CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın hazırlanan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın Boğaziçi Yasası'ndan kaynaklanan yetkilerinin, başkan ve üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanacak kurum ve kurullara devrini öngören yasa taslağına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, "CHP’li belediyeler yılın 12 ayı zaten denetleniyor. Buradan bir sonuç elde edemeyince 'Acaba yasal olarak biz nasıl müdahale edebiliriz?', 'Özellikle İstanbul'un rantını nasıl paylaşabiliriz?' O rant İstanbullu’ya aittir, Saray’a değil" dedi.
Cumhuriyet'ten Mahmut Lıcalı'nın haberine göre, CHP Genel Merkezi’nde dün bir grup gazetecinin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Biz kayyım atamasını asla doğru bulmuyoruz. Bu belediye başkanları gittiler, savcılıktan iyi hal kâğıdı aldılar, YSK bunların seçime girebileceğine karar verdi. Vatandaşın oyunu aldılar, geldiler; belediye başkanlığı yapıyorlar. Varsa bir suçları suçüstü yapın, soruşturma açın, sözde bağımsız mahkemelerin en azından karar vermesini bekleyin. "
"CHP’li belediyeler yılın 12 ayı zaten denetleniyor. Buradan bir sonuç elde edemeyince 'Acaba yasal olarak biz nasıl müdahale edebiliriz?', 'Özellikle İstanbul'un rantını nasıl paylaşabiliriz?' O rant İstanbullu’ya aittir, Saray’a değil. Orada, 'Kupon arazi bile satılırken benim haberim olsun' diyen kişi bu ülkede Cumhurbaşkanlığı yapamaz. Çünkü kişisel çıkarı için rantı kontrolü altına almak istiyor; ülkenin çıkarı için değil. Bu tabii henüz parlamentoya gelmedi. Parlamentoya geldiğinde bunu hep beraber göreceğiz. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bazı gelirlerini kısma yönünde de bazı iddiaların, söylemlerin, olduğunu biliyoruz. Bunlar yanlıştır. Saygın bir devlet yönetiminde bu tür kararlar iktidara da zarar verir, yerel yönetimlere de..."
"(Eren Erdem’in tahliyesi konusunda) Eren Erdem boşu boşuna yattı hapiste. Haksız yere yattı. Şimdi çıktı. Ben eminim beraat edecek. O kadar hapiste yatmasının bedelini kim ödeyecek? Eren Erdem, Osman Kavala, askeri öğrenciler, gazeteciler, yazarlar, avukatlar... Özellikle parası olanlar, yüksek bedeller ödeyerek, HSK üzerinde baskı kurabilecek politik güce sahip avukatları tutuyorlar. Dolar bazında ücret alıyorlar. Tutulan avukatlar, savcılar ve hâkimler üzerinde çok etkililer. Bunlar Erdoğan’ın avukatları... Dolayısıyla ne savcı iddianame hazırlayabiliyor, ne de mahkeme karar veriyor."