Harun UYANIK-İSTANBUL DHA-CUMHURİYET Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu \"Türkiye\'de gençlik ve siyaset\' konulu konferansa katıldı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilgi Kampüsü\'nde düzenlenen konferansa Kılıçdaroğlu\'nun yanı sıra CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile üniversite öğrencileri katıldı.
\"ÜNİVERSİTELERDE DÜŞÜNCELERE SINIRLAMA GETİRİLEMEZ\"Kılıçdaroğlu; \"Üniversitelerin idari özerkliği olmalı. Mali ve bilimsel özerkliği de olmalı. Eğer bir üniversitenin idari özerkliği yoksa orası üniversite değil, lisedir. Mali özerkliği yoksa siyasi otoriteden talimat alır. Siyasi otorite ona istediği ölçüde para verir ve ya vermez. Bilimsel özerkliği yoksa o üniversitede bilim üretilmez. Eğer bir üniversite kendi rektörünü, dekanını seçemiyorsa, özgürce belirleyemiyorsa dünyanın hiçbir çağdaş ülkesinde oraya üniversite denmez. Bilimsel özerklikten kastım, her türlü düşüncenin özgürce tartışıldığı mekânlardır. Üniversitelerde düşüncelere sınırlama getirilemez. Getirildiği takdirde üniversite olmaktan çıkar\" dedi.
\"GENÇLERİMİZ DÜŞÜNCELERİNİ ÖZGÜR BİR ORTAMDA İFADE EDEMİYORLAR\"Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:Ülkede bir kişi çıkıp ta \'neden bizim üniversitelerimiz dünyanın en büyük 500 üniversitesi arasında yer almıyor?\' diye soruyorsa o soruyu bizlere ve ya sizlere sormadan önce kendisine sorması lazım. Çünkü yöneten o. Neden bizim üniversitelerimiz ilk 500 üniversite içinde yer almıyor? Neden bizim gençlerimiz belli bir eğitimi tamamladıktan sonra geleceğini yurtdışında arıyor? 18-25 yaş arasındaki kuşağın en temel özelliklerinden bir tanesi düşüncelerini özgür bir ortamda ifade etmek ister. Baskı altında değil. Bugün gençlerimiz düşüncelerini özgür bir ortamda ifade edemiyorlar.
\"KİTAPLARDA OKUDUĞUMUZ SİYASET TÜRÜ TÜRKİYE\'DE UYGULANMIYOR\"Türkiye\'de yapılan siyasetin yanlış olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, \"Siyaset sizin kitaplarda okuduğunuz, benim de kitaplarda okuduğum siyaset türü Türkiye\'de uygulanmıyor. Yok böyle bir siyaset. Türkiye\'de etnik kimlik, yaşam tarzı, inanç üzerinden kendisine taban bulmaya çalışan bir siyaset Türkiye\'de uygulanıyor. Çağdaş demokrasilerde bunun üçü de yasaktır. Etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmaz. Yaşam tarzı üzerinden siyaset yapılmaz. İnanç üzerinden siyaset yapılmaz. Ama Türkiye\'de siyasetin temeli bu üç ana nokta üzerine inşa ediliyor. Nedeni ise kendi taraftarını Türkiye\'nin sorunlarından koparıp, kendi alanıma hapsedeyim diye. Sizin göreviniz hangi etnik kimlikten olursak olalım hangi inançtan olursak olalım, hangi yaşam tarzını benimsiyorsak benimseyelim herkesin kimliğine, inancına ve yaşam tarzına saygı duymalıyız. Şu soruyu sormalıyız, ülkede neden işsizlik var? Üniversiteyi bitiren neden iş bulamıyor? \" ifadelerini kullandı.
\"24 HAZİRAN\'DA EĞER BİR HAYAL KIRIKLIĞI YARATTIYSAK BUNUN SORUMLUSU BİZİZ\"Kemal Kılıçdaroğlu 24 Haziran gecesi hakkında da açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, \"24 Haziran\'da eğer bir hayal kırıklığı yarattıysak bunun sorumlusu biziz. Hiç başka bir yerde sorumlu aramaya gerek yok. O gece belki daha iyi yönetilebilirdi. Yönetilmedi. Benim kalkıp ta, \'Ben iyi yaptım. O kötü yaptı. O iyi yaptı, ben kötü yaptım\' diye kısır bir tartışmanın içine girmenin hiçbir mantığı yok. Sorumluluk varsa bu bize aittir. Yanlışlık varsa bu da bize aittir. Kabahat sizde değil, bizde. Bu bir umutsuzluk nedeni olmalı mı? Hayır, asla. Konuşmamda söylediğim gibi insanlık tarihi hak isteyen ve hak peşinde koşan insanların tarihidir. Adaletsizliğe karşı mücadele tarihidir. Eğer bir yerde bir hata oldu, \'ben bir daha sandığa gitmeyeceğim, bir daha demokrasiyi savunmayacağım ya da demokrasinin yanında yer almayacağım\' demek gençlere yakışmaz. Gençler mücadeleyi yapmalı. Biz yanlış yaptıysak, bize hesap sorun. Biz bunun hesabını vermeye razıyız. Ama \'sandığa gitmeyeceğim\' demek dikta yönetimine teslim olmak demektir\" diye konuştu.
\"BENİM GÖREVLERİMDEN BİRİSİ DE YENİ GENEL BAŞKAN ADAYLARINI YETİŞTİRMEKTİR\"Genel başkanlık yolunda kimsenin önünü kesmediğini belirten Kılıçdaroğlu, \"Hesap uzmanlığı dışında, bürokrasideki görevlerin tamamına teklif geldiği için geldim. Grup Başkanvekilliği içinde gönüllü olmadım, zorla yaptırıldım. Ben plan bütçe üyesi olarak gayet güzel görevimi yapıyordum. Pek çok şeyi Türkiye\'nin gündemine taşıdım. Benim iradem dışımda bu görevdir olacaksın dediler, tamam dedim. Daha sonra genel başkanlığa getirildim. Benim görevlerimden birisi de yeni genel başkan adaylarını yetiştirmektir. Hiç kimsenin genel başkan adaylığı önünü kesmedim kesmeye de niyetim yoktur. En tipik örneği, son kurultayda imza verenler oldu, vermeyenler oldu. Biz 100 belediye başkan adayı belirledik, bunların içinde kurultay olsun diye imza atanlar da vardı. Ayrım yapmadım. İmza sayısı fazla görülsün diye birden fazla notere gidip imza atanlara sadece itiraz ettim. Yani sahtekârlık yapanlar, sahtekârlık yapanın partide yeri yoktur\" şeklinde konuştu.(FOTOĞRAF)