CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Habertürk TV'de katıldığı programda, Habertürk yazarı Yavuz Semerci moderatörlüğünde Habertürk yazarları Fehmi Koru, Abdurrahman Yıldırım ve Soli Özel, Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Arif Erdem ve Star gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Kartoğlu'nun sorularını yanıtladı.
CHP'nin Merkez Türkiye projesini hazırlarken Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik kitabından esinlendiğine dair iddialarla ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, kitabı okuyup okumadığına yönelik soruya, "Hayır, emin olun sayın Davutoğlu'nun kitabını okumadım. Orada var mıdır, yok mudur bu ayrıntılar bilmiyorum. Varsa da aklın yolu bir" cevabını verdi.
"Neden Suriyelilere 5,5 milyar dolar harcadınız, bu para gereksizdir" ifadelerini kullandığına dair iddiaları da yalanlayan Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki Suriyelileri savaşın içine göndermek gibi bir düşüncesi olmadığını, amaçlarının Suriye'deki barışı sağlamak olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satır başları şu şekilde:
-(Fehmi Koru'nun CHP Genel Merkezi'ndeki mescidi sorması üzerine) Şu anda vatandaşlarımın emin olmasını isterim. Dünya değişiyor, insanlar değişiyor. Fikirler değişiyor ve gelişiyor. CHP de gelişecek. CHP sonuçta sosyal demokrat bir parti. Şunu açıklıkla söyleyebilirim. Son 3-4 yılda en büyük değişimi yaşayan partiyiz. Şunu açık ve net söylüyorum: İmam Hatip okullarını kapatmayacağız. Niye kapatalım? Tam tersine İmam Hatip okuluna giden bir çocuğun iyi eğitimi garanti edeceğiz. Türkiye başörtüsü yüzünden 25 yıl enerjisini kaybetti.
Türkiye'deki gergin siyasal atmosferin ve aşırı kutuplaşmasının getirdiği bir sorun var. Bu sorun yeni yeni çözülmeye başladı. Ben olabildiğince sağlıklı ve tutarlı bir hedef koydum; yüzde 35. Bu hedefi koyarken de iktidar yüzde 34 ile iktidar oldu. Biz onun üzerinde bir rakam telaffuz ediyoruz. Daha da yüksek olabilir. Gün geçtikçe bizim oy oranımızın arttığını ben biliyorum.
-Vatandaşımızın derdi başından aşkın. Sonuçta biz siyasetçiyiz, bizim vatandaşların sorunlarına çözüm üretmemiz lazım. Ben yirmi yedi buçuk yılımı devlete verdim. Bütün bu sorunları görünce, biz de siyasal bir partiyiz, bunların nasıl çözülmesi gerektiği konusunda oturduk. Bir uzman ekip uzun uzun çalıştı, projelerimizi ürettik. Çalışırken şuna dikkat ettik; afaki vaatlerden kaçınalım, ayakları yere basan projeler üretelim.
-Bildirgemizde kısa dönem sorunlarına çözümlere yer verdik. Türkiye küresel ticarete entegre olmak zorunda. Türkiye'nin coğrafi üstünlükten kaynaklanan bir avantajı olması gerekiyor. Pırlanta yüzüğü gibi bir yerdeyiz. Bu üstünlük doğalgaz hatları ve petrol hatları dışında hiç kullanılmadı. Biz bunu üretim hattı üssü için kullabiliriz. Şu hedefi koyduk; denizle bağlantısı olmayan ülkelerin küresel limanı haline getireceğiz Türkiye'yi, büyük bir avantaj sağlayacağız.
-(Davutoğlu'nun kitabından mı yararlandınız?) Hayır, emin olun sayın Davutoğlu'nun kitabını okumadım. Orada var mıdır, yok mudur bu ayrıntılar bilmiyorum. Varsa da aklın yolu bir. Eğer bizim ayrıntılar o kitapta varsa çok da mutlu olurum. Ama şu eleştiriyi yapmaktan da kendimi alamam. Kendi kitabında varsa neden kendi siyasi partinin projesi haline dönüştürmedin de CHP'yi bekledin. Demek ki bizim projemiz doğru bir proje.
-Türkiye'de hukukun üstünlüğü olmalı. Hukuk olmalı, can ve mal güvenliği olmalı. Biz Ortadoğu'da barışı sağlayacağız. İran Ortadoğu'da en etkin ülke olarak çıktı. Bu proje bölgenin barışını da garanti altına alıyor.
-2 milyon Suriyelimiz var. Türkiye'de yaşayan 3 tür Suriyeli var. Bir kampta yaşayan Suriyeli var, iki sokaklarda dilenen Suriyeliler, üç durumu iyi olan ev kiralayan, iş yeri açan Suriyeliler. Bu toplumun değişik kesimlerinde tepkiler doğuruyor. Biz Suriye'de barışı sağlayacağız. İki milyon Suriyeliyi de kendi ülkelerine göndereceğiz. Hükümet bunun bir kısmını alıyor, 'Kılıçdaroğlu Suriyelileri gönderecek' diyor. Biz elbette savaşın ortasına insan göndermeyiz. Ben "neden Suriyelilere 5,5 milyar dolar harcadınız, bu para gereksizdir" diye bir cümle de kullanmadım. Elbette Türkiye kendi ülkesine gelen savaştan kaçan insanlara kucak açacaktır.
