CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
CHP lideri, Yargıtay'da 4 yıl 11 aylık cezası onanmasından sonra bugün adliyedeki infaz işlemlerinin ardından Silivri Cezaevi'ne giden CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında konuştu. "Morali gayet iyi çünkü biliyor ki bir suç işlediği için değil onurlu ve dik durduğu için cezalandırılıyor. Biz onların hiçbir siyasi hükmünü tanımıyoruz. Ne derlerse desinler duruşumuz hedefimiz bellidir. Hapse atarlar, tutuklarlar, ne yaparlarsa yapsınlar asla ama asla onurumuzdan ödün vermeyeceğiz. Vermeyenlerden biri de Kaftancıoğlu" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, yarın yargılanacak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında da, "Çalışıyor, üretiyor, hazmedemiyorlar. Hâlâ İstanbul'u kaybettiklerine inanamıyorlar. "Hazmedemiyorlar, acaba Ekrem Başkanı hangi formülle oradan alırız da oraya birisini atarız. Bu arayışa girmek vatana ihanettir. Bu arayışa girmek demokrasiye millete ihanettir. İBB belediye başkanını kim seçti? Saray mı uyuşturucu baronları mı seçti? Halkın seçti halk. Milletin iradesine saygı göstereceksiniz!" ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Hiçbir gücün karşısında hiçbir arkadaşımız genel başkandan başlayarak en aşağıdaki üyeye kadar hiçbir gücün karşısında hiçbir adaletsizliğin karşısında asla diz çökmedik ve çökmeyeceğiz. Kimden gelirse gelsin, baskı, şiddet kimden gelirse gelsin asla boyun eğmeyeceğiz. Demokrasiye inanmayanları sandık yoluyla göndereceğiz" sözlerini kaydetti.
"Bu topraklarda yabancı asker postalı istemiyoruz kardeşim!" söylemini yineleyen CHP lideri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi eleştirdi. Kılıçdaroğlu, "Ben Bahçeli değilim. Gitti teskereye evet dedi, yabancı askerler Türkiye'ye davet edilebilir diye oy verdi. Ben gerçek ülkücüyüm, gerçek milliyetçiyiz, ben gerçekten de ülkemi seviyorum. Ben kendi ülkemde (yaban) asker postalı istemiyorum" diye konuştu.
Öte yandan MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “Çok istekliysen terörist Demirtaş’ın hasretini çekiyorsan, Kavala olmadan yaşayamam diyorsan biraz daha devam et sonunda kanun yoluyla onların koğuşundaki boş bir ranzaya sen de kapağını atarsın, çulunu serer duvara da halını asarsın” sözlerine de yanıt veren CHP lideri şunları söyledi:
"Sizin feriştahınız gelse bize diz çöktüremez kimsiniz siz kimsiniz, Allah aşkına. Eğer biz hapislerden korksaydık bu kadar cesur olmazdık. Biz hapislerden korksaydık sizin gibi olurduk. Biz sizin gibi değiliz. Dün tükürdüğümüzü bugün yalamayız biz. Ne söylediysek arkasındayız. Bizim sözümüz erkek sözüdür insan sözüdür."
CHP liderinin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Hiçbir gücün karşısında hiçbir arkadaşımız genel başkandan başlayarak en aşağıdaki üyeye kadar hiçbir gücün karşısında hiçbir adaletsizliğin karşısında asla diz çökmedik ve çökmeyeceğiz. Kimden gelirse gelsin, baskı, şiddet kimden gelirse gelsin asla boyun eğmeyeceğiz. Demokrasiye inanmayanları sandık yoluyla göndereceğiz.
"Devlet yönetimi sorumluluk gerektirir. Devleti adalet üzerine inşa etmişseniz, adaleti savunuyorsanız o ülkede yaşayan herkes huzur içinde yaşar. Devlet yönetiminde güç bir kişiye teslim edilemez. Ederseniz o devletin sonu felakettir. Tarihte Hangi devlet olursa olsun güç bir kişiye teslim edilmişse o devletin sonu hüsranla bitmiştir. O nedenle devlette güçler ayrılığı ilkesi diyoruz. Devlet tek merkezden de yönetilmez. O nedenle yerel yönetimler vardır. Devleti büyüten liyakati büyütmek zorundasınız. Halk egemenliğine dayanmayan bir devletin sonu hüsrandır. Devleti yönetenler şeffaf olmak, erdemli ahlaklı olmak zorundadırlar. Baskı kurmaz devleti yönetenler, vatandaşın özgürlük alanını genişletir. O zaman o devlette adalet var demektir. Devleti yönetenler halka hesap vermiyorsa o devlette yolsuzluk vardır, siyasetçiler köşeyi dönüyor demektir. Sağlıklı işleyen devlet yönetiminde vatandaşın kimliği sorgulanmaz. Devleti yönetirken katılımcı bir anlayışı yönetim içinde egemen kılmamız lazım .Yeri geldiğinde referandum, seçim yapacaksınız. Yeri geldiğinde STK'ların görüşlerini alacaksınız. Devlet yönetiminde asıl olan halkın çıkarlarıdır. Devleti yönetenler kaynakları en verimli şekilde kullanmak zorundadırlar. Onlar savurganlık yapamaz.
Devleti yönetmek ciddi ve ahlaklı bir iştir. Ya genel başkan bu girişi niye yaptınız. Şunun için yaptım; bu devlet milli kurtuluş savaşını verdikten sonra en fakir olduğu dönemde bir taraftan Osmanlı'nın omuzlarına yıktığı borçları öderken fabrikalar kurdu. Dışarıya muhtaç açan el avuç açan bir devletten onuruyla birikimiyle ayakta duran ve saygınlık duyulan bir devlet haline geldi o genç Türkiye Cumhuriyeti. İlk yaptıkları iş geçmişte yapılanların tamamını satmak oldu. Şu soruyu geçişte AK Parti'ye oy veren bütün kardeşlerimin kendi vicdanlarına sormak istiyorum; AK Parti hangi fabrikayı kurdu? Satmanın dışında ne yaptılar? Biz her fabrika bir kaledir diyoruz. Her fabrika bir alın teridir diyoruz. Oturdular şeker fabrikalarını sattılar ve 24 yıl sonra TC devleti yurt dışından şeker ithal etmek zorunda kaldık. Saman, et, mercimek, buğday ne varsa ithal ediyorduk, en son şeker de ithal etmek zorunda kaldık. Her vatandaşım kendi vicdanına sordun; ne oldu da koskoca TC devleti dışarıdan şeker ithal etmek zorunda kaldı? Devlet iyi yönetiliyor diyebilir misiniz? Her vatandaşım vicdanına sorması lazım. Bakın daha 2015'te Konya'daki mitinde söylüyorum hiçbir şeker fabrikasına kapatmayacağız, kendi çiftçimizin alın terine güveneceğiz' diyoruz. Onlar o dönemde fabrikaları nasıl satarız arayışı içindeler.
"Çorum mitinginde (2018) kime satacaksın o yoksulluk içinden şeker fabrikaları kurduk kime niye satacaksın? TÜRKŞEKER’in 10 fabrikasını 680 milyon dolara özelleştirdiler. 11 milyar lira bugünün parasıyla. Geçtiğimiz nisan ayında bir aylık ödenen faiz 19 milyar lira. 10 şeker fabrikasını 11 milyar liraya satıyorsun ama bir ayda 19 milyar lira faiz ödüyorsun. Bu mudur ahlak, bu mudur erdem? Üreticiye destek vermediler. Sonunda fabrikaları sattılar sonunda dışarıya el avuç açıyoruz. Ama düzelteceğiz. Kim kimse endişe etmesin. Bizim iktidarımızda çiftçinin yüzü gülecek. Gençler bu ülkenin fabrikalarında sokaklarında parklarında gülerek özgürlüğü telaffuz edecekler. Türkiye'yi ayağa kaldıracağız, huzuru getireceğiz göreceksiniz. Vatandaşlarımız karamsarlığa kapılsınlar diye değil söylememin sebebi yapılan hatalardan ders çıkarmaktır. Yapmayın dedik yaptılar ve bugünkü ağır fabrika ile karşı karşıya kaldık.
"İlkokula Van'ın Erçiş ilçesinde başladım .Vanlılarla kendimi hemşeri olarak görüyorum. Bir tek belediye başkanımız bile yok ama olsun Vanlıların canı sağ olsun .Eğer oradan yeteri kadar oy alamadıysak kabahat bizde. Vanlının sofrasına oturmamız lazım. Dertleşmemiz lazım. inşallah bunu yapacağız. Van'ı Allah'ın izniyle iktidarımızda göreceksiniz güçlü bir turizm ve tarım merkezi haline getireceğiz. Sınır ticaretinden bütün Vanlılar kazanacak. Van'da huzur içinde yaşamak istiyorsanız, Van'ın gelişmesini istiyorsanız bize katılım. Dolayısıyla biz Van'la da Vanlıyla da kucaklaşmak zorundayız. Kayyumdan şikâyet ediyorlardı. Seçimle gelen seçimle gitsin diyorsanız kayyum uygulamasından şikâyet ediyorsanız biz katılacaksınız. Çözeceğiz bunların tamamını. Bir evce gittik, Selahattin Bey'in çok sevildiğini gördüm. Haksız, adaletsiz uygulamalardan çok şikâyet ediyorlar. Bize oy versin vermesin bir kişi adaletsizlikle karşı karşıyaysa ona sahip çıkmak insani görevimizdir. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Söyledim mahkeme kararlarını uygulamıyorlar baskı yapıyorlar hâkimlere. Osman Kavala'dan da Selahattin Demirtaş'tan da eğer Harp Okulu darbeci diye yıllardır içeride. Onların da hakkını hukukunu savunmak istiyorsanız bize katılacaksınız. Çözeceğiz. Beşli çetelerden, SADAT'çılardan uyuşturucu baronlarından şikâyet ediyorsanız adres belli dedim. Bizim iktidarımızda Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Siirt ve Batman’da çiftçiye elektriği ücretsiz vereceğiz.
"Uyuşturucu baronlarıyla insan kaçakçılarıyla fotoğrafı kim çektiriyor? Uyuşturucu baronlarını hapishanelerden kim çıkarıyor? Bütün polis kardeşlerime söz verdim iktidarımızda uyuşturucu baronlarıyla yaptığınız mücadelede hiçbir siyasi güç sizi engellemeyecek. Tam tersine önünüzü açacağız. Sizden sadece şunu isteyeceğiz bizim evlatlarımızı zehirleyen uyuşturucu baronlarını yakalayıp hep beraber hapse atalım. Bu defteri kapatacağız.
"Ekonomiyi çözecek onlarca kişi var. Aklı başında olan herkes bu sorunu çözer. 6'lı masayı niye kurduk? Bu ülkede huzur olsun, herkesin karnı doysun, işsizlik olmasın, üniversiteyi bitiren evladımız eve kapanmasın diye. Çözeceğiz bunları yeter ki bize güvenin. Nusaybin sınır kapısını evet onu da açacağız. Bütün sınır kapılarımızı, gayet güzel projeler var, göreceksiniz. Türkiye'yi onların hayal edemedikleri güzelliklerle karşılaştıracağız.
"(Gelecek Partisi liderliğinde gerçekleştirilen toplantı) Hangi temel ilkeler ve hangi hedeflerle bir araya geliyoruz diye konuştuk. Birbirinden farklı siyasi geleneklere sahip partiler olarak bizler, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına adım atarken ülkemizin daha huzurlu, daha mutlu, daha müreffeh, daha özgür ve daha demokratik olmasını sağlamak üzere iş birliği ve güç birliği yaptık. Bu birlikteliğimizi, milletimizin desteği ile hedeflerimizi gerçekleştirinceye kadar sürdüreceğiz. Bu ülkeye huzuru ya getireceğiz ya getireceğiz. Ortası yok. Bu temel hedefler dışında bir açıklamamız daha oldu. Geçen kurulmasına karar verdiğimiz komisyonların hangi aşamaya geldiği konusunda. Seçim güvenliği komisyonu kurmuştuk, dört aşamalı güvenlik sağlayacağız; 'seçim öncesi seçim dönemi seçim günü seçin sonrası' Neleri yapacağımız, detaylar belirlendi. Bu çalışma 6 Haziran günü kamuoyu ile paylaşacak.
"(Kaftancıoğlu ve İmamoğlu açıklaması) Morali gayet iyi çünkü biliyor ki bir suç işlediği için değil onurlu ve dik durduğu için cezalandırılıyor. Biz onların hiçbir siyasi hükmünü tanımıyoruz. Ne derlerse desinler duruşumuz hedefimiz bellidir. Hapse atarlar tutuklarlar ne yaparlarsa yapsınlar asla ama asla onurumuzdan ödün vermeyeceğiz. Vermeyenlerden biri de Kaftancıoğlu. Büyükşehir Belediye Başkanımız için de yarın duruşma var. çalışıyor, üretiyor. Hazmedemiyorlar. hâlâ İstanbul'u kaybettiklerine inanamıyorlar. Hala Ekrem Başkanı oradan nasıl alırız arayışı içindeler.
"Hazmedemiyorlar acaba Ekrem Başkanı hangi formülle oradan alırız da oraya birisini atarız. Bu arayışa girmek vatana ihanettir. Bu arayışa girmek demokrasiye millete ihanettir. İBB belediye başkanını kim seçti? Saray mı uyuşturucu baronları mı seçti? Halkın seçti halk. Milletin iradesine saygı göstereceksiniz!
"Biri de beni hapse göndermekle tehdit etmiş. Sizin feriştahınız gelse bize diz çöktüremez kimsiniz siz kimsiniz, Allah aşkına. Eğer biz hapislerden korksaydık bu kadar cesur olmazdık. Biz hapislerden korksaydık sizin gibi olurduk. Biz sizin gibi değiliz. Dün tükürdüğümüzü bugün yalamayız biz. Ne söylediysek arkasındayız. Bizim sözümüz erkek sözüdür insan sözüdür. Kadınlar kızmıyor dimi bunu söylediğim için?
"Bir tweet attık yabancı asker ve NATO konusunda. Vay efendim bunu nasıl söylersin. Bir daha söylüyorum bu topraklarda yabancı asker postalı istemiyoruz kardeşim! Ben Bahçeli değilim. Gitti teskereye evet dedi, yabancı askerler Türkiye'ye davet edilebilir diye oy verdi. Ben gerçek ülkücüyüm, gerçek milliyetçiyiz, ben gerçekten de ülkemi seviyorum. Ben kendi ülkemde (yaban) asker postalı istemiyorum.
"Şimdi bu muhalif görünenler efendim Kılıçdaroğlu şöyle böyle diye ders vermeye kalkıyorlar. Ya sen düne kadar zorba hakkında tek cümle bile yazmadın ya, bize ayar vermeye kalkıyor. Gazeteci olduklarını söylüyorlar dün ne olduklarını biliyorduk bugün de ne olduklarını biliyoruz.
"Ben bu Türgev'in ENSAR'ın bütün mal varlıklarını, aldıkları maaşları, kimlerden aldıklarını mahkemeden isteyeceğim. Belki de vazgeçebilirler dava açmaktan. Öyle bağışladım falan değil havale merkezine gönderiyor parayı. Bütün vatandaşlarıma söylüyorum bir siyasetçinin hesabını veremeyeceği bir şeyi olmamalı. Halkından gizlediği bir şey olmamalı. Bir siyasetçinin evlatları para pul içine girmemeli.
Sınır dışı operasyon yapacağız diyor. E senin oğlun var dünya kadar milyonları var e ok atmakta da çok becerikli e gönder, niye göndermiyorsun? Fakir fukaranın çocuklarını gönderiyorsun, senin çocukların ise milyon dolarlarla oynuyorlar Amerika ile Türkiye arasında. Daha okçuluk vakfını bilmiyoruz. Onlar ne yaptı bilmiyoruz onlar da gizli kapaklı ama milletime sözüm var tüyü bitmemiş yetimin hakkını sormak benim boynumun borcudur. Kimse endişelenmesin Türkiye'yi huzura kavuşturacağız."