CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Deste deste oylar kayboldu. Ankara’da sandıkta seçimi kazandık ama masada kaybettik. Daha iyi bir sonuç bekliyorduk. Sarıgül İstanbul’da oylarımızı artırdı” dedi. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abdullah Gül’ün oradan inmek istememesinin sonuçlarının yakın zamanda görüleceğini belirtti.
Yerel seçimlerin ardından beklenen oy oranına ulaşamayan CHP’nin ‘kritik’ Parti Meclisi toplantısı sonrasında Kılıçdaroğlu, Sözcü gazetesine şu değerlendirmeleri yaptı:
MİT yasasında önemli değişiklikler yapıldı. Darbecilerden daha ağır bir istihbarat devleti oluşturuyorlar. Yetkiler olağanüstü artırıldı. Herkesi fişleyecekler. Bu MİT yasasından sonra yeni ‘Yeşiller’ çıkacak. Almanya’daki Gestapo yöntemini getirdiler. Yeni MİT düzenlemesini, Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz. Hukuk devletini savunacağız. İktidar totaliter rejimi savunuyor. Hesap vermeyecek bir örgüt yaratılıyor. Bu yasa ile Uludere ile ilgili yeni belge olsa da soruşturma yapılamayacak.
Seçim sürecinde devlet tümüyle AKP’ye çalıştı. AKP’nin Yüksek Seçim Kurulu’na verdiği dilekçelerde mahkeme kararları, SGK kayıtları, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü kayıtları, Milli Savunma Bakanlığı kayıtları gibi kamu kurumlarının kayıtları kullanıldı. Örneğin biz seçmelerden kimin asker olduğunu bilmiyoruz ama onlar biliyor. Yalova ve Niğde’de benzer şeyler oldu. AKP’li birinin engelli kardeşi, akrabası oy kullandı sonra gidip buna itiraz ettiler. Bilgisayardan çıktıyı alıp dosyaya ekleyip YSK’ya gidiyorlar.
Ankara’da seçimi kazandık ama sandıkta kazandığımızı masada kaybettik. 125 bin oy iptal edildi. Deste deste oyların kaybolduğunu biliyoruz. Hatay’ı almamız çok önemli. İzmir’de en az 5 ilçeyi DSP’ye geçen adaylar yüzünden kaybettik. Bölünme olunca buralarda MHP ve AKP güç topladı.
Doğu ve Güneydoğu’ya yıllarca gidilmemiş. Kemikleşmiş ön yargılar var. Biz bu yılların ihmalini aşmaya çalışıyoruz. Bu bir süreç işi. Uzun vadeli bakmak lazım, üç-beş günde aşılamaz. Mersin’deki adayımız çok çalıştı ama az bir oy farkıyla kazanamadı çünkü MHP öne çıktı. Manisa ve Niğde’de oylar MHP’ye kaydı. Bazı yerlerde örgüt partisinin aleyhine çalıştı. İstanbul’da Sarıgül oyları arttırdı ancak Türkiye Değişim Hareketi ile CHP örgütü kaynaşamadı.
Seçim sonuçlarını analiz etmeye devam ediyoruz. Özer Sancar ve Burhan Şenatalar iki önemli çalışma yaptı. CHP oyunu nasıl arttırabilir konularını değerlendiriyoruz. Eleştirileri dinliyoruz.
Cemaat 40 yıl bize karşı çalıştı bir günde mi oyunu verecekti? CHP’nin sağa veya sola kaymadığını, sosyal demokrat bir parti olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, partisinin cemaatle işbirliği yaptığı iddialarının da gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Kılıçdaroğlu, bu konuda şunları söyledi:
“17 Aralık 2013’teki operasyonun ardından Erdoğan’ın, yolsuzluklarını kapatmak için özel bir düşman yaratması gerekiyordu. O düşmanı da yarattı. O paralel devleti kim yarattı? Biz iktidarda değiliz. Sen yarattın o paralel devleti. Şu anda 4 bakanın fezlekesi Meclis’te… Sadece baş aktörü için fezleke gelmedi. Onun için de yürekli ve namuslu bir savcı arıyoruz. O da yazacak fezlekesini. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını arayacağız. CHP ile cemaeti yan yana koyup ikisini düşman ilan etmek için Erdoğan bir strateji geliştirdi. Bizim cemaatle işbirliği yaptığımız yalan. Kırk yıldır bize karşı olanlar bir günde mi oy verecekler.”
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) yazı göndererek, 17 Aralık’tan sonraki kayıtların silinmesini istediğini de öne süren CHP lideri, şöyle devam etti: “Bunlar toplumun belleğinde yeterince yer almadı. O kadar çok ses kaydı yayınlandı ki vatandaşın kafası iyice karıştı. Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) yolsuzluk iddialarını araştırması gerekiyor. Devlet, devlet ise bütün bunların üzerine kararlılıkla gider. MASAK olayın üzerine gitmeli. Bu kadar nakit para hiçbir demokraside kimsenin evinde olmaz. Bu yolsuzluğun üzeri kapatılamaz.”
AKP aleyhindeki yolsuzluk iddialarının CHP hakkında yapılması ihtimalini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet Halk Partisi’nde böyle bir olay olsaydı, Cumhuriyet Halk Partisi diye bir parti kalmazdı. Bizim tabanımızın ahlaki değerleri yüksektir. Biz her kuruşun hesabını veren soran bir gelenekten geliyoruz. Ahlak farklı bir şey. Benim ahlak anlayışım ile onların ahlak anlayışı farklı” dedi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin Cumhurbaşkanı adayını açıklamak için erken olduğunu ifade etti. Diğer siyasi partilerle görüşülerek bir aday üzerinde uzlaşılabileceklerini belirten CHP lideri, şunları söyledi:
“Bu konuda karar vermek için daha çok erken… Sonuçta biz bir siyasal partiyiz, yetkili kurullarımız var. O kurullarda oturur konuşuruz, tartışırız. Elbette Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı seçimini çok önemsiyoruz. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak kişinin bütün halkı kucaklaması, saygın olması, Türkiye dengelerini, dünya dengelerini iyi bilmesi, ülkenin sağlıklı yönetilmesi için bütün kurumların uyum içinde çalışabileceği bir gücü elinde toplaması, bunu göstermesi çok önemlidir. Bu bağlamda belki önümüzdeki süreç içinde biraz daha tablo netleşir bizim açımızdan…”
Kılıçdaroğlu, AKP’nin Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Başkanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan’a cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin CHP tarafından teklifte bulunulduğu iddialarının ise gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Sandık güvenliği konusunda AKP iktidarının elindeki gücün kendilerinde olmadığını da söyleyen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün geçen haftaki “Bu şartlarda gelecekte siyaset planım yok” yönündeki açıklamasının da çok dikkat çekici olduğunu dile getirdi. CHP lideri, bu konuda ise şu sözleri kullandı: “Sayın Gül, ‘Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturmaya devam edeceğim, bana aşağıda pozisyon açma’ diyor. Bunun sonuçlarını yakında göreceğiz. Biz de Çankaya’ya kimi aday göstereceğimizi değerlendirmeye devam ediyoruz. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir isim olmalı…”