-Türkiye'de kaynak var. Kaynak için dışarıdan borç almayı doğru bulmuyorum. Asgari ücret bin 500 lira. Asgari ücretten vergiyi kaldıracağız. İş veren üzerine ağırlıklı bir yükün gelmemesi lazım onu da biliyoruz. Vergi borcu olmayan, sigorta prim borcu olmayan işadamına bir yıl süreyle sıfır faizli kredi vereceğiz.Bununla üç ayrı avantajı sağlıyoruz. Kişi gelecek vergisini ödeyecek çünkü sıfır faizli kredi alacak. İş veren kredi alınca yatırım yapacak işini büyütecek. Daha adil bir vergi düzeni getireceğiz. Devlette israf var, onu önleyeceğiz.
-Diyanet İşleri Başkanlığı'nın siyasetten uzak olması lazım. Gazetelerde, televizyonlarda haberler var. Bazı siyasetçiler camide insanları toplayıp siyasi propaganda yapıyorlar. Ben bunu inanca saygısızlık olarak görüyorum. Hiç kimsenin inancına siyaset müdahale etmemeli.
-Hukuk ve adalet kavramları yara almış durumda. Yurt dışından gelen gözlemciler de kaygı duyuyor. Parti olarak elimizden geleni yapıyoruz. Geçmişte hatalar olmadı mı, oldu. 2011 seçimlerinde sandıklara sağlıklı sahip çıkmayan 10 bine yakın üyemizin üyeliğini düşürdük.
-Kim olursa olsun, ister IŞİD, ister DHKP-c, ister sade vatandaş. Bir seçim bürosuna saldırı varsa burada suç vardır. Yakalarsınız onu adalete teslim edersiniz. Özel bir tanımlama yapmanın bir mantığı yok. Arkasında bir örgüt var mıdır, yok mudur ona güvenlik kuvvetleri bakarlar.
-Samimi ve dürüst olacaksınız. İki tarafın da samimi olduğuna inanmıyorum. Süreç duruyor, niye duruyor bilmiyoruz.
-Biz parti olarak seçimlerde yüzde 1 oy alan bir partinin en azından genel başkanının parlamentoda temsil edilmesini istiyoruz. Kürt siyasal hareketinin parlamentoda temsili de önemlidir. Her siyasal partinin aşmasını isteriz, onun da aşamasını isteriz. Elbette bütün siyasal partiler bizim rakibimiz. Ama biz ülkemizi ve onun geleceğini düşünmek zorundayız. Siyaset bir çatışmanın bir kavganın unsur olmamalı.
-Ön seçim yaptık, millet kendi seçimini yaptı. Dar bölge sistemini düşünmeyiz. Siyasi Partiler Yasası'nın değiştirilmesi lazım.
-60 madde üzerinde uzlaşma olması önemli. İlk çıkaracağımız yasa; siyasi ahlak yasası olacak. Kesin hesap komisyonu kuracağız. Kamu harcamaları sağlam denetlenmeli. Vatandaşın günlük derdine dokunmamız lazım.
-Muhataplık için HDP'nin barajı aşması önemli. Biz parti olarak bir hükümetin ya da onun görevlendirdiği birisinin İmralı'yla görüşmesini doğru bulmuyoruz, meşru da bulmuyoruz. Bizim siyasal muhatabımız meşru makam olmak zorundadır. HDP barajı aşmazsa da resmi muhatap olur.
-İktidar olamazsak halkı suçlama lüksümüz yok. Yılların algılarını 1-2 seçimde değiştiremezsiniz. Bize oy vermeyenlerde ciddi bir sempati oluştu.
-(Rehavet açıklaması) Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu gözlemi doğrudur ama kendisi açısından doğrudur. Bizim açımızdan doğru değildir. Son derece heyecanlı mitingi meydanlarımız var. Sayın Cumhurbaşkanı keşke TBMM'de yemin etmeden "ben gidip oraya oturacağım" deseydi. Bence daha mantıklı olurdu. Yeminin arkasında durmamak ağır bir vebaldir. Başbakan ile ortak hareket ediyorlar. Bir siyasal partiye açıkça oy istiyor. Kabahat Cumhurbaşkanı'ndan çok YSK'dadır. Hukuk çalışmıyor. YSK kalksın Cumhurbaşkanı'na ceza versin demiyorum ama anayasal tarafsızlığını hatırlatma yükümlülüğü vardır. Yargıç korkunun tutsağı olabilir mi? Cumhurbaşkanı'na verilen sorumsuzluk en büyük sorumluluktur.
-Devlette paralel yapıyı kabul etmeyiz. 17 Aralık olmasaydı paralel yapı olmayacaktı. Sınavda birinci olan elenmemeli, önyargılı davranıldı. İntikam duygusuyla yola çıkıldı.
-İsimsiz mektuplarla devlet yönetilmez. Mücadele hukuk içinde yapılmalı.
-CHP'nin aldığı oy düşerse bırakırım. Siyaseti hiçbir zaman koltuk merakı için yapmadım. Bizim projelerden daha iyi proje ortaya koyan ikinci bir siyasi bir parti yok. Herkes eşit mesafedeyim.
-(HDP, CHP'den oy alır mı?) Geçişgenlik bütün partiler arasında var.
-(CHP'nin son oy oranı ne?) Bu seçimlerde toplumun önemli bir kesiminden oy alacağımızı düşünüyoruz. Bizim stratejimizi belirleyen bir firma var. O firmanın bir yaptığı anket bizim oy oranımızı 30'u aşar diyor.