerefidir' dedik, 'o şeref herkesin başının tacıdır' dedik, 'herkesin inancına saygılıyız' dedik, 'herkesin inancı başımızın üstündedir' dedik. Ama dedik ki; 'devlet etnik kimlikler ve inançlar konusunda tarafsızdır, her yurttaşa eşit hizmet götürmek zorundadır, her yurttaşı kucaklamak zorundadır, her yurttaşa eşit eğitimi, sağlığı, işi, aşı, gücü vermek zorundadır, devlet budur, devletin varlık nedeni de budur.' Devlet baskı yapmaz, asimilasyon yapmaz, fabrika, istihdam yaratır, herkesi kucaklar ve herkesin Türkiye Cumhuriyeti'nin aidiyet bağlarını güçlendirir, devlet budur. Bunun için vardır devlet. Bizim aslında sorarsanız nereden geldiğimiz çok önemli değil, nereye gittiğimiz çok önemli. Nereye gidiyoruz biz? Çağdaş uygarlığa gideceğiz. Özgürlükler içinde, barış içinde gideceğiz. 'Dünya Çocuklar Günü' dedik. Çocuklarımızın eline taş verirsek bu ülkede huzur ve barışı sağlar mıyız? Niye o çocuklarımız ellerine taş alıyor? O zaman yapacağımız bir şey var, önce büyükler düşünmeli; 'niye çocuklarımız bu hale geliyor?' Büyüklerimiz bilmeli, görmeli, sorunları görmeli, çözmeli. Siyaset kurumunun görevi şudur; varsa bir yerde sorun o sorunu çözmektir. Şiddetle, baskıyla, silahla değil, hak ve özgürlükleri genişleterek, demokrasiyi genişleterek barışı ve kardeşliği sağlamalıyız. Barışın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye'de yaşamak dileğiyle sizleri selamlıyorum.'' Kılıçdaroğlu, partililerden TEKEL işçilerinin sorununa ilişkin talep gelmesi üzerine de şöyle dedi: ''TEKEL işçilerini biliyorum, TEKEL işçilerinin dertleriyle ilgileniyorum. Sonuna kadar ilgileneceğiz. TEKEL işçilerini Ankara'da da ziyaret ettik, onların olduğu çadıra da gittim. Çaylarını kahvelerini içtik. İçerde de söylediler bana, Ankara'ya gidince ilgileneceğiz. Bu ülkede alınteriyle herkesin çalışmasını, üretmesini, evine kazandığı ekmeğini götürmesini istiyoruz. Bizim arzumuz budur. O nedenle iş, aş, özgürlük, demokrasi bizim temel felsefemizdir. Cumhuriyet'in kurucu felsefesidir. 29 Ekim'de İstanbul'da, Kadıköy'deydim. On binlerce yurttaşımız vardı. Hep bir ağızdan bütün o yurttaşlarımıza dedim ki, Diyarbakır'a, Hakkari'ye, İzmir'e, onlar da 'selam gönderiyoruz' dediler ve hep beraber selam gönderdik. Şimdi sizden aynı çağrıyı yapmanızı istiyorum. Ben söyleyeceğim lütfen siz de tekrar edin; İzmir'e, Hakkari'ye, Trabzon'a, Kırklareli'ne, Muğla'ya, Bitlis'e, Kars'a, Ardahan'a, Çorum'a ve Çankırı'ya, bütün Türkiye'ye selam olsun.'' -KILIÇDAROĞLU, POŞU TAKTI VE GENÇLERLE TAVLA OYNADI- Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından Sanat Sokağı'ndaki esnaf ve vatandaşlarla bayramlaşarak bir süre sohbet etti. Mısır satan gençlerle sohbeti sırasında Kılıçdaroğlu, gençlerin ana dilde eğitim, Kürt sorunu ve işsizlikle ilgili taleplerini dinledi. Esnaf ziyaretleri sırasında vatandaşların ''neden Diyarbakır'a sık gelmiyorsunuz'' sorusuyla karşılaşan Kılıçdaroğlu, bu durumun kendilerinin hataları olduğunu, bundan sonra daha sık bölgeye geleceklerini söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, uğradığı bir kafede de gençlerle bir süre tavla oynadı ve sohbet etti. Gençler, Kılıçdaroğlu'na poşu hediye etti. Gezi sırasında bir gencin öğretmen atamalarının yapılmadığını, binlerce üniversite mezunu gencin atama beklediğini söylemesi üzerine Kılıçdaroğlu, atanamayan öğretmenlerin sorunlarını da yakından takip ettiklerini bildirdi. Kılıçdaroğlu daha sonra boynundaki poşu ile vatandaşlarla bayramlaştı. Gezi sırasında bir vatandaşın, ''Ergenekon davası kapsamında tutuklu olanlar için CHP bir heyet göndermişti, aynı şeyi KCK operasyonunda tutuklananlar için de düşünüyor musunuz'' sorusuna Kılıçdaroğlu, ''Ortada bir mağduriyet söz konusu ise onları da ziyaret ederiz'' yanıtını verdi. -''ETNİK VE DİNSEL SİYASET DOĞRU DEĞİL, CHP ÖTEDEN BERİ BUNLARI REDDEDİYOR''- Kılıçdaroğlu, Diyarbakır ziyareti sırasında esnaf ve vatandaşlarla bayramlaştı. Partililerle bir restoranda yemek yiyen Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, Deniz Baykal'ın Trabzon'da bugün yaptığı, ''etnik ve dinsel siyasetin yanlış olduğu ve CHP'nin de buna alet edilmek istendiği'' yönündeki açıklamalarını anımsatması üzerine, ''Doğru. Etnik ve dinsel siyaset doğru değil, CHP öteden beri bunları reddediyor'' dedi. Kılıçdaroğlu, Baykal'ın ''CHP'nin alet edildiği'' yönündeki sözlerinin tekrar hatırlatması üzerine de ''Hayır, öyle bir şey yok'' diye konuştu. Diyarbakır ziyaretini tamamlayan Kılıçdaroğlu, parti otobüsü ile Şanlıurfa'ya hareket etti.