CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; “Bir kişiye asla ve asla bir devlet teslim edilemez. Dünyada bir kişiye teslim edilen devletler yok olmuşlardır. O nedenle biz ortak aklımızı kullanacağız. Beraber, birlikte, istişare ile yöneteceğiz. Ne demiş atalarımız, akıl akıldan üstündür diye. Onun için danışmak son derece değerlidir. Onun için birlikte çalışmak son derece değerli ve önemlidir. Bunu yapmanın yolu sizin sandığa gitmeniz. Sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Hep birlikte bir tek adam rejimini demokratik yollarla tarihe gömelim. Bu hepimizin üstüne düşen temel bir görevdir. Bu görevi yapmaya hepinizi davet ediyorum" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin toplu açılış törenine katıldı. Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki uyuşturucu sorununa değinirken, törene katılan vatandaşlara, "Emin olun ister adı beşli çete olsun ister adı uyuşturucu baronları olsun bu ülkede tamamen kökünü kazıyacağım" dedi.
CHP'li belediye başkanlarının harcadıklarının hesabını verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Hesap vermenin onurlu bir görev olduğunu bilmenizi isterim. Bir siyasetçi için en önemli görev, halkına hesap vermektir. Halkına hesap veremeyen veya hesap vermekten kaçınan bir siyasal lider bilin ki malı götürüyordur. Ona izin vermeyeceğim. İktidar sahipleri, yani devleti yönetenler, devleti yönetirken zenginleşiyorlarsa bilin ki malı götürüyorlar. İktidar sahipleri devleti yönetirken harcadıkları her kuruşun hesabını vermek zorundadırlar. Biz belediye başkanlarımızdan başladık. Hesabını veriyoruz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Hiç endişe etmeyin, Millet İttifakı olarak bu ülkeye gerçek anlamda adaleti, hukuku getireceğiz. En ufak bir endişeniz olmasın. Biz onlar gibi değiliz. Biz toplumda asla ve asla ayrımcılık yapmayız. Bu ülkede bayrağımızın altında herkesin huzur içinde yaşamasını isteriz. Beraber yaşayalım deriz. Ve birlikte yaşamaktan onur, kıvanç duyarız. Hiç kimseyi kimliğinden, yaşam tarzından ötürü, hiç kimseyi başka bir nedenle asla ve asla ayrımcılık yapmadan kucaklayacağız. Bundan emin olmanızı isteriz. Beraberce yaşayacağımız güzel bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz.
Yeniden inşa edeceğiz derken neyi kastediyorum? Devletin yapılanmasında ciddi bir çürümenin olmadığını biliyoruz. Mafyanın devlet yönetiminde zaman zaman etkili olduğunu da biliyoruz. Bazı grupların, iktidar sahipleri ile birlikte fotoğraflar çektirdiğini de biliyoruz. Emin olun ister adı beşli çete olsun ister adı uyuşturucu baronları olsun bu ülkede tamamen kökünü kazıyacağım.
Bu ülkede görev yapan onurlu kamu görevlileri var. Eğer siz görevini yapan polis arkadaşa, ‘arkadaş, uyuşturucu baronlarını yakala’ derseniz hiç kimse engel olmayacak diye güvence verirseniz hepsini tek tek yakalar ve getirir. Ama iktidar sahibi, uyuşturucu baronu ile fotoğraf çektiriyorsa uyuşturucu baronlarını hapishanelerden çıkarıyorsa, uyuşturucu baronlarının sırtını sıvazlıyorsa bunlar olmaz. Biz neyimize güveniyoruz, bir tek şeye; hesabını vermeyeceğimiz hiçbir şey yok. Her şeyin hesabını veririz. Yüce tanrıdan, Allah’tan başka korkacak hiçbir şeyimiz yoktur bizim. Elbette ki baskılar, tehditler geliyor. Bunların hepsi olur ama şunu bilin, vız gelir tırıs gider. Asla ve asla ödün vermeyeceğiz.
Ülkemiz, dünyanın en güzel ülkesi. Huzur içinde, beraber yaşamak istiyoruz. Kadını erkeği, yaşlısı genciyle birlikte yaşamak istiyoruz. Doğusu batısı, kuzeyi güneyi birlikte, beraber olmak istiyoruz. Türkülerimizi, halaylarımızı beraber söyleyip, beraber oynamak istiyoruz. Kavganın, bu ülkeye getirdiği hiçbir yarar yok. Kavganın sadece ve sadece hüzün ve acı getirdiğini biliyoruz. O zaman niye kavga ediyoruz? Siyasetçiler kavga ettiriyorlar. Kavgadan medet umuyorlar. Size sözüm var; ahdim var ne olursa olsun bu ülkeye gerçek anlamda huzuru getirmek için hep mücadele edeceğim. Bunun kavgasını vereceğim.
Hatırlar mısınız? Yerel seçimlerden önce propaganda yapıyorlar. Aman ha sakın CHP’ye oy vermeyin, yardımlar kesilir… Ne olur, şu olur bu olur. Bir sürü şeyler söylediler. Ama belediye başkanlarımız görevlerine başladılar. Görevlerini yapıyorlar. Dikkat buyurunuz, harcadıkları her kuruşun hesabını veriyorlar. Belediye başkanı arkadaşlarıma şunu söyledim, harcadığınız para sizin paranız değil. Vatandaşın parası. Dolayısıyla harcadığınız her kuruşun hesabını millete verdiğiniz zaman belediye başkanı ile belde halkı arasında sağlıklı bir güven ilişkisi doğar. Evet parayı veriyoruz, vergimizi veriyoruz ama helal olsun harcıyor, hesabını veriyor.
Hesap vermenin onurlu bir görev olduğunu bilmenizi isterim. Bir siyasetçi için en önemli görev, halkına hesap vermektir. Halkına hesap veremeyen veya hesap vermekten kaçınan bir siyasal lider bilin ki malı götürüyordur. Ona izin vermeyeceğim. İktidar sahipleri, yani devleti yönetenler, devleti yönetirken zenginleşiyorlarsa bilin ki malı götürüyorlar. İktidar sahipleri devleti yönetirken harcadıkları her kuruşun hesabını vermek zorundadırlar. Biz belediye başkanlarımızdan başladık. Hesabını veriyoruz. Vatandaşlar arasında ayrımcılık yapmayın dedim. Bir istisna söyledim; fakir mahallelerden başlayın. Oraya hizmet gitmemiş olabilir. Fakir mahallede yaşayan çocukların da oynamaya, eğlenmeye, karınlarının doymasına ihtiyaç var. Oralara kreş yapın, anne güven içinde gelip oraya bıraksın.
Belediye başkanları ile halk arasında böyle bir sıcak ilişkinin kurulması, güvenin pekişmesi açısından son derece önemli. Bütün bunların tamamını, Vahap Başkan dedi ki, Cumhurbaşkanlığı Seçiminde en yüksek oyu alan illerden birisi olacak diye… Yanında Adana Büyükşehir Belediye Başkanı (Zeydan Karalar) oturuyordu, ‘Herhalde bu konuda ciddi bir rakip olacağız’ dedi. Hiç endişe etmeyin, bu ülkede yaşayan insanların ferasetine güveniyorum. Yeter artık dememiz lazım. Yeter ya. Milleti soydunuz. Milleti batırdınız, açlık, sefalet diz boyu. Türkiye’yi buradan çıkaracağız. Beraber çıkaracağız. Birlikte çıkaracağız. Onurumuzla ve gururumuzla çıkaracağız. Sandığa gideceğiz, oy vereceğiz ve demokrasiden, insan haklarından yana bir siyasal iktidarı getireceğiz. O zaman göreceksiniz güzel bir Türkiye nasıl büyürmüş. Güzel bir Türkiye nasıl kalkınırmış, nasıl yönetilirmiş. Sadece bölgemize değil, dünyaya da göstereceğiz. Zengin bir ülkeyiz. Her türlü imkânımız var aslında. Taşımız, toprağımız her şey bereketli.
Güzel otobüsler hizmete girecek. O otobüslere bineceksiniz. Özellikle öğrencilerin 1 TL’ye otobüse binmeleri de son derece güzel bir olay. Belediye Başkanımızı bu çerçevede kutluyorum. Öğrencilere her türlü imkânı sağlamamız lazım. Çünkü onlar hem bugünümüz hem de geleceğimiz. Ayrıca gençlerden bir şey istiyorum; efendim sandığa ben gitmesem de olur… Değil. Bütün gençlerden, 6 milyona yakın gençten sandığa gitmelerini istiyorum. Eğer bugün şikâyet ediyorsanız; şikâyet ettiğiniz alanların şikâyet konusu olmaktan çıkmasını istiyorsanız sandığa gideceksiniz, demokrasiden yana oy kullanacaksınız.
Bir kişiye asla ve asla bir devlet teslim edilemez. Dünyada bir kişiye teslim edilen devletler yok olmuşlardır. O nedenle biz ortak aklımızı kullanacağız. Beraber, birlikte, istişare ile yöneteceğiz. Ne demiş atalarımız, akıl akıldan üstündür diye. Onun için danışmak son derece değerlidir. Onun için birlikte çalışmak son derece değerli ve önemlidir. Bunu yapmanın yolu sizin sandığa gitmeniz. Sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Hep birlikte bir tek adam rejimini demokratik yollarla tarihe gömelim. Bu hepimizin üstüne düşen temel bir görevdir. Bu görevi yapmaya hepinizi davet ediyorum.” (ANKA)