Kılıçdaroğlu: Filistin halkının haklı davasının yanında duracağız

Celal SÖNMEZ-Faruk ZAPÇI / LONDRA,(DHA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Londra\'da İngiltere CHP Birliği\'nin düzenlediği halkla buluşma gecesine katıldı. CHP Lideri, burada yaptığı konuşmada, ABD Başkanı Donald Trump\'ın Kudüs\'ü İsrail\'in başkenti olarak tanıdığı açıklamalarıyla ilgili, \"Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarının yanında sonuna kadar duracağız, sonuna kadar destek vereceğiz. Trump yalnız kalacaktır, bütün dünyada yalnız kalacaktır\" ifadelerini kullandı.

İngiltere’de temaslarını sürdüren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyet, İngiltere CHP Birliği tarafından Türklerin yoğun yaşadığı Kuzey Londra’da düzenlenen halkla buluşma ve dayanışma gecesine katıldı. Woodgreen bölgesinde düzenlenen gecede bin kişilik The Decorium salonu davetliler tarafından hınca hınç dolduruldu. Geceye genel başkan yardımcıları, milletvekilleri ve Türkiye’den gelen gazeteciler ile çok sayıda davetli katıldı.

\"TRUMP YALNIZ KALACAKTIR\"Burada konuşma yapan Kılıçdaroğlu, Trump\'ın Kudüs\'ü İsrail\'in başkenti olarak tanıdığı açıklamalarına tepki göstererek, şunları söyledi:\"1960\'larda gencecik çocuklarımız gidip Filistin Kurtuluş Örgütü ile birlikte mücadele etti. Mezarlarını orada bıraktığımız çocuklarımızın anıların hala unutmadık ve bir bomba oraya konuldu. Biz, Gazi Mustafa Kemal\'in çocukları olarak, onun Türkiye Cumhuriyeti Devleti\'nin bağımsızlık mücadelesini hep önde tutarak ve bütün bağımsız milletlerden önde tutarak yürürken, Filistinliler de aynı mücadeleyi yaparken, oraya böyle bir bombanın konulmasını asla kabul etmiyoruz ve kınıyoruz. Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarının yanında sonuna kadar duracağız, sonuna kadar destek vereceğiz. Trump yalnız kalacaktır, bütün dünyada yalnız kalacaktır. Biz Filistin halkının haklı davasının yanında duracağız, yanında olmayı da sürdüreceğiz çünkü bize bu dersi Gazi Mustafa Kemal Atatürk verdi. Sürekli, daima mazlum halkların yanında olacağız, bedel ödeyen mazlum insanların, halkların yanında olacağız, yanında olmayı da sürdüreceğiz.\"

\"BİZİ TEHDİT EDİYORLAR\"Kılıçdaroğlu, Man Adası ile ilgili açıkladığı belgeler ve daha sonra hakkındaki suç duyurularıyla ilgili olarak şöyle konuştu:\"Bizi tehdit ediyorlar, savcılıklara şikayet ediyorlar. Ne yaparsanız yapın, bedeli ne olursa olsun, yurdumuz için, çocuklarımız için, bayrağımız için, vatanımız için demokrasiyi ya getireceğiz ya getireceğiz. Efendim şikayet ediyor, savcılara şikayet ediyor beni. Şikayet edeceğine, cesaretin varsa adam gibi karşıma çıkarsın, oturup tartışırız. Cesaret edemiyor, karşıma çıkamıyor. Savcılardan medet umuyor. Savcılara da \'Kılıçdaroğlu\'nu susturun\' diyor. Sesim çıktığı sürece demokrasi için asla ve asla susmayacağım. Benim insanlığa ve ülkeme karşı borcumdur bu. Biz siyaseti köşeyi dönmek için yapmıyoruz. Biz siyaseti hak hukuk ve adalet için yapıyoruz. Biz siyaseti cebimizi dolduralım, yandaşlarımızın cebini dolduralım diye yapmıyoruz. Biz siyaseti vatandaş için yapıyoruz, vatandaşın huzuru için yapıyoruz. Biz onlara benzemeyiz. Bizim ruhumuzda haramilik çetesi yoktur. Haramilerin bir ülkeyi yönettiği ortamda huzur olmaz, barış olmaz, kardeşlik olmaz, bir arada yaşamak olmaz. Ülkeyi haramilerden temizleyeceğiz. Bu bizim boynumuzun borcu. Mücadele edeceğiz. Kavgaysa kavga, sonuna kadar edeceğiz. Bir toplu iğne ucu kadar taviz vermeyeceğiz.\"

\"BİR KİŞİNİN HER ŞEYE KARAR VERDİĞİ BİR ÜLKEDE DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLEMEZ\"Kılıçdaroğlu, OHAL uygulamalarını da eleştirerek, \"OHAL uygulamalarının olduğu bir ülkede demokrasiden kimse söz edemez. Devletin bir kişiyle temsil edildiği bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Bir kişinin her şeye karar verdiği bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Bir dikta yönetimine karşı mücadele etmek vatan borcudur\" dedi.

TUTUKLU AKADEMİSYEN VE MİLLETVEKİLLERİKılıçdaroğlu, bazı akademisyenlerin yayımladığı bildiri ve hapisteki milletvekilleriyle ilgili şu ifadeleri kullandı:\"Düşünebiliyor musunuz, barış bildirisine imza attılar diye öğretim üyeleri üniversitelerden atıldı. Tamamını üniversiteye geri döndüreceğiz, geri dönecekler üniversitedeki görevlerinin başına. Düşünebiliyor musunuz, halkın oylarıyla seçilmiş milletvekilleri hapiste. Tamamı hapislerden çıkacak o milletvekillerinin çünkü biz milli iradeye saygılıyız. Eğer bir ülkede milletvekilleri hapisteyse, bir ülkede üniversite öğretim üyeleri barış bildirisi imzaladı diye görevden alınıyorsa, eğer bir ülkede gazeteciler hapse atılıyorsa o ülkede demokrasi yoktur arkadaşlar. Olmayan bir demokrasiyi Türkiye\'ye getireceğiz.\"

2019 SEÇİMLERİ\"Demokrasi olacak ki tek adam Türkiye\'ye egemen olmasın\" diyen Kılıçdaroğlu, 2019 yılında yapılacak seçimlerle ilgili olarak, \"Hep birlikte 2019\'da bu düşüncelerle sandığa gideceğiz. Üç seçim olacak; yerel seçimler, milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı. Yerel yönetimlerden yana göreceksiniz, CHP olarak yerel seçimlerde tarih yazacağız. Referandum bu sonucu gösterdi bize. Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Aynı kararlılıkla birlikte mücadele ederek milletvekilliği seçimleri olacak ve sonra cumhurbaşkanlığı seçimi. İki seçenek var önümüzde; bir demokrasi, iki otokrasi yani tek adam rejimi ya da demokrasi. Şunu açıkça söylüyorum; hangi görüşten olursa olsun, hangi inançtan olursa olsun Türkiye\'yi tek adama teslim edenler asla ve asla vatansever değillerdir. Demokrasi için bedeller ödedi Türkiye Cumhuriyeti. Gencecik çocuklarımız darağaçlarına gönderildi. Geri adım atacağımızı sanıyorlarsa hiç kimsenin şüphesi olmasın, en ufak bir geri adım atmayacağız, zalimin ve zulmün üzerine inadına yürüyeceğiz\" şeklinde konuştu.

\"TÜRKİYE 20 TEMMUZ DARBESİNİ YAŞIYOR\"\"Türkiye\'de demokrasi yok, demokrasi getirmemiz lazım\" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:\"Benim ülkemde yargı bağımsız olmalı, bir kişinin iki dudağına hapsedilen yargı, yargı değildir. Hele hele ona bakıp karar verenler, saraya bakıp karar verenler çocuklarına gelecekte hesap veremeyeceklerdir. Bakın bir daha söylüyorum; saraya bakıp karar verenler, çocuklarına gelecekte hesap veremeyeceklerdir, utanç duyacaklardır. O yüzden hepimize büyük görevler düşüyor. Hepsini yapacağım, sizden sadece çok ama çok basit bir şey istiyorum; bir kişiyi, beş kişiyi, on kişiyi ikna ederseniz, demokrasi için sandığa gidecek ve oy kullanacaklar. Bu, Türkiye\'nin kurtuluşu olacak. Şu anda Türkiye, 20 Temmuz darbesini yaşıyor, 20 Temmuz sivil darbesini yaşıyor. Onun için 12 Eylül\'de darbe yapanların apoletleri vardı, 20 Temmuz\'da darbe yapanların apoletleri yok. Aralarındaki tek fark, apolet farkıdır. Biliyorum yine kızacak sarayda oturan zat. İstediğin kadar kız kardeşim, ben sonuna kadar doğruları söylemeye devam edeceğim.\"