CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 9 Eylül’deki il başkanları toplantısında, yerel seçimlerde ittifakla ilgili “İyi Parti var, HDP var, SP var, bir araya gelinebilir. Tek bir aday çıkarılabilir. Bütün amaç belediyeyi alabilmek. Stratejiyi siz belirleyeceksiniz” dediği belirtildi.
Hürriyet’in haberine göre Kılıçdaroğlu’nun, toplantının basına kapalı bölümünde özetle şunları söylediği öğrenildi:
“Ön seçim yapılıp yapılmayacağını belirleyecek olan sizlersiniz. Eğilim yoklaması mı istersiniz, anket mi istersiniz yoksa doğrudan doğruya ön seçim mi istersiniz, bunu siz belirleyeceksiniz. Amacımız belediye başkanlığını kazanmak, kiminle kazanılacağına siz karar vereceksiniz. Ön seçim de yapsanız, başka yöntemle de belirleseniz, aday gösterilmeyenler aleyhine çalışıyor bazen. Kendi çıkarlarını partinin çıkarlarının üzerinde görüyorlar. Böyle kişilerin partiden uzaklaştırılması lazım. Bunu yapanlara ihtiyacımız yok. Dava adamı olanlar seçime girmeli.
(CHP’nin 9 ili kaybettiği simülasyon çalışması ile ilgili) Şimdi, ilk kez Cumhuriyet tarihinde böyle bir (24 Haziran seçimleri) seçim yapılıyor. İttifaklar oluşuyor. Bu seçimlerdeki sonuçları diğer seçimlerle kıyaslamak doğru olmaz.
(Bazı il başkanlarının yerel seçimlerde ittifak kurulması yönünde talepleri üzerine) Yerel seçimlerde yasal olarak ittifak yok. Arkadaşlar, ‘Biz kendi aramızda ittifak yapacağız’ dediler. İttifak yok ama ne var? Herkesi kucaklayacak, öyle bir aday çıkaracağız ki beldenin bütün vatandaşlarının oyunu alacak. İyi Parti var, HDP var, SP var, bir araya gelinebilir. Tek bir aday çıkarılabilir. Bütün amaç belediyeyi alabilmek. Bu, yerelin kendi koşullarına göre saptanması gereken bir strateji. Seçimi alma stratejisi üzerine bir politika oluşturacaksınız. İllere göre değişir bu. Yani dengeler ağırlıklar sevilen insanlar, bütün bunların hepsi bir şekliyle dikkate alınmalı.
Hepimiz belli bir amacı gerçekleştirmek için kararlılıkla mücadele veriyoruz. Eleştiri gelebilir, dik duracağız. Göreceksiniz ki eleştirenler vazgeçecek. Tüzük değişikliği yaptık, her ay düzenli aidatını ödeyen milletvekilini, belediye başkanını seçsin dedik, koro halinde karşı çıktınız. Ben partide devrim yapmak istiyorum il başkanlarımız, delegeler karşı çıktı. Önseçim yaptık ne oldu İstanbul'da? Bilmem kaç bin tane seçmenimiz var. Yarısı ancak sandığa geldi. Yarısının partinin üyesi olduğundan haberi bile yok. Bu mudur? Siz bu partide devrim yapmak istiyorsanız ben hazırım. Aidatını düzenli ödeyenlerle yapalım bunu."
Sosyal medyada bana yönelik sert eleştiriler geliyor. Bunu AKP’nin trolleri yapıyor. Bir de bize yakın troller yapıyor. Hangi merkezlerden yapıldığını iyi biliyorum. Pabuç bırakmayacağız. Haklıyız, neden geri çekilelim?
Tüzükte gençlik kotasını yüzde 20’ye, kadın kotasını yüzde 33’e çıkardık. Avrupa’daki en büyük kota bu. Örgütlerde bir bakıyorum kadın yok. Belediye meclis üyeliklerini belirleyeceksiniz, Allah aşkına, genç ve kadın olsun. Anket sonuçları ‘Gençler CHP’ye ilgi duyuyor’ diyor, biz gençleri taşıyabilirsek sorunları aşabiliriz.
Seçim gecesini iyi yönetemedik. Defalarca ‘Muharrem Bey’in o gece buraya gelmesi lazım’ dedim. Davet edildi, gelmedi. Zorla mı getirelim? Defalarca ‘Bir açıklama yapın’ diye uyarıldı. Kendisi yapmıyorsa yanında arkadaşları var. Ne yapacağız, Muharrem Bey’i kamuoyu önünde eleştirecek miyiz? Bu bize yakışmaz. Her hatadan ders çıkaralım. Hataya takılmak partiye zarar verir.
(İl başkanlarının, oğlu Kerem Kılıçdaroğlu’nun nikâhına davet edilmemesi ile ilgili sitemi üzerine) Ben mütevazi bir düğün yapmak istedim. Nikâh yapmak için bir gayrimenkulümü sattım. Herkesin gelip takılar takması benim dünya görüşüme aykırıdır. Kimsenin bilmeyeceği, duymayacağı bir şey yapmak istedim, olmadı. Yoksa il başkanlarının davet edilip edilmemesi değil, bilinçli olarak girmedim."
Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre de Kılıçdaroğlu, genel başkan değişikliği ile ilgili olarak da şunları söyledi:
"Değişebilir. Hangi gerekçeyle genel başkanı değiştireceğiz? Bir ideolojik felsefe olması lazım. Bana bir felsefi derinlik gösterebilirseniz ben bırakın kurultay yapmayı vallahi yarın sabah giderim. Burada kalayım diye bir hastalığım yok